DIŞ DEVLETLERİN TERÖRDEN BEKLENTİSİ
Ülkemizin son zamanlarda yaşadığı gelişmeler, atılımlar, birilerini rahatsız etmiştir. Dikkatlerini, bu coğrafyaya çevirmişlerdir. Ülkemiz, büyüme hızının beklenenin üzerinde olması ile ilgili resmi açıklamaların çıkması, son zamanlarda gelişen olumsuz haberlere rağmen insanın içini ısıtan bir haberdir. Beklentimiz bu gelişmenin tüm iş hayatında hissedilmesi vatandaşa ise; istihdam, iş, aş olarak geri dönmesidir. Bu güzel Vatanımızdan aldığımız, bu türlü haberler bizi sevindirmektedir. Etrafımızda bunca sorunlu Ülke varken; şehit kanları ile sulanmış bu topraklardan gelen güzel haberler bizi hep mutlu kılacaktır. Ecdada yakışır bir şekilde; tarihine, geçmişine sahip çıkılarak; merhale kat edilmesi daha da sevindiricidir. Geleceğe umutla bakmak, gençlerin önünde bir hedef olmalıdır. Biz bu topraklarda başarılı olmak mecburiyetindeyiz, mantığı ile çalışmak ve herkesin kendi işine aşkla bağlanması, bizi daha da zirvelere çıkaracaktır. Zirveye çıkınca işimiz kolaylaşmayacak; tam tersine orada tutunmak, orada kalıcı olmak, en azından kimseye muhtaç olmadan kendi, kendine yetmek en önemli hedef olmalıdır. Böyle bir durumdan; dostlarımız sevinç duyar, düşmanlarımız hüzünlenir.
Zirveye çıkmak yolculuğunda önünüzde engeller oluşturulmayacak mı? Elbette oluşturulacaktır. Kimse tarihinde asırlarca Dünya’ ya hakim olmuş olan bir MİLLETİ rahat bırakmak istemeyecektir. Rahat bırakma isteği, onların kendi yararlarına değildir de ondan. Güçlü bir Türkiye’ yi düşünmek bile birilerini rahatsız etmektedir. Bugün komşularımızın durumunda olmamızı isteyen; hem dıştan, hem içten fesatçılar vardır. Onların rahatsızlığı bizim güçlü olmamızdan kaynaklanmaktadır. Bizim güçlü olmamamız için; ellerindeki bütün kozları oynarlar. Eğer, öyle bir sonuç olur; güney komşumuzun durumuna düştüğümüzü gördükleri gün bayram edeceklerdir.
Bu açıklamalardan sonra; Ülkemizin belirli gölgesindeki, terör olaylarını daha iyi anlayabiliriz. Gelinen noktada; kökeni Kürt olan; kimi düşünür ve yazarlar bile; terör örgütünün yaptıklarına, isyan etmektedirler. Yaptıklarını, kabul edilemez, bulmaktadırlar. Hak aramanın, bir konuda istekte bulunmanın, bir konuyu şikayet etmenin; yöntemi bu olamaz, demektedirler. Elde silah ile; nasıl barış istenir? Bölge halkına; her alanda zulüm etmek, ne kadar doğrudur? Açılan hendek ve barikatların amacı nedir? diye sorgulama yapmaktadırlar.
Böyle bir durum, kime ne fayda sağlar. Arkalarında duran siyasi irade; Üstelik hatalarını görüp, düzeltecekleri yerde; yangına benzinle gitmektedirler. Böyle bir anlayış olabilir mi? Kendileri her türlü lüksü yaşarken; kimi o bölge insanının çocuklarını ölüme göndermektedirler. Bunu yaparken; sorumsuz açıklamalara, kışkırtıcı davranışlara devam etmektedirler. Gözlerinin önünde; her türlü ülkenin ajanları, savaşçıları boy gösterirken; onlara yönelik bir açıklama da dahi bulunmamaktadırlar. Görmemezlikten gelmektedirler.
