Bugün 4 Eylül kutlamaları var. Nerede? Sultan Şehir Sivas’ta.
Sivas candır, Sivas candandır. Sivas’ta insanlar ahşap evler gibidir. Dışardan biraz dökük, biraz hoyrat biraz da yalnız. Ancak içine girdiğinizde gördüğünüz insani zenginlik karşısında adeta mahcup olursunuz. Önyargılarınız utanca bırakır yerini. Gönlüne misafir olduğunuzda size oturtacak bulamaz köşk bulur körpe yüreğinde.
Sivas’ı anlamayan gurbeti tanıyamaz. Bu şehir buram buram hasret kokar. Kim ister evini bırakıp karlı dağların ardına gitmek, kim arzu eder yardan, eşten dosttan ayrılmak. Kolay mı sandın senden ayrılmak kara toprak. Yıllardