pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

NECİP FAZIL KISAKÜREK SİVAS KONFERANSI 5

NECİP  FAZIL  KISAKÜREKİN  SİVAS  KONFERANSI  5Üstad, MTTB de konuşurken; şöyle diyordu; HARİTAYI önüme açıyorum büyük bir boşluk var. Çünkü gittiğim illeri işaretlemişim, içerisinde Sivas yoktur, diye üzülüyordum. Amma, şimdi çok mutlu oldum. ‘’Sivas' tan bundan sonra yazacağım eserlerimde bahsedeceğim.’’ dedi. ‘’Sivas'a olan sevgimi anlatacağım.’’ dedi. Bazı kısımları ve olayları anlattı. Sivas'a teşekkür etti. Geleceğinden bahsetti. Her zaman yanına gittiğimiz zaman; Sivas ı sevdiğinden söz etti. Zamanla gelişen siyasi ortam gereği yaklaşan seçim süreci öncesinde; yaşanan başka, başka olaylar bu konferans olayını gerilere itti. Hergün Gazetesinde yazmaya başlaması, bazı siyasilerin tepki koyması, haksız bazı eleştirilere maruz kalmasına sebep oldu. Sivas konferansı da o kadar muhteşem olmasına rağmen; bu tür değerlendirmelerin öne çıkmasından dolayı perde arkasında kaldı.Daha sonra şehrimiz esnaflarından bir ağabeyimizin arabası ile; yanındaki refakatçı arkadaşlarla Pazar günü Ankara' ya hareket ederek, şehrimizden ayrıldı. Hayatının son dönemine kadar; Bu konferans da yanında olan, onun bu etkinliğine destek veren gençler onu sürekli ziyaret ederek yalnız bırakmadılar. Hatta, O arkadaşlardan bir kısmı Rahmetli Necip Fazıl Beyin cenazesine o zor şartlarda katılarak son görevlerini yaptılar. Cenazesi, ayrı bir olaydı.Asıl görev onun eserlerini, gösterdiği yolu, iyi anlayarak; onun bize aktarmaya çalıştığı İslam uygarlığını tekrar canlandırma, o medeniyete sahip çıkma yolunda verilen mücadeledir. Yüce tarihimize sahiplenme mücadelesidir. ALLAH kelamını gazetesine yazdığı için tutuklanan ve ceza alan; davanın özünü kavrama mücadelesidir. Eserlerinde belirttiği ana temayı iyi anlama ona göre tavır alma mücadelesidir. Onun bizlere bıraktığı emaneti alıp, daha ilerilere götürme mücadelesidir.Sivas ‘tan bir Tarih geldi, geçti. Bizler bu olayın en yakın ve canlı şahitleri olarak, Tarihe not düşelim diye; yazmaya karar verdik. Bu gün bile o organizede bizzat görev almış, anlatamadığımız bir, çok sevinci ve kederi beraber yaşadığımız tüm arkadaşlardan ALLAH razı olsun. O günün şartlarında vermiş oldukları katışıksız, saf emeklerinin karşılığını versin. BU Dünyadan GÖÇEN VE BU ORGANİZE DE EMEĞİ OLAN herkesin Yüce Rabbim mekanını Cennet etsin. Bu organizede görev alan arkadaşların biraz da hatıraları canlansın istedik. O günün sıcaklığını ve canlılığını tekrar hissetsinler.Anadolunun en büyük sinemasında yaklaşık 2500 kişiye hitap etmişti. Bu en büyük sinema salonu konferansı organizasyonuydu.Üstad rahmetli olana kadar, Sivas ile olan irtibatı kesilmedi... En azındsan eserlerini gençlerle buluşturmak için; her İstanbul seyahatımızda, Yayınevine uğruyorduk. Sivaslılara selamını iletiyordu. Salon konferans boyunca, dağılmadı. Bitene kadar, slogan ile coşkusu devam etmişti. Bu durumdan çok memnun olmuştu.Tarihin derinliklerinde isterdik ki; Bu muhteşem konferans organizasyonu; O günün şartlarına göre hatasız olan, bu organize yerel basında, ulusal basında yerini alsın. Amma ne yapalım, Yüce Rabbim böyle takdir etmiş. Çünkü, Ben Rahmetlik Üstadın konferanslarını değişik şehirlerde takip eden birisi olduğum için; bu organizeyi ve kalabalığın farkını daha iyi tespit edebiliyorum. O günün şartlarında bu konferansa destek vermek amacı ile; o salona gelen tüm Sivaslılara; tekrar teşekkürler. Eğer siyasi yelpaze, gelişen olaylar bu konferansı geride bırakmasa idi; nelere şahit olduklarını daha iyi anlayacaklardı. Çünkü Üstadımız Sivas' a yönelik mutlaka bir çalışma yapacağını, Sivas' tan söz edeceğinin sözünü vermişti. Siyasi olaylardan sonra sağlığı ve arkasından gelen ihtilal, buna müsaade etmedi. Ne yapalım bu kadar imiş.YETİŞTİRDİĞİ gençlerin, veya kendisinin fikirlerinden etkilenen insanların bugün ne durumda olduğunu bildiğimize göre; mücadelesi, çalışması meyve vermiş demektir. O günün şartlarında yaşayıp ta; ondan etkilenmemek mümkün değildir. O bir şiirinde şöyle söylüyordu:EKTİK, EKTİK YETİŞECEK, ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI,BÜTÜN YOLLAR BİTİŞECEK, ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI.Bu günleri o günden görenlere ne mutlu. Bu günlerin oluşması için çaba sarf edenlere ne mutlu. Bugün, ortamın bu kadar rahat olduğu zamanlarda ahkam kesmeyi kendine görev kabul etmiş insanlara, bir sözümüz var: Lütfen o dönemlerde yaşanan sıkıntıları, bizzat yaşayan insanlardan sorarak, öğreniniz...O dönemde yaşayan, fikir adamlarının çektiği çileyi, bir an için olsun; kendinizin çekebileceğinizi tahayyül ediniz. Kendinizi onların yerine koyduğunuz zaman; ne kadar dayanabileceğinizin hesabını yapınız. Her devrin, her dönemin şartları farklıdır. Ancak; O dönemlerde, Müslüman olmanın bedeli, Müslümanca düşünmenin bedeli daha ağırdır. Bunu da, unutmamak gerekir.Günümüz şartlarına bakarak; O günleri değerlendirmeye tabi tutanlar, aldanırlar. Başka bir bakışla, şöyle de denebilir; Demek ki; Müslüman, inançlı insanlar; bugün daha iyi durumdalar… Kıymetini   bilmek   gerek.Yine Üstadın o günde var olan, bugünde var olmaya devam eden sıkıntıları anlatan bir şiiri ile; yazıma son veriyorum... Tekrardan O organizasyonda emeği geçen herkesten, ALLAH razı olsun…Sözde İslam... Bir ferdi bir ferdine kaynamaz;Bu halle utanmadan, camide saf, saf namaz!NECİP FAZIL KISAKÜREKAnlayan anladı, anlamayanlara anlatacak birileri lazım...Sivas Konferansının afişinde olan şiiri ile, bitirelim...Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...Elbet beklenen rüzgar, bir gün kıbleden eser...   NECİP  FAZIL    KISAKÜREK
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2016 - Salı

