Nüfusumuzun arttığı her halinden bellidir. Genç nüfus, kimilerine göre kazanç, kimilerine göre, sıkıntı olabilir. Kazanç olarak kabul edenler, geleceklerine; yeni nesille umut olarak bakacaklarını, düşünmektedirler. Taze kan, taze can; yeni enerji, yeni yapılanma demektir. Sıkıntı olarak görenler ise; Dünyayı kendilerinin yeteri kadar doldurduklarına inandıkları için; yeni bir neslin fazla olmasını kabul etmemektedirler. Dünya, o zaman insanlara yetmezmiş!!! Açlık, sefalet, boy gösterirmiş. Bunlar, kim adına konuşuyorlar, merak ediyorum.
Konumuz, bu değil. İnsan yetiştirmeyi hedefleyen kurumlarımız, daha dikkatli ve titiz düşünmek, davranmak zorundadırlar. İşte burada, insanları yetiştirecek, yönetecek, i idarecilerin iyi seçilmesi meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu öneri, her meslek dalı için geçerlidir. Sonuçta muhatabınız insandır. Yani, çok özen gösterilmesi gereken bir varlıktır. Daha tıbbın, bazı bilimlerin yeteri kadar tanıyamadığı insandan bahsediyoruz. İnsan, toplumun her kesiminde, zemininde yaşayarak, etrafındaki insanlara ve çevreye tavır ve davranışları ile; kendisini kabul ettirecek bir varlıktır. Onu tanımlayanlar, yapmış olduğu tavır ve davranışlara, hareketlere göre tanımlayacaklardır. Bazılarının yapmış olduğu tanımlar aynı ya da; benzer olmasa da; toplumun çoğunluğunun yapmış olduğu değerlendirmelerin ortak noktası; o insan hakkında bir fikir edinmemize sebep olacaktır.
Siz, herhangi bir meslek dalında; elinizde yetişecek onlarca çırak var ise; onları yetiştirmek için, ne yaparsınız? Onlara en fazla yardımcı olacak ustanızı görevlendirirsiniz. Neden? o yetişecek elemanlardan en iyi verimi alabilmek için. Yanlış usta, beceriksiz usta tercihi, yetişecek elemanların eksik yetişmesine sebep olacaktır. Hal, böyle olunca; eğitim öğretim kurumlarından alın, devletin tüm resmi kurumlarında idareci ve yönetici atayacağınız insanlarda; öncelikli tercihiniz, bu ilke olmalıdır. Gerçi, böyle bir uygulamanın adilane bir şeklide yapıldığı zamanlar, yakın tarihimizde azdır. Bu olumsuz örnekleri har alanda görebiliriz. Biz, işin idealinden bahsediyoruz. Atanacak bireylerin; ehil ve yetenekli ve alanında becerili, tecrübeli insanlar olsun istiyoruz. Aynı şekilde insanı yeteri kadar tanıyan, mesleğinin erbabı insanlar olsun istiyoruz. Bu bizim yürekten temennimizdir. Yakın geçmişimizde yanlış idareci ve yönetici seçmenin, atamanın yaşattığı sıkıntıları, olumsuzlukları yaşayarak, öğrenmiş durumdayız.
Geleneksel olarak takip edilen; yönetici atama politikalarda, bazı yanlışlıklar olduğu malumdur. Nedense; onları düzeltmek yerine, başka bir yanlış uygulamanın karşımıza çıktığına şahit oluyoruz. Sanki, atanma adına; bir yarış olduğu fikrindeyim. Kısacası bilgi, beceri, yetenek, ehil olma özellikleri bazı zamanlar, pek dikkate alınmıyor.
En ilginç olanı ise; yapılacak atamalar; yasalara uygun olsun diye; bazı yöntemler ortaya konmaktadır. Kurul oluşturmak, heyet oluşturmak, mülakata girmek, sözlü sınav v.s. iyi de; siz, yeni bir elemanı göreve almıyorsunuz ki; zaten var olan elemanınızı böyle bir elemeden geçiriyorsunuz. Bu uygulama da; beraberinde bazı sıkıntıları getirmektedir.
Bence, bazı eksiklikleri ve hataları olsa da; Maliye bakanlığındaki hiyerarşik sistemin uygulanmasına benzer, bir uygulamanın diğer bakanlıklarda da olması gerektiğine inanıyorum. İnsanlar daha az şikayetçi olur. Düşünebiliyor musunuz! çırağınız durumundaki bir insan; sizin bir yere atanıp, atanmamanız konusunda; karar verici bir durumda olsun... bu kabul edilemez. Yanlış anlaşılmasın çırağınız, yahut öğrenciniz sizi her alanda; fersah, fersah geçebilir. Bunun binlerce örneği vardır. Kabul edilebilir, normal bir sonuçtur. Ancak, sizin bir yere atanıp, atanmamanız konusunda karar verici bir durumda olması ne kadar ahlakidir? sorgulanması gerekir.
Tekrar ediyorum; tüm atamaların sıkıntılı ve sancılı bir durum oluşturmaması için; uygulanabilir bir sistemin, hiyerarşik bir sistemin devreye sokulmasından yanayım. Daha az şikayet olacaktır. Yönetici olarak atayacağınız insanları ayrı bir eğitimden, uzun vadeli kurslardan geçirme, yöntemi de ayrı bir tercihdir. Yönetici olarak atadıklarınızı, canınızın sıkıldığı zaman görevden almamanız için de yasal destekler gerekir. Eğer, görevden alıyorsanız, konumunu ve mevkiini korumak adına tedbirler almanız gerekir. Sonuçta; o kişi görevde olduğu süre içerisinde; kendisine verilen yetki çerçevesinde Devleti temsil ederek orada görev yapmaktadır.
Lütfen, idareci ve yönetici seçimlerinde daha adaletli, daha dikkatli, daha titiz davranalım... Kimseleri memnun edemezsiniz. Ancak, şikayetleri daha aza indirebilirsiniz...