AZİM GAYRET ÇALIŞMA BUNUN ADI BAŞARI
Bir sınıfın hikayesi...
YIL 1987-88 Öğretim yılı, başlangıcı okullar açılacak. Ben yıllarca çalıştığım Gazi Lisesinden müdürler komisyonu kararı ile, Sivas İmam Hatip Lisesine görevlendirildim. Daha önce yazmıştım. Öğrencilik yıllarımın ve bir ara ücretli derslere girdiğim binaya geri dönüş yapmıştım.
Okullar açıldıktan sonra, biraz geç okula geldiğim için, okul idaresi bana sonradan oluşturulmuş bir sınıfın derslerini vermeye karar vermişti. O sınıf daha önceden İHL kabul sınavlarına girmiş, kontenjan dar olduğu için kayıt yaptıramamış, öğrencilerin ilçe okullarına kayıt yaptırarak, daha sonra merkez okula nakil yaptıran öğrencilerden oluşan bir sınıf idi. Haftada yaklaşık 18 ders bu sınıfa girecektim.
Hepsi gayet inançlı, azimli, heyecanlı olan bu arkadaşlarla uzun sürecek yol arkadaşlığımız böylece başlamış oldu.
6-K Sınıfı ile olan birlikteliğimiz, o yıl başlamıştı. Birçoğu ile uzun soluklu oluşan tanışıklığımızın yol arkadaşlığımızın kardeşliğimizin başlangıcı bu sınıf oldu.
Yıllarca süren, güçlü kardeşlikler, yol arkadaşlıkların, beraber aynı hedefe yürümenin temellerinin atıldığı bir ortam oluşmuştu. Çok sıcak ve samimi bir ortam. Dile kolay haftada 18 saat birliktesiniz...
Bu sınıftan öğrenci dostlarımızın başarı hikayeleri ile hep hafızamda yer almıştır. Bazılarını hatıralarımda yazdım. Bazılarını zamanla, yazmaya devam edeceğim. Bugün onlardan bir tanesinden söz edeceğim. Yıllar önce tanışıklığımızın olduğu Şevket Ağabeyin kızından.
Bu kızımızla bu sınıfla başlayan tanışıklığımız uzun yıllar devam etti. Buradan mezun olan çok arkadaşımız gibi Üniversite tahsilini tamamlayarak hayata atılmıştı. Ancak onun hikayesi uzun soluklu oldu. Malum baş örtüsü veya başka nedenlerle kazandığı okula devam edemedi bir süre.
O aralar Sivas'ta bir yerel TV ekranlarında gördüm onu. Gündüz kuşağında yaklaşık beş yıl süren bir TV sunumunu gerçekleştirdi. Benim açımdan önemli olan şu idi. O, sıkıntılı dönemlerde bile, TV ekranlarında baş örtüsü ile, sunumunu gerçekleştiriyordu. Hatta o sunumlardan bir tanesinde bende bulunmuştum. Yapılan programda uygulanmaya çalışılan baş örtüsü yasağının doğru olmadığından söz etmiştim. Evet, kimsenin konuşmaya cesaret edemediği zamanlardı. Hatta o yıllar Yeni Şafak Gazetesi Sivas temsilcisi idim. Şu an devam ettiğim köşe yazarlığı hikayemin başladığı yıllardı. Çile sizi alır nerelere götürür. Bilemezsiniz...
O aralar ben hem Ensar Vakfı Sivas temsilcisi, Sivas İHL mezunları derneği üyesi, Hem Kemalattin ibni Hümam Vakfı İcra heyeti başkanı görevlerini üzerimde taşıyordum. Başka bir sunumda ise, İHL katsayı uygulamasının yanlışlığından söz etmiştik. Evet o, sıkıntılı dönemlerde baş örtüsü ile program yapmaya devam etti.
Daha sonra Sivas Belediyesi bünyesinde çalıştı. Girişimcilik yeteneğini burada kullanarak sorumluluk alan makamlara geldi.
Bazen sohbetlerimizde neden Üniversite tahsilini tamamlamıyorsun? Sorusunu yöneltiyordum. Mutlaka yüksek okul tahsilinin onun için daha yararlı olacağından söz ediyordum. Bu moral ve motivasyon girişimlerinin ona ne kadar faydası oldu bilemem.
Evlenip çocukları olmasına rağmen, Üniversiteye devam etmeye karar verdi.
İlerleyen zamanlarda perukla girdiği sınav sonrası, Üniversiteyi kazanarak, yıllar sonra tahsilini tamamladı.
Öğretmenlik görevine başlamasının ardından, girişimcilik yönü öne çıktı. Sorumluluk alan mevkilerde görevlendirildi. Başarılı oldu.
Yıllar sonra memleketine geldi Burada da bazı görevlerde bulundu. Ben uzaktan kendisini takip ediyordum.
En son Sivas ziyaretimde kendisini aradığım zaman, MEB müdürlüğünde görevlendirildiğini söyledi.
Yanına ziyarete gittim. Makamına girince çok heyecanlandım. İşte başarılı bir öğrencinin kendi alanında yükselişine şahit olmuştum. Dile kolay bu sınıftaki öğrencilerin derslerine tam yedi sene devam etmiştim. Artık nerede ise o yedi yıl içerisinde bir aile gibi olmuştuk. Dertlenmiştik, üzülmüştük, sevinmiştik... O uzun yıllar şöyle bir şerit gibi gözümün önünden geçti. Hafızamda canlandı. Bazıları ile Üniversite kayıtlarında bile birlikte olarak, yol arkadaşlığı yapmıştık. Yönlendirmiştik. Dershanelere göndermiştik. Mezun olup meslek sahibi olduktan sonra da iletişimimiz devam etti. Uzun yıllara dayanan bu dostluk beraberinde unutulmaz anıların yaşanmasına sebep olmuştur.
Bu arada onların yaşadığı sıkıntıları, zorlukları, engelleri hatırladım. Ancak aynen bu kızımızda olduğu gibi, onlardaki azim kararlılık, hedefe kilitlenme, zorluklara göğüs germe sonunda başarıyı da getirmektedir.
Bize düşen bu başarı hikayeleri karşısında ayağa kalkıp alkışlamaktır. İşte o sınıftan bu başarıları elde eden tüm dostları, bu kızımızın başarılı yükselişini gözlemleyerek, bir kez daha hatırladım. Bu başarı hikayelerini yaşayan o yıllarda öğrencimiz olan, şu sıralarda her biri bir mesleğin sahibi olan tüm arkadaşlarımızı, dostlarımızı yürekten tebrik eder, hepsini ayakta alkışlarım...
İnancınızı yaşayarak, çıkmış olduğunuz bu yolculukta sizlere rehberlik etmekten mutlu olduğumu bir kez daha hatırlatırım. Hepinize ömür boyu mutluluk, huzur ve başarılar dilerim...
İşte eseriniz, nasıl mutlu olmazsınız ki... Bunu ancak yaşayanlar bilir... Yaşamayanlara anlatamazsınız... Anlayamazlar...
Ey arkadaşlar, İyi ki sizinle yolumuz kesişmiş... İyi ki yol arkadaşı olmuşuz...
Sizlerle gurur duyuyorum... Yolunuz açık, başarılarınız daim olsun...
Böyle yazmıştım... Ayrıntıları ile...
Şimdi o vekil oldu... İnşallah Millete hizmet yolunda başarılı olur... Yolu açık olsun...