NECİP FAZIL KISAKÜREK SİVAS KONFERANSI 5

NECİP  FAZIL  KISAKÜREKİN  SİVAS  KONFERANSI  5

Üstad, MTTB de konuşurken; şöyle diyordu; HARİTAYI önüme açıyorum büyük bir boşluk var. Çünkü gittiğim illeri işaretlemişim, içerisinde Sivas yoktur, diye üzülüyordum. Amma, şimdi çok mutlu oldum. ‘’Sivas' tan bundan sonra yazacağım eserlerimde bahsedeceğim.’’ dedi. ‘’Sivas'a olan sevgimi anlatacağım.’’ dedi. Bazı kısımları ve olayları anlattı. Sivas'a teşekkür etti. Geleceğinden bahsetti. Her zaman yanına gittiğimiz zaman; Sivas ı sevdiğinden söz etti. Zamanla gelişen siyasi ortam gereği yaklaşan seçim süreci öncesinde; yaşanan başka, başka olaylar bu konferans olayını gerilere itti. Hergün Gazetesinde yazmaya başlaması, bazı siyasilerin tepki koyması, haksız bazı eleştirilere maruz kalmasına sebep oldu. Sivas konferansı da o kadar muhteşem olmasına rağmen; bu tür değerlendirmelerin öne çıkmasından dolayı perde arkasında kaldı.

Daha sonra şehrimiz esnaflarından bir ağabeyimizin arabası ile; yanındaki refakatçı arkadaşlarla Pazar günü Ankara' ya hareket ederek, şehrimizden ayrıldı. Hayatının son dönemine kadar; Bu konferans da yanında olan, onun bu etkinliğine destek veren gençler onu sürekli ziyaret ederek yalnız bırakmadılar. Hatta, O arkadaşlardan bir kısmı Rahmetli Necip Fazıl Beyin cenazesine o zor şartlarda katılarak son görevlerini yaptılar. Cenazesi, ayrı bir olaydı.

Asıl görev onun eserlerini, gösterdiği yolu, iyi anlayarak; onun bize aktarmaya çalıştığı İslam uygarlığını tekrar canlandırma, o medeniyete sahip çıkma yolunda verilen mücadeledir. Yüce tarihimize sahiplenme mücadelesidir. ALLAH kelamını gazetesine yazdığı için tutuklanan ve ceza alan; davanın özünü kavrama mücadelesidir. Eserlerinde belirttiği ana temayı iyi anlama ona göre tavır alma mücadelesidir. Onun bizlere bıraktığı emaneti alıp, daha ilerilere götürme mücadelesidir.

