pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Orhan ARSLAN
Köşe Yazarı
Orhan ARSLAN
 

GÖNÜLLER BİR OLMALIDIR

Seçim atmosferine çıkmaya başladığımız şu günlerde; en fazla sevineceğim olaylardan birisi; İnşallah bu atmosferden dolayı gerilimin az olması, seçimlerin normal şartlarda yapılmasıdır.  Ne zaman ki; sandık önünüze gelecektir, o zaman, insanların sözünün bittiği yere gelinecektir. Vekil adaylarının ve siyasi adamların sözü bitecek, Seçmen sözünün söylendiği yerin, seçim sandıkları olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır. Hal böyle iken; şimdiden kimi siyasilerin yaptığı, gerilimi yükseltecek, beyanat ve açıklamaları endişe ile izliyoruz. Seçim süreci, bir kez daha şunu göstermelidir.  Bu Milletin ve Vatanın birliğini, dirliğini istemeyenler hep kargaşa ortamlarından medet umdular. Sonunda da, hep kaybettiler. Kendileri; zaman,  zaman,  ne yaptıklarının farkında olmasalar bile; bu topluma ne kadar zarar verdiklerini bilmeleri gerekir. Eğer zararın boyutları çok fazla ise; bir gün, birileri onlardan mutlaka hesap soracaktır. Ohhh…  Ben, yaptım benim yanıma kar kaldı, diyemeyeceklerdir. En azından sağduyulu, etrafında ne olup bittiğinden haberdar olan, Yüce Milletim bu tür olayları,  hafızasına kaydetmiştir. Halkı, isyana, eyleme, davet etmenin mantığı nedir? Bu nasıl siyasettir? Anlamak mümkün değil. Aslında yapmaları gereken şudur; Halkımıza açık ve net, ne yapacaklarını açıklamalılar. Halkımızın istemediği, karşı çıktığı fikir ve düşüncelerin neler olduğunu araştırarak; siyasi politikalarına, ona göre; yön verebilirler. Nerede hata yaptık? Halkımız hangi söylemimizi, hangi eylemimizi istemiyor, karşı çıkıyor diye araştırıp; o yanlış eylem ve söylemleri terk edecekler. Kısacası, Halkın istek ve arzularını iyi analiz edecekler. İşte o zaman; halkımız onların yanında olacaktır. Anahtar, gayet basittir. Halkın isteklerine rağmen; o isteklere dolaylı, ya da direkt karşı çıkmakla;  bir şey olmaz. Siyasetçi, sadece kendini aldatmış olur. Beklentimiz seçim sonrası çıkacak sonuçlara göre; her kesimin halk iradesinin sandığa yansımasını kabullenmesidir. Eğer, olayı kendileri açısından bir başarısızlık olarak kabul ederlerse; o zaman başarısızlığın nedenlerini iyice etüt edip onlardan ders çıkarmalı, daha nice olacak seçimlerde başarılı olmanın yolların araştırmalıdırlar. Zamanla ben, ya da biz nerede hata yaptık? Yahut, halkın teveccühünü neden kazanamadık? Diyerek, tarafsız değerlendirmeler, kendilerinin lehine olacaktır. Ondan sonraki seçim atmosferlerinde aynı hataları yapmadan, halkla daha iyi irtibatlar kurarak, başarılı olmanın yollarının aramaları gerekir. Eğer başarısızlığı karşı tarafa yüklenerek, örtmeye çalışırlarsa; bu da kendilerini aldatmadan başka bir işe yaramaz. Sadece günlük birikmiş olan heyecanlarını atmış olurlar. Karşı tarafa olan tepkilerini belirtmiş olurlar. O da kendi kendilerini tatmin etmekten öteye geçmez. Sonuçta; seçmenin kendilerini neden tercih etmediklerini, hala anlamamış, olmanın cezasını çekmektedirler. Arkadaşlar, yetmiş milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olan, Bir Ülkeden bahsediyoruz. Böyle bir Ülke hele gelişmekte olan bir Ülke ise; kolay, kolay sıkıntıları ve sorunları bitmez. O halde o sıkıntıları ve sorunları ortadan kaldıracak; fikirleri üretmekte, Bu Ülkeyi yönetmeye talip olan insanlara düşer. Oturacaklar Bu Ülkenin ne kadar bu konularda akil insanları varsa; bir araya toplayacaklar ve birikmiş sorunları çözecek planlar, projeler üreteceklerdir. Ülkeyi yönetmeye talip olan insanların birinci görevi budur. Yoksa birbirini hırpalamak, kızdırmak, ötelemek, bağırmak, gereksiz eylem yapmak, kavga etmek,  hiçbir şeyi halletmez. Halkımızı da bunlardan habersiz zannetmeyin. Herkes bir, çok şeyi gayet net bir şekilde görüyor, biliyor. Farkında değilsiniz amma; her şey insanların gözlerinin önünde olmaktadır. Bu amaçla yola çıkınca; bütün gönüller bir olur. Sonuçta herkes, Bu Ülkeyi daha iyi yöneteceğinin  hesaplarını yapar, başka hesaplar peşinde koşmazsa; herkes için her şey daha güzel olacaktır. Önce Yüce Milletin birliği, beraberliği, yararı, bütünleşmesi önemlidir. Vatan sevgisi, hizmet aşkı, bununla bütünleşince; sonuçlar kendiliğinden ortaya çıkar. Normal şartlarda yapılacak bir seçimde; siyasi kadroların, Memleketi nasıl daha fazla kalkındıracağı, vatandaşına, nasıl daha iyi hizmetler sunacağı, ekonomisini nasıl düzelteceğinin, planları, projeleri konuşulmalı, tartışılmalıdır. Yoksa gereksiz ortamı gerecek ve kimseye fayda sağlamayacak konuları, değil… Siyasilerden beklentimiz budur. Gönüller her zaman bir olmalıdır. Ancak, birlikten kuvvet doğar… Yerel siyasiler, Sayın Başbakanın verdiği sözlerin takipçisi olmak zorundadırlar. Yerel anlamda, şehrimiz için önemlidir. Verilen sözlerle yetinmeyip; daha fazlasını, daha güzelini isteme cesaret ve cüretini  göstermek zorundadırlar. Seçim atmosferi, bunun için bir fırsattır.
Ekleme Tarihi: 18 Şubat 2015 - Çarşamba