Geçmiş zamanda; yapılan bir söyleşi de, yazar Alev Alatlı’nın güzel bir yorumu vardır. Terör örgütü aslında kürt hareketi falan değildir. Çeşitli milletlerin teröristlerinin bir araya gelerek oluşturdukları bir mafya, suç örgütü gibi bir şeydir, diyordu. Bu aynı zamanda çıkar ilişkilerine dayanan bir oluşumdur, değerlendirmesinde bulunuyordu. Bugün geldiğimiz noktada; bir çok düşünür, fikir adamı, yazar, siyasetçi; aynı şeyi düşünmektedir. Yapılanlar; açıkça ortadadır.
Yakın zamanda; kolluk güçlerinin yapmış olduğu operasyonlarda; uyuşturucu yetiştirilmesine yönelik, kullanılan tarla ve bahçeler imha edildi. Maddi açıdan destek verdiklerine inanılan, para kaynakları; denetim altına alınmaya çalışıldı. Ancak; bu sefer yabancı devletlerin devreye girmesiyle; petrol ve enerji kaynaklarının, konumu gündeme getirilerek; örgütün iştahı kabartılmaya çalışılmaktadır. DAİŞ gerçeği ve petrolden elde ettiği gelir ortadadır. Bu örnekten hareketle; terör örgütüne, gaz vermeye devam etmektedirler. Başta Rusya ve İRAN, Irak, kimi zaman Suriye aktif olarak bu desteklerini açıklamaktan geri durmamaktadırlar. Bu açıklamaları yaparken; sözde Daiş hedeflerini vurduklarından bahsetmektedirler. Aslında hedef, kritik bir bölgeyi elinde tutan Türkmenleridir.Türkmenlere yapılan saldırıların altında da; bu gerçek yatmaktadır. Oradan, AKDENİZ'E bir koridor açma çabaları, devam etmektedir.
İlginç olaylar yaşanmaktadır. Önceden Irak güçlerinin, kurşun atmadan terk ettikleri mevzileri, şimdi Daiş militanları, tek kurşun atmadan terk etmektedirler. Terk ettikleri bazı bölgelere; terör örgütü gelip, yerleşmektedir. Bu danışıklı dövüşün ardından ne çıkacak, hep beraber göreceğiz.
Aslında; altında yatan gerçek bellidir. Bizim güçlü bir ÜLKE olmamızı istemeyen bir takım güçler; bizim karşımıza çeşitli, karmaşık ilişkileri olan örgütlenmelerle çıkıyorlar. Doğal olarak Türkiye’ deki renklerin çeşitliliğini, mozaiğin içindeki değişik oluşumları karıştırmak, örgütlemek, onları yanlış yerlerde kullanmak adına çeşitli operasyonlar yapacaklardır. Onlara her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerdir. Görünüşte onlara karşı gibi gözüküp, aslında onların destekçileri olacaklardır. Tarihin derinliklerinde hep aynı oyunlar oynanmıştır. Bugün yer, zaman, şekil, metot, değiştirseler de; yapılmak istenen şey aynıdır. Bu açıdan; yurdumuz içerisinde bulunan kimi terör örgütlerinden yararlanmanın, her türlü deneyimini yapmaktadırlar.
Yüce Türk Milleti oynanan bu oyunların hiç birine Yüce Rabbım' in izniyle alet olmayacaktır. Rabbım; asırlarca bu Yüce Dine hizmet için çalışmış olan, Bu Dine mensup olmaktan gurur duyan, ecdadın torunlarını, güçlerinin yetmeyeceği bir şeyle imtihan etmeyecektir, İnşallah… Her gece yapılan dualar gibi taşıyabileceğimiz yüklerle sınanırız, inşallah… İnancımız açısından, en büyük silahımız, Allah'a olan bağlılığımız, ve ona yapılan dualarımızdır...
Savunma sanayindeki ilerleyişimiz, kendi silahımızı, kendimizin üretmesi; her alanda Milli elemanların aktif olarak görev yapması, insansızın gayretleri ile; hava araçlarından, piyade tüfeğine kadar, kendi ürünümüz olması; birilerini rahatsız, etmiştir.