Sivas ‘tan bir Tarih geldi, geçti. Bizler bu olayın en yakın ve canlı şahitleri olarak, Tarihe not düşelim diye; yazmaya karar verdik. Bu gün bile o organizede bizzat görev almış, anlatamadığımız bir, çok sevinci ve kederi beraber yaşadığımız tüm arkadaşlardan ALLAH razı olsun. O günün şartlarında vermiş oldukları katışıksız, saf emeklerinin karşılığını versin. BU Dünyadan GÖÇEN VE BU ORGANİZE DE EMEĞİ OLAN herkesin Yüce Rabbim mekanını Cennet etsin. Bu organizede görev alan arkadaşların biraz da hatıraları canlansın istedik. O günün sıcaklığını ve canlılığını tekrar hissetsinler.

Anadolunun en büyük sinemasında yaklaşık 2500 kişiye hitap etmişti. Bu en büyük sinema salonu konferansı organizasyonuydu.

Üstad rahmetli olana kadar, Sivas ile olan irtibatı kesilmedi... En azındsan eserlerini gençlerle buluşturmak için; her İstanbul seyahatımızda, Yayınevine uğruyorduk. Sivaslılara selamını iletiyordu. Salon konferans boyunca, dağılmadı. Bitene kadar, slogan ile coşkusu devam etmişti. Bu durumdan çok memnun olmuştu.

Tarihin derinliklerinde isterdik ki; Bu muhteşem konferans organizasyonu; O günün şartlarına göre hatasız olan, bu organize yerel basında, ulusal basında yerini alsın. Amma ne yapalım, Yüce Rabbim böyle takdir etmiş. Çünkü, Ben Rahmetlik Üstadın konferanslarını değişik şehirlerde takip eden birisi olduğum için; bu organizeyi ve kalabalığın farkını daha iyi tespit edebiliyorum. O günün şartlarında bu konferansa destek vermek amacı ile; o salona gelen tüm Sivaslılara; tekrar teşekkürler. Eğer siyasi yelpaze, gelişen olaylar bu konferansı geride bırakmasa idi; nelere şahit olduklarını daha iyi anlayacaklardı. Çünkü Üstadımız Sivas' a yönelik mutlaka bir çalışma yapacağını, Sivas' tan söz edeceğinin sözünü vermişti. Siyasi olaylardan sonra sağlığı ve arkasından gelen ihtilal, buna müsaade etmedi. Ne yapalım bu kadar imiş.

YETİŞTİRDİĞİ gençlerin, veya kendisinin fikirlerinden etkilenen insanların bugün ne durumda olduğunu bildiğimize göre; mücadelesi, çalışması meyve vermiş demektir. O günün şartlarında yaşayıp ta; ondan etkilenmemek mümkün değildir. O bir şiirinde şöyle söylüyordu:

EKTİK, EKTİK YETİŞECEK, ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI,

BÜTÜN YOLLAR BİTİŞECEK, ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI.

Bu günleri o günden görenlere ne mutlu. Bu günlerin oluşması için çaba sarf edenlere ne mutlu. Bugün, ortamın bu kadar rahat olduğu zamanlarda ahkam kesmeyi kendine görev kabul etmiş insanlara, bir sözümüz var: Lütfen o dönemlerde yaşanan sıkıntıları, bizzat yaşayan insanlardan sorarak, öğreniniz...

O dönemde yaşayan, fikir adamlarının çektiği çileyi, bir an için olsun; kendinizin çekebileceğinizi tahayyül ediniz. Kendinizi onların yerine koyduğunuz zaman; ne kadar dayanabileceğinizin hesabını yapınız. Her devrin, her dönemin şartları farklıdır. Ancak; O dönemlerde, Müslüman olmanın bedeli, Müslümanca düşünmenin bedeli daha ağırdır. Bunu da, unutmamak gerekir.

Günümüz şartlarına bakarak; O günleri değerlendirmeye tabi tutanlar, aldanırlar. Başka bir bakışla, şöyle de denebilir; Demek ki; Müslüman, inançlı insanlar; bugün daha iyi durumdalar… Kıymetini   bilmek   gerek.

Yine Üstadın o günde var olan, bugünde var olmaya devam eden sıkıntıları anlatan bir şiiri ile; yazıma son veriyorum... Tekrardan O organizasyonda emeği geçen herkesten, ALLAH razı olsun…

Sözde İslam... Bir ferdi bir ferdine kaynamaz;

Bu halle utanmadan, camide saf, saf namaz!

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Anlayan anladı, anlamayanlara anlatacak birileri lazım...

Sivas Konferansının afişinde olan şiiri ile, bitirelim...

Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...

Elbet beklenen rüzgar, bir gün kıbleden eser...   NECİP  FAZIL    KISAKÜREK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.