GÖNÜLLER BİR OLMALIDIR

Seçim atmosferine çıkmaya başladığımız şu günlerde; en fazla sevineceğim olaylardan birisi; İnşallah bu atmosferden dolayı gerilimin az olması, seçimlerin normal şartlarda yapılmasıdır.  Ne zaman ki; sandık önünüze gelecektir, o zaman, insanların sözünün bittiği yere gelinecektir. Vekil adaylarının ve siyasi adamların sözü bitecek, Seçmen sözünün söylendiği yerin, seçim sandıkları olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır. Hal böyle iken; şimdiden kimi siyasilerin yaptığı, gerilimi yükseltecek, beyanat ve açıklamaları endişe ile izliyoruz.


Seçim süreci, bir kez daha şunu göstermelidir.  Bu Milletin ve Vatanın birliğini, dirliğini istemeyenler hep kargaşa ortamlarından medet umdular. Sonunda da, hep kaybettiler. Kendileri; zaman,  zaman,  ne yaptıklarının farkında olmasalar bile; bu topluma ne kadar zarar verdiklerini bilmeleri gerekir. Eğer zararın boyutları çok fazla ise; bir gün, birileri onlardan mutlaka hesap soracaktır. Ohhh…  Ben, yaptım benim yanıma kar kaldı, diyemeyeceklerdir. En azından sağduyulu, etrafında ne olup bittiğinden haberdar olan, Yüce Milletim bu tür olayları,  hafızasına kaydetmiştir. Halkı, isyana, eyleme, davet etmenin mantığı nedir? Bu nasıl siyasettir? Anlamak mümkün değil. Aslında yapmaları gereken şudur; Halkımıza açık ve net, ne yapacaklarını açıklamalılar. Halkımızın istemediği, karşı çıktığı fikir ve düşüncelerin neler olduğunu araştırarak; siyasi politikalarına, ona göre; yön verebilirler. Nerede hata yaptık? Halkımız hangi söylemimizi, hangi eylemimizi istemiyor, karşı çıkıyor diye araştırıp; o yanlış eylem ve söylemleri terk edecekler. Kısacası, Halkın istek ve arzularını iyi analiz edecekler. İşte o zaman; halkımız onların yanında olacaktır. Anahtar, gayet basittir. Halkın isteklerine rağmen; o isteklere dolaylı, ya da direkt karşı çıkmakla;  bir şey olmaz. Siyasetçi, sadece kendini aldatmış olur.


Beklentimiz seçim sonrası çıkacak sonuçlara göre; her kesimin halk iradesinin sandığa yansımasını kabullenmesidir. Eğer, olayı kendileri açısından bir başarısızlık olarak kabul ederlerse; o zaman başarısızlığın nedenlerini iyice etüt edip onlardan ders çıkarmalı, daha nice olacak seçimlerde başarılı olmanın yolların araştırmalıdırlar. Zamanla ben, ya da biz nerede hata yaptık? Yahut, halkın teveccühünü neden kazanamadık? Diyerek, tarafsız değerlendirmeler, kendilerinin lehine olacaktır. Ondan sonraki seçim atmosferlerinde aynı hataları yapmadan, halkla daha iyi irtibatlar kurarak, başarılı olmanın yollarının aramaları gerekir.
Eğer başarısızlığı karşı tarafa yüklenerek, örtmeye çalışırlarsa; bu da kendilerini aldatmadan başka bir işe yaramaz. Sadece günlük birikmiş olan heyecanlarını atmış olurlar. Karşı tarafa olan tepkilerini belirtmiş olurlar. O da kendi kendilerini tatmin etmekten öteye geçmez. Sonuçta; seçmenin kendilerini neden tercih etmediklerini, hala anlamamış, olmanın cezasını çekmektedirler.



Arkadaşlar, yetmiş milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olan, Bir Ülkeden bahsediyoruz. Böyle bir Ülke hele gelişmekte olan bir Ülke ise; kolay, kolay sıkıntıları ve sorunları bitmez. O halde o sıkıntıları ve sorunları ortadan kaldıracak; fikirleri üretmekte, Bu Ülkeyi yönetmeye talip olan insanlara düşer. Oturacaklar Bu Ülkenin ne kadar bu konularda akil insanları varsa; bir araya toplayacaklar ve birikmiş sorunları çözecek planlar, projeler üreteceklerdir. Ülkeyi yönetmeye talip olan insanların birinci görevi budur. Yoksa birbirini hırpalamak, kızdırmak, ötelemek, bağırmak, gereksiz eylem yapmak, kavga etmek,  hiçbir şeyi halletmez. Halkımızı da bunlardan habersiz zannetmeyin. Herkes bir, çok şeyi gayet net bir şekilde görüyor, biliyor. Farkında değilsiniz amma; her şey insanların gözlerinin önünde olmaktadır.
Bu amaçla yola çıkınca; bütün gönüller bir olur. Sonuçta herkes, Bu Ülkeyi daha iyi yöneteceğinin  hesaplarını yapar, başka hesaplar peşinde koşmazsa; herkes için her şey daha güzel olacaktır. Önce Yüce Milletin birliği, beraberliği, yararı, bütünleşmesi önemlidir. Vatan sevgisi, hizmet aşkı, bununla bütünleşince; sonuçlar kendiliğinden ortaya çıkar. Normal şartlarda yapılacak bir seçimde; siyasi kadroların, Memleketi nasıl daha fazla kalkındıracağı, vatandaşına, nasıl daha iyi hizmetler sunacağı, ekonomisini nasıl düzelteceğinin, planları, projeleri konuşulmalı, tartışılmalıdır. Yoksa gereksiz ortamı gerecek ve kimseye fayda sağlamayacak konuları, değil… Siyasilerden beklentimiz budur. Gönüller her zaman bir olmalıdır. Ancak, birlikten kuvvet doğar…


Yerel siyasiler, Sayın Başbakanın verdiği sözlerin takipçisi olmak zorundadırlar. Yerel anlamda, şehrimiz için önemlidir. Verilen sözlerle yetinmeyip; daha fazlasını, daha güzelini isteme cesaret ve cüretini  göstermek zorundadırlar. Seçim atmosferi, bunun için bir fırsattır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.