Hangi alanda olursa olsun; bu şehirden nemalanmak isteyen tüm insanlardan nefret ediyorum. Allah, onları bildiği gibi yapsın… Beni üzen, yaptıkları şeyi; memleket faydasına diyerek, ortaya çıkmalarıdır. Hiç unutmuyorum; Bir Sivas Spor maçında İstanbul' da ki hemşehrilerimiz; şöyle bir pankart asmışlardı. ''Vatan 58 MEKAN 34'' diye. Bunu ancak yakınları, ailesi, kendisi bu şehrin dışında yaşayan insanlar, daha iyi anlar. Onların neler hissettiğini anlayabilmek için; onlar gibi yaşamak gerekir.
Bugün, İstanbul' da 700 e yakın Sivas şehri kaynaklı dernekler vardır. Beklentimiz o dur ki; hemşehrilerimiz çeşitli dayanışmalar içerisine girerek; asıl amaçları vatanları saydıkları kendi asıl topraklarını unutmayacaklardır. Bu amaçla; gönülden bağlı oldukları, şehirlerine; Buralara kendi adları ile anılacak, çeşitli yatırımlar yapacaklardır. Hem kendilerinin bu şehre ait olduğunu ispat edecekler. Hem de; adları ile anılan eserler bırakacaklardır. İşte fedakarlık budur… Memleket severlik budur… Karşılık beklemeden memlekete hizmet budur… Yoksa memleketin sırtına binip bir yerlere gelmek; aslında memleketine hizmet ediyormuş gibi, görünüp; farkında olmadan bu memlekete kötülük yapmak memleket severlik değildir.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayan kardeşlerimizin oluşturdukları, derneklerin; bir çatı altında birleşerek; daha büyük toplulukları temsil eden, kuruluşlar haline dönüşmeleri, en büyük dileğimizdir. Yoksa; derneklerin sayısının fazlalığı, ortak hedefler için, birleşmiyorsa; bir anlamı olmaz. İstanbul' da yaşayan hemşehrilerimizden beklentimiz budur. Buradan ne söylemek istediğimi anlamaları için; bizim dışımızda örgütlenen diğer şehir kuruluşlarının, her alanda elde ettiği başarılara bakmak yeterlidir, diye düşünüyorum. Kısacası, birlikten kuvvet doğar. Yoksa, böl, parçala taktiği burada da, kendini gösterir. Üst kimlik olarak; Sivas Sevgisini koyacak, tüm hemşehrilerimizin bunu yapacağına inanıyorum. Bu alanda olsun; siyasi tercihlerimizi, farklı takım taraftarı olma duygularımızı, farklı ilçelerden gelme özelliklerimizi, bir kenara koyarak; bir çatı altında birleşmeliyiz.
Aslen Koyulhisarlı, yahut Vadili olan, Hali vakti yerinde, kardeşlerimizden beklentimiz; İlçelerine, YÜKSEK Öğrenim, öğrenci yurdu yapmalarıdır. Orada, acil olarak ona ihtiyaç vardır. Her bakımdan, Devletin güçlülüğünü hissettirmesi açısından önemlidir. Yerel olarak; O, ilçeye gelip okuyacak gençlerin, oradan iyi hatıralarla ayrılmasını, kim istemez? Hadi hayırseverler, bu konuda iş yapma zamanıdır.
Yerel anlamda; Bir de şu anlayış var. Çeşitli şekillerde, şehrimizde çalışmak üzere gelmiş olan idarecilerimiz; müdürlerimiz, işlerinin gereği görevlerini yapmak üzere buradadırlar. Bu insanlar görevlerini iyi bir şekilde yaparlarsa; asli görevlerini yapmış sayılırlar. Çünkü, o görevi yapmak için buraya gelmişlerdir. Yahut seçilmişlerdir. Eğer görevini iyi yapamıyorsa; bağlı olduğu birimler onu değerlendirecektir. Amma, görevlerini çok iyi bir şekilde yapan insanlara herkes dua eder, adı hep övünülerek anılır. Bağlı olduğu birimler takdir etmese de; halkımız onu bilir. Bir isim bırakır. Seçilmişlere gelince; Bir Belediye başkanı çok iyi temizlik yaptırıyor, diye; hizmet ediyor, denmez. O, asli görevini yapmaktadır. Onu yapmak için oraya gelmiştir. Nasıl ki bir öğretmen, sınıfta ders vererek, görevini yapıyorsa; o da görevini yapmaktadır. Hizmet farklı bir şeydir. Görevi yapmak; hizmet yapmak, yerine geçmez. Hizmet karşılık beklemeden, fedakarlıkla ve bizzat; mesaisini, parasını, zamanını, harcayarak yaptığı iştir. Kendi görev sınırlarını zorlayarak; kamunun yararına olan, her işin; Hem madden, Hem manen peşinde koşmaktır. Onları hayata geçirme çabasıdır. Kendi çıkarını ve yararını düşünmeden; kamu yararı neyi gerektiriyor ise; gözünü kırpmadan yaptığı iştir. Bu bir görev değildir. Hizmet budur.
Seçilmişlerde kendi başlarına bir şey yapabilmeleri halinde; hizmet ediyor diye anılır. Yoksa partisinin tüm çalışmalarına katılmak. Mecliste bulunmak, rutin işleri takip etmek, hizmet değildir. Hizmet cebinden harcayarak, zamanından harcayarak, mesaisinden harcayarak ve hiçbir karşılık beklemeden bir tekkeye odun taşımak misali; yapılan iştir. Diğerleri halkın sırtına binmektir. İşte o nedenle bu şehre cebinden harcayarak, kazandığını kendi şehrine yatırım yaparak, insanlardan hiçbir karşılık beklemeden; Tüm insanların, yaptığı güzel şeyler; yapmış olduğu yatırımlar hizmettir. Bu böyle biline. Bir kimsenin görevini yapması hizmet sayılmaz. Görevini ne kadar yapıp, yapmadığı; görev alanları bir çetele altında tutulduktan sonra; değerlendirilir. Kim tarafından? yetkili insanlar tarafından. Seçilmişlerin, Siyasi açıdan, hizmet açısından, değerlendirmesini de; Halkımız, yapacaktır.
Hayatın her alanında; karşılık beklemeden, Bu tür yatırımları bu şehre layık gören, bir mana da; bu şehre hizmet eden tüm hemşehrilerimizden ALLAH razı olsun. Bu sayede birileri, hizmetin ne olduğunu öğrensin...