On bir ayın sultanı geldi ve gidiyor. Sayılı günler kaldı bayrama. Büyük heyecanla bekleniyor bayram. Bir ay boyunca tutulan orucu ödülü alınacak. Sadece ramazan uğurlanmayacak, kimi fırsattan istifade edip tatile çıkacak, kimi uzun zaman göremediği akrabalarını dostlarını ziyaret edecek. Gurbette olanlar memleketlerine gelecek. Kısacası bayramla birlikte özlemler de giderilecek. Bayramlarda olmasa kimse kimseyi ziyarete fırsatı olmayacak. Gelenek görenek örf ve adetlerimize yabancılaştığımız gibi eş, dost, akraba ziyaretleri yapamıyor bayramları bile amacını tatille bağdaştırıyoruz.
Dikkat ediyorum da birkaç senedir işsizliğin çok arttığı ve insanların yoksulluk sınırlarının altında kaldığı şu dönemlerde bazı kurum ve kuruluşlar ramazan ayı boyunca birbirleriyle davet yarışı yapıyorlar. Ziyafetler çekiliyor. Adeta evcilik oyunu onar gibi savurganlığın had safhada olduğu davetler, ziyafetler veriliyor. Anlam veremediğim Kim kimi ağırlıyor belli değil. Kimin parasıyla yapılıyor. Ertesi gün gazetelerde falan daire müdürü iftar yemeği verdi. Çok güzel kimin parasıyla verdi. Cebinden mi çıktı bu paralar yoksa devletin ödeneklerinden mi? Hani fakir fukaraya verilse yine bir şey demem amma daire müdürlerine, üst kademe personeline verilen ziyafetler… Yok, personele iftar hangi personel üst kademe personellere tabii ki. Burada bile ayrım var. Bunun anlamı nedir. Kurumlar arası kaynaşma, birlik beraberlik derlerse şaşarım doğrusu.
Dışarıda bir tabak yemeğe, bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce insanlar görmezden gelinerek, birde verdikleri davetleri görsel ve yazılı basında reklamını yaptırarak şişirterek anlatılması şaşırtıcı?
Benim anlamadığım verilen bu iftar yemeklerinin ücreti yemeği veren kişilerin cebinden çıkmıyor. Kurumların ödeneklerinden veriliyor.
Eğer şahsi olarak ceplerinden verseler hiçbiri böyle bir ziyafet çekmezler. Her şey devletin kasasından har vurup harman savruluyor. Ve bu savurganlıkların bu tür ödemelerin faturasının hesabı sorulmuyor. Sevgili İmamlarımız açıklasınlar bu yapılanlar doğrumu? Hak vebal davet edenlerde var biliyoruz da davete katılanların orucunun durumu nedir? Şahsen be merak ediyorum.
Eğer iftar yemeği verip hayır yapacaksan rotayı şaşırmadan ihtiyacı olanlara ver. Kimi memnun edeceksin.
Bu durum sadece Sivas İli ile sınırlı değil. Türkiye genelinde bütün illerde yapılıyor. İlla bir iftar yemeğimi vereceksin. Yap duyurunu. Hazırla şehrin belli bir alanında büyük bir sofra çağır bütün insanları ver davetini. İstanbul'da her semtte yapılıyor. Örnek olarak alabilirsin.
Sivas'ta Sivas belediyesi Buruciye Medresesi yanında iftar çadırı kurmuş ne kadar güzel. Her kesim zengini de fakiri de katılıyor. Evine yetişemeyen, yoldan geçen insanlar katılıyor. Sende Kongre binası yanına aç bir sofra orada ver iftarını yer mi arıyorsun. Katılacak insan mı yok. Baktın olmadı iftar yemeği yerine o parayla hazırlat ramazan paketini dağıt insanlara.
Yapılan bu davetleri birde sokakta halka sorun bakalım ne cevap alırsınız. İnsanlar sizi alkışlamıyor tepki veriyor. Söylenen söz 'ağalar paşalar birbirini ağırlar'. Biraz halkın sesini de duyun, halkın içine karışın. O makamlarda ebedi kalmayacaksınız. Sonra geçmişiniz ve vicdanınız arasında pişmanlıklar içinde kalırsınız… Benden söylemesi.