İnsan hayatı, kimi zaman, çıkmaz sokaklarla doludur. Yaşadığı süreç, farkında olmadan; insanları çıkmaz sokaklara sürükler, O sokaklar da; insanın mücadelesi, bazen ömür boyu, bazen yıllarla ifade edilen, zaman dilimlerini ihtiva eder. Aslında öz olan; çıkmaz sokaklara giden yolları fark edip, o yollardan geri dönmektir. Her insanda; farklı, farklı gelişen, bu çıkmaz sokak yolculuğu; her zaman kötü sonuçlanmayabilir. O nedenle; fark edip, yanlış yoldan dönmek; beraberinde, mutluluğu getirir. Yanlış yola girmenin; pişmanlığı, azabı, rahatsız ediciliği, belirli bir süre insan hayatında devam eder. Burada önemli olan; insanın tekrar, o, yanlış yolculuğa başlamamasıdır.
İşte yanlış yollardan, yanlış davranışlardan, oluşan; insan ilişkilerine bir göz atalım. İnsanlar, kendi hayatlarını düzene koymaya çalışırlarken; kendine göre bazı kurallar koyarlar. Bu kurallar konurken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri; karşı taraftaki ya da etrafımızdaki başka insanların kurallarına da uymak, gerektiğini bilmeleridir. Dünya’da sadece biz yaşamıyoruz. Bizim dışımızda da canlılar yaşamaktadır. Ortada rahat ve huzur ortamının oluşması isteniyorsa; bu belirli kurallardan geçer. İnsanların son dönemlerde; pek bu kurallara uyduğu söylenemez. Ben varsam, benim dışımdakilerden bana ne? mantığı; el, an kullanılmaktadır. Yaşadıkları her ortamda benim dışımdakiler; bana uymak mecburiyetindedir, mantığı geçerliliğini korumaktadır. Çevreye saygı, insana saygı, topluma saygı, diğer canlılara saygı, kuralları; sanki geçerliliğini yitirmiş gibidir. Sorumsuzluk, vurdumduymazlık, ilgisizlik, almış başını gidiyor. Sadece, kendini düşünmek, kendi hayatını yaşamak, anlayışı; önemli yanlışlarımızdan, bir tanesidir.
Bizim bu tür davranışları, kabul etmememiz lazım. Biz böyle olamayız. Ne Dini inançlarımız buna müsaade eder, ne de Milli gelenek ve göreneklerimiz, ahlakımız... Bayram günleri, bunun için; bir fırsat günleridir.
Ey MİLLET! Hala bizi esir alan Batı kültürünün takipçisi olmaya devam mı edeceğiz? Bizi ne hale getirdiğinin farkında mıyız? Yalnızlığımızın, mutsuzluğumuzun, aile içi huzursuzluğumuzun, sakın nedeni bu batı kültürünün baskısı olmasın? Kaş yapayım derken, göz mü çıkarıyoruz? Gelecek nesillerimizin iyi bir okul kazanması için harcadığımız para ve zamanın, acaba kaçta kaçını; iyi bir adam, dürüst bir insan olması için harcıyoruz. Ne kadar kafa yoruyoruz. Sınavdan aldığı başarısız notun bizi rahatsız ettiği kadar; çevrede yapmış olduğu, kötü ve yanlış davranışlar ne kadar bizi rahatsız ediyor. Teknolojinin esir aldığı gençlerimiz, nasıl bu yanlıştan dönecekler. İyi ve güzel davranışlarla donanmış genç olarak, onları ne zaman göreceğiz? Gittikçe bencilleşiyoruz. Bencilleşmemiz, arkasından yalnızlığı getiriyor. İnançsız bir yalnızlık; huzursuzluğu, geçimsizliği getiriyor. Çünkü, bizim dışımızdaki Dünya, bizi hiç ilgilendirmiyor. Aynı zamanda, o, tür bir yalnızlık; soğukluğu, duyarsızlığı, duygusuzluğu, merhametsizliği, körüklemektedir. Buna bağlı olarak; kontrolden çıkan bir birey; her türlü dengesizliğe ve de suça hazır hale geliyor.
Evet, durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak… Bir an önce insanlığımıza, ahlakımıza, dürüstlüğümüze, insan muhabbetimize, dostluklarımıza, mutlu komşuluk ilişkilerimize ve akrabalarla olan birlikteliğimize, geri dönmek mecburiyetindeyiz. BAYRAMLAR, bunun için; bir fırsat olmalıdır. Bayram, tatil değildir. Bayram, insani duyguların, zirve yaptığı bir düğündür. İnsanca yaşamanın, insana verdiği önemli değerlerden, biridir. İnsanlığımızı hatırladığımız için, insanca yaşamayı amaç edindiğimiz için; Yüzler, hep gülmelidir. O sevinçlerin en önemli ögesi, çocuklardır. Onlar, bizim tüm iyi davranışlarımızı örnek alarak; bizden sonra; o iyi ve güzel davranışlarımızı yaşatmaları gerekir. O nedenle; Bayram günleri onların hafızalarında; mermere yazılan yazılar kadar, tesir bırakmalıdır. Her bayram, kelimesi, çocuk için; coşku, sevinç kaynağı, akrabalara yakınlık, kucaklaşmak, yakınlaşmak, kavramlarını ifade etmelidir. O, kavramların arandığında; bulunacağı adres olarak; bayram günlerini hatırlamalıdır.
Tatil asla bayram olamaz. Onun mana ve ifade ettiği şey farklıdır. BAYRAM günlerini tatile çevirerek; Bu yanlış hareketi yaparken; Neler kazanacağımızın hesabını değil, neleri kaybettiğimizi görmüyoruz. Gençliğimiz, geleceğimiz gözümüzün önünde eriyor. Biz, ise; bu yanlış hareketlere, büyükler olarak; destek veriyoruz. Gelecek neslimizi, bencil, toplumdan ayrışmış, Sosyal hayatın sıcaklığından uzak bir şekilde yetiştiriyoruz. Tüm yetkili karar verme yerindeki aile büyüklerinin; bu gidişe dur demelerini bekliyoruz.