ANAYASA ÇALIŞMALARI
SAYIN BAHÇELİNİN açıklamaları ile; Anayasa çalışmaları, Başkanlık konusu; Ülkenin gündemine oturdu.
Konunun lehinde ve aleyhinde, fikir beyan edenler; açıklamalarını yaptılar. Yapmaya devam ediyorlar. Anlaşılan bu tartışma, devam edecek gibi, gözükmektedir. Çünkü, insanların tamamını memnun etmeniz, mümkün değildir. Her zaman yaptığınız açıklamalara, değerlendirmelere, farklı boyutlardan yaklaşacak, insanlar çıkacaktır. Bunu normal karşılamak, gerekir.
Yapılacak olan yeni Anayasa çalışmalarının en kısa zamanda hayata geçmesi, insanlarımızın ortak aklı ile; oluşturulması beklentimizdir. Zaman, zaman Sayın Meclis Başkanı insanlarımızın oluşacak Anayasa çalışmalarına katkı vermesini beklediklerini hatırlatmaktadır. Hatta katkıların daha fazla olması gerektiğine dair; sitemlerde bulunmaktadır. Haklıdır. İnsanımızın bir huyu vardır, iş yapılırken yol göstermek yerine; iş yapıldıktan sonra eleştirmeyi daha çok severler.. Böyle olmayı nedense çok sevmektedirler.
Başkanlık sistemine yönelik çalışmalar da, başlayacak gibi, gözükmektedir. Yapılacak çalışmalar neticesinde; varılan ortak nokta belirlendikten sonra; Meclisten geçerse; referanduma gitme isteği, ağırlık kazanmaktadır. Meclisten geçer mi? Bilinmez. Şimdiden MHP den bazı vekiller yaptıkları açıklamalarla; karşı olduklarını ifade etmektedirler.
Anlaşılan o ki; MHP yapmak istediği hamleyi; taraftarlarına yeteri kadar anlatamamıştır. Zaman içerisinde; buna yönelik çalışmalar, yapılacak gibi gözükmektedir.
Bu konularda; Yapılacak çalışmaları; dikkatle izleyeceğiz.
Anayasa çalışmalarını önemsiyoruz. Başkanlık sistemini önemsiyoruz....
Hala darbe gölgelerinin etkisinde kalan, Anayasalarla yönetiliyoruz. Bunu kabullenmek, zordur.
Bu çalışmalara katkı sağlamak için; Biz de kendilerine bazı önerilerde bulunuyoruz. Kuşkusuz bizim söylediğimiz bu öneriler; ne ilktir, ne de ilk olacaktır. Aynı anlam ve kapsamı kaplayan belki binlerce önerinin; kelimeleri dahi aynı olacaktır. Bu da; şunu gösterecektir. Halkımızın değişik katmanları aynı şeyi düşünmektedirler. Bir şey isteniyorsa; Halkın büyük bir çoğunluğunun aynı şeyi istemesi dikkat çekecektir.
Bu ANAYASA DA en önemli şey bana göre kullanılan kelimeler ve ifade edilecek olan cümlelerdir. Gayet açık ve net olmalıdır. İleride yoruma, karışıklığa meydan vermeyecek, şekilde; herkesin anlayabileceği bir dil olmalıdır. Halkımız bundan çok çekmiştir, Hala, çekmektedir. Geçmişte yapılan; 367 meselesi ve Cumhurbaşkanının görev süresi, tartışmaları; bunun en güzel örneğidir. Sanki yasa koyucular; bu kadar basit şeyleri nasıl atlıyorlar, diye içimden düşünmek geliyor.
İnsan hak ve hürriyetleri anlaşılır bir şekilde ifade edilmelidir. İnsanların hürriyetleri nerede başlar, nerede biter. Başkalarının hürriyetini ne yaparsam; ihlal ederim. Başkaları benim sınırlarımı nasıl zorlarlar. Özgürlük kavramı; insanların özgürlük sınırı, nedir? Belirlenmelidir. Ben, özgürlüğümü kullanırken; başkalarının özgürlük sınırlarını zorlayabilir miyim? Ne yaparsam onların özgürlük alanlarını, daraltırım? Belirtilmesi gerekir. Özgürlüğümü kullanıyorum, diye; başkalarının özgürlüklerine engel olabilir miyim?
Okuma hakkı eşit olmalıdır. Mutlaka paralı üniversiteler kaldırılmalıdır. Yahut, puan olarak; Devlet okullarına yakın hale getirilmelidir. Böyle bir oluşum kişi haklarına aykırıdır, haksızlıktır, adaletsizliktir. O zaman; parası olan okur, parası olmayan okuyamaz, fikri ortaya çıkar. Bu sosyal patlamalara sebep olabilir. İşte bu insan haklarına aykırıdır.
Kişilerin inanç, Din ve Dil özgürlüğü olmalıdır. Dini yaşantılarına engel olunmamalıdır. Devletin kullandığı ortak dil belirlenmeli ve adı; konmalıdır. İnsanlar kendi aralarında kendi dilleri ile konuşabilirler, gerekirse; eğitimini alabilirler. Amma, Devletin dili bir olmalıdır, tek olmalıdır. Ortak dil, tüm Halk tarafından kullanılan ve eğitimi alınarak; Devlet kuruluşlarında meramını ifade edecek kadar bilgiye sahip olmalıdır. Birey, Hiçbir aracıya gerek kalmadan Devletin bütün kurumlarına meramını anlatmalıdır.
İnsanların arasında sosyal barışın sağlanmasında önemli yeri olan; Kültür birikimlerine sahip çıkılmalıdır. Toplumun ortak değerleri olan, Değer yargıları; tanımlanmalı ve deklere edilmelidir. Gerekirse, koruma altına alınmalıdır.
Gelir dağılımındaki dengesizlikler; Anayasa çerçevesinde güvence altına alınmalıdır. Vergi kaçakçılığına en büyük ceza verilmelidir. Çalışma hayatı tekrar düzenlenmeli ve çalışanların sigorta işlemleri; yasa zoru ile yapılacak bir zorunluluk haline getirilmelidir. Bunu ihlal edenlere en ağır cezalar verilmelidir. Gerekirse; Ticari faaliyetine el konulmalıdır. Sonuçta sigortayı yatırmamak; hem Devlete zarar, hem de; kişilerin hakkını ihlaldir. Devletin böyle bir şeye göz yumması düşünülemez. Yoksa sosyal yaralar, sürekli büyüyecektir. İnsanların Mal, Can, Namus gibi değerlerinin korunmasında suçlu bulunan insanların hafif cezalarla geçiştirilmesi düşünülemez. Yoksa kargaşanın önünü alamazsınız.
Ben, hep toplumun ana temasını oluşturan insan merkezli düşünmek zorundayım. Çünkü insanı korumadan, insanlık değerlerini yüceltmeden, insanı; insanca yetiştirmeden, sosyal bir varlık olarak İnsanın; sosyal ihtiyaçlarına her manada çözüm bulunmadan sağlıklı bir toplum olunacağına inanmıyorum. Tarihte bunun örneklerini vermiş olan Atalarımız; yabancılar tarafından da takdir edilmişlerdir. Atalarımıza bağlı olarak yaşamak isteyen Tarihe mal olmuş örnekleri unutmayalım. İşte o sırrı elde etmeliyiz.
Medeniyetimizin temeli olan;’’ insanı yaşat ki; devlet yaşasın’’ Ana ilkesi her alanda, dikkate alınmalıdır. Bu konuda; insan merkezli olan; Eğitim Öğretim, çalışma hayatı, sağlık alanı, kısacası; ana ekseninde insan olan; tüm kurumların durumu, bu gerçeklik göz önünde bulundurularak, değerlendirilmelidir.
Vatan savunmasına yönelik, çalışmalarda; son aylarda yaşadığımız olumsuz olayların önüne geçecek, tedbirler; hızlıca alınmalıdır. VATANIN, MİLLETİN huzurunu, barışını, güvenliğini temin edecek olan; tüm güvenlik güçleri; en ince ayrıntıya dikkat edilerek; tekrardan düzenlemesi yapılmalıdır. Yaşadığımız, bu olumsuz olayların; yaşanmaması için; yasal tedbirler alınmalıdır. Konumları; yasal zeminlere dayandırılmalıdır.
Anayasa çalışmalarına, katkı vermesi gereken, kurumların; aktif olmalarını beklemek hakkımızdır.
Kurumlar arasındaki erg dağıtımı, konumlandırılması; öncelikle; Devletin atağa geçmesi, yükselmesi, önünün açılması, konuları; göz önünde bulundurularak; tekrar değerlendirilebilir. Bunun belirlenmesinden yanayım.
Anayasa çalışmalarının hayata geçmesi; Ülkemiz açısından, çok önemli konulardandır. Yapılacak çalışmaları, dikkatle izliyoruz.