Kötü duruma düşmemizi bekleyen, başkalarına avuç açmamızı hayal edenler de; Allah’ ın izniyle yanılacaktır.
Bu Millet paylaşmanın, insanlara yardım etmenin, önemini bilerek; sırf ALLAH rızası için; kilometrelerce uzakta da olsa; amacına uygun olarak, yardım isteyenlerin, yardımına, yanlarına koşmuştur. Karşılığını Allah’tan bekleyerek, ekmeğini aç insanlarla paylaşmıştır. Burada, amaç; sadece Allah rızasıdır. Bu merhamet duygusuna sahip olan Milletimizi, Yüce Rabbım, İnşallah mahcup etmeyecektir. Dileğimiz, budur. Allah, o bölgede bulunan tüm insanımızın yardımcısı olsun. O bölgeye en kısa zamanda sükunet, barış nasip etsin…
Zirveye çıkmak yolculuğunda önünüzde engeller oluşturulmayacak mı? Elbette oluşturulacaktır. Kimse tarihinde asırlarca Dünya’ ya hakim olmuş olan bir MİLLETİ rahat bırakmak istemeyecektir. Rahat bırakma isteği, onların kendi yararlarına değildir de ondan. Güçlü bir Türkiye’ yi düşünmek bile birilerini rahatsız etmektedir. Bugün komşularımızın durumunda olmamızı isteyen; hem dıştan, hem içten fesatçılar vardır. Onların rahatsızlığı bizim güçlü olmamızdan kaynaklanmaktadır. Bizim güçlü olmamamız için; ellerindeki bütün kozları oynarlar. Eğer, öyle bir sonuç olur; güney komşumuzun durumuna düştüğümüzü gördükleri gün bayram edeceklerdir.
Bu açıklamalardan sonra; Ülkemizin belirli gölgesindeki, terör olaylarını daha iyi anlayabiliriz. Gelinen noktada; kökeni Kürt olan; kimi düşünür ve yazarlar bile; terör örgütünün yaptıklarına, isyan etmektedirler. Yaptıklarını, kabul edilemez, bulmaktadırlar. Hak aramanın, bir konuda istekte bulunmanın, bir konuyu şikayet etmenin; yöntemi bu olamaz, demektedirler. Elde silah ile; nasıl barış istenir? Bölge halkına; her alanda zulüm etmek, ne kadar doğrudur? Açılan hendek ve barikatların amacı nedir? diye sorgulama yapmaktadırlar.
Böyle bir durum, kime ne fayda sağlar. Arkalarında duran siyasi irade; Üstelik hatalarını görüp, düzeltecekleri yerde; yangına benzinle gitmektedirler. Böyle bir anlayış olabilir mi? Kendileri her türlü lüksü yaşarken; kimi o bölge insanının çocuklarını ölüme göndermektedirler. Bunu yaparken; sorumsuz açıklamalara, kışkırtıcı davranışlara devam etmektedirler. Gözlerinin önünde; her türlü ülkenin ajanları, savaşçıları boy gösterirken; onlara yönelik bir açıklama da dahi bulunmamaktadırlar. Görmemezlikten gelmektedirler.
Geçmiş zamanda; yapılan bir söyleşi de, yazar Alev Alatlı’nın güzel bir yorumu vardır. Terör örgütü aslında kürt hareketi falan değildir. Çeşitli milletlerin teröristlerinin bir araya gelerek oluşturdukları bir mafya, suç örgütü gibi bir şeydir, diyordu. Bu aynı zamanda çıkar ilişkilerine dayanan bir oluşumdur, değerlendirmesinde bulunuyordu. Bugün geldiğimiz noktada; bir çok düşünür, fikir adamı, yazar, siyasetçi; aynı şeyi düşünmektedir. Yapılanlar; açıkça ortadadır.
Yakın zamanda; kolluk güçlerinin yapmış olduğu operasyonlarda; uyuşturucu yetiştirilmesine yönelik, kullanılan tarla ve bahçeler imha edildi. Maddi açıdan destek verdiklerine inanılan, para kaynakları; denetim altına alınmaya çalışıldı. Ancak; bu sefer yabancı devletlerin devreye girmesiyle; petrol ve enerji kaynaklarının, konumu gündeme getirilerek; örgütün iştahı kabartılmaya çalışılmaktadır. DAİŞ gerçeği ve petrolden elde ettiği gelir ortadadır. Bu örnekten hareketle; terör örgütüne, gaz vermeye devam etmektedirler. Başta Rusya ve İRAN, Irak, kimi zaman Suriye aktif olarak bu desteklerini açıklamaktan geri durmamaktadırlar. Bu açıklamaları yaparken; sözde Daiş hedeflerini vurduklarından bahsetmektedirler. Aslında hedef, kritik bir bölgeyi elinde tutan Türkmenleridir.Türkmenlere yapılan saldırıların altında da; bu gerçek yatmaktadır. Oradan, AKDENİZ'E bir koridor açma çabaları, devam etmektedir.
İlginç olaylar yaşanmaktadır. Önceden Irak güçlerinin, kurşun atmadan terk ettikleri mevzileri, şimdi Daiş militanları, tek kurşun atmadan terk etmektedirler. Terk ettikleri bazı bölgelere; terör örgütü gelip, yerleşmektedir. Bu danışıklı dövüşün ardından ne çıkacak, hep beraber göreceğiz.
Aslında; altında yatan gerçek bellidir. Bizim güçlü bir ÜLKE olmamızı istemeyen bir takım güçler; bizim karşımıza çeşitli, karmaşık ilişkileri olan örgütlenmelerle çıkıyorlar. Doğal olarak Türkiye’ deki renklerin çeşitliliğini, mozaiğin içindeki değişik oluşumları karıştırmak, örgütlemek, onları yanlış yerlerde kullanmak adına çeşitli operasyonlar yapacaklardır. Onlara her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerdir. Görünüşte onlara karşı gibi gözüküp, aslında onların destekçileri olacaklardır. Tarihin derinliklerinde hep aynı oyunlar oynanmıştır. Bugün yer, zaman, şekil, metot, değiştirseler de; yapılmak istenen şey aynıdır. Bu açıdan; yurdumuz içerisinde bulunan kimi terör örgütlerinden yararlanmanın, her türlü deneyimini yapmaktadırlar.
Yüce Türk Milleti oynanan bu oyunların hiç birine Yüce Rabbım' in izniyle alet olmayacaktır. Rabbım; asırlarca bu Yüce Dine hizmet için çalışmış olan, Bu Dine mensup olmaktan gurur duyan, ecdadın torunlarını, güçlerinin yetmeyeceği bir şeyle imtihan etmeyecektir, İnşallah… Her gece yapılan dualar gibi taşıyabileceğimiz yüklerle sınanırız, inşallah… İnancımız açısından, en büyük silahımız, Allah'a olan bağlılığımız, ve ona yapılan dualarımızdır...
Savunma sanayindeki ilerleyişimiz, kendi silahımızı, kendimizin üretmesi; her alanda Milli elemanların aktif olarak görev yapması, insansızın gayretleri ile; hava araçlarından, piyade tüfeğine kadar, kendi ürünümüz olması; birilerini rahatsız, etmiştir.
Kötü duruma düşmemizi bekleyen, başkalarına avuç açmamızı hayal edenler de; Allah’ ın izniyle yanılacaktır.
Bu Millet paylaşmanın, insanlara yardım etmenin, önemini bilerek; sırf ALLAH rızası için; kilometrelerce uzakta da olsa; amacına uygun olarak, yardım isteyenlerin, yardımına, yanlarına koşmuştur. Karşılığını Allah’tan bekleyerek, ekmeğini aç insanlarla paylaşmıştır. Burada, amaç; sadece Allah rızasıdır. Bu merhamet duygusuna sahip olan Milletimizi, Yüce Rabbım, İnşallah mahcup etmeyecektir. Dileğimiz, budur. Allah, o bölgede bulunan tüm insanımızın yardımcısı olsun. O bölgeye en kısa zamanda sükunet, barış nasip etsin…