Son zamanlarda; bir takım olayları bahane ederek, çevreye ve güvenlik güçlerine karşı, saldırılarını artırarak; devam ettiren terör örgütünün temel amaçlarından birisi: Ülkeyi iç savaşa kadar sürükleyecek bir aşamaya getirmek. Ancak, bu onların düşünceleri, gelecekte ne olacağını Allah bilir. Gelecek, gayb Yüce Yaratıcının bilgisi dahilindedir. Ülkeyi bu şartlara zorlayan terör örgütü sadece şunu unutmasın bunun sonuçlarına şimdiden katlanmak zorundadır. Herkesin bir hesabı vardır. Asıl hesap Yüce YARATICININ hesabıdır. Zaman içerisinde o hesabın nasıl işlediğini yaşayarak öğreniriz. İL Emniyet Müdürünü hedef alacak kadar, işi azıtıyorsanız; sonuçlarına da katlanırsınız. Bu Milletin sabrını zorlamayınız.
Ortada bir gerçek var. O da terör örgütünün ve onların siyasi uzantısı gibi görünen siyasi kadronun çok şımarmalarıdır. Hele, sınırımızdaki hareketlilikten sonra bu şımarma işini biraz da azıttılar. Kendilerini padişah, lider havalarına sokarak; yüksekten, yüksekten açıklamalar yapmaya başladılar. Halkı sokaklara davet ettiler. Bulundukları konumu, karşısındakilerin kim olduğunu, en azından karşılarında örgütlü bir güç olduğunu, karşısındaki gücün Tarihin derinliklerinde imparatorluklar yönettiğini, Yüce PEYGAMBERİN övgüsüne layık olduğunu unuttular. Söyledikleri sözün hiç muhatabı yokmuş gibi, bol keseden attılar. En azından şunu da unuttular. İnsanların sabrını zorlamayın, sabrı taşan insanın ne kadar kontrolden çıkıp akıl almaz şeyler yapabileceğini unuttular. Karşınızdakinin canını acıtırsanız; doğal bir kuraldır, oda döner sizin canınızı acıtır.
Bütün bunlardan sonra çıkıp birileri insanlık adına açıklamalar yapacaklardır. Yok karışılık iyi değildir, sakin olalım, diye. Bu açıklamaları yaparken, önceki açıklamalarınızda nelere sebep olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Sınırdaki olaylardan dolayı, ülkemize sığınan, yardıma muhtaç konumdaki insanlara, en üst düzeyde yardım edilmektedir. İnsanlık neyi gerektiriyorsa; o, yapılmaktadır. Bu arkadaşlara sadece şunları hatırlatmak isterim. Bu kargaşa ortamı kimseye fayda sağlamaz. Sonu gözükmeyen bir yoldur.
Bu sınır olaylarından önce de; malum çevreler, Devletin hizmetlerinden yararlanırken kendilerine hizmet eden personele olmadık hakaretler ettiler. Devletin hizmetini oralara götürmek isteyen insanların araç ve gereçlerini yaktılar. Kendilerine sağlık, eğitim hizmeti getirecek olan insanları öldürdüler…, Okulları yaktılar, sağlık kuruluşlarını kullanılamaz hale getirdiler. Büyük şehirlerde kendilerine hizmet eden belediye araçlarını yaktılar. Çevreye, her şeye zarar verdiler. Bu nasıl hak aramak? bu nasıl yas tutmak? bu nasıl insanları yardıma çağırma eylemleri? Bunları anlamak mümkün mü? Bu kadar eylemden sonra, birileri çıkıp, utanmadan bu vandalizmi biz yapmadık da, diyebilirler.Tüm bunları yaparken birilerinin bunların hesabını soracağını unuttular. Belki de farkında olmadan Ülkede liberal geçinen, bazı sosyal demokrat gibi görünüp aslında Kürtçü ağırlıklı görüşleri olan; birtakım yazar, çizer takımının allı, pullu sözlerine de inandılar. Şimdi, o yazar, çizer taifesi neler yazacak merak ediyoruz? Bu vandalizmi nasıl savunacaklar?
Şunu asla unutmamak gerekir. Eğer barış istiyorsan; önce senin elindeki silahı bırakman gerekir. Hem silahı karşındakine doğru tutacaksın, hem de barış isteyeceksin. En basit polisiye filmler de bile karşılıklı olarak barış ilan edildiği zaman silahlar elden yere bırakılır. Sen her türlü yakma, yıkma, yağlama eylemlerini yaparak, kendini tatmin edeceksin, sonra da çıkıp bunları barış adına yaptığını söyleyeceksin. Birilerine yardım edilsin diye; birilerini ezeceksin, böyle bir anlayış olmaz.
Anlaşılan o ki; terörle mücadele yeni bir döneme girecek. Temennimiz bu süreçte yapılacak yeni çalışmalarla bu terör en aza indirilir. Bölge insanı da; bunu fark eder her şeye rağmen terör örgütüne verdiği desteği çeker, onu yalınız bırakır. Bu destek olmadan onlar oralarda barınamaz. Devlette bu desteğin samimi olduğunu görerek her şeyi ile; bölge halkının yanında olur. Onlara daha iyi hizmet götürür. Ülke genelindeki sıkıntıların giderilmesi için; yaptıkları çalışmalardan bölge olarak nasibini alır. Devlet baba şefkatini, samimiyetini gösterir böylece karşılıklı anlayışla belirli bir noktaya gelir. Umut olarak gördükleri terör örgütünün sempatisi, umut olma özelliği azalmış olur. Terör örgütünün gerçek yüzünü de görmüş olurlar.
Bu iyi niyetli çalışmalar, sonuç vermezse; bölgede uzun soluklu, yıpratıcı her iki tarafın da canını acıtacak bir sürece gidilir. Burada unutulmaması gereken, ya da kenara atılmaması gereken Türk halkının sabrıdır. Sabrı zorlanınca neler olacağını tüm Dünya ve terör örgütü yandaşları da görecektir. BU MİLLET anadan doğma askerdir, askerliği, VATAN savunmasını gözü kapalı yapacak kadar,Vatanını sever. Onun için hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz. Bana göre terör örgütünün ve yandaşlarının unuttukları en önemli unsur budur. Bunun üzerinde düşünerek hareketlerini ona göre belirlesinler. Bu MİLLETİN düşmanlığını kazanmak doğru değildir. Sana uzatılan samimi ve sıcak, yardımsever bir eli tutmak gerekir, itmek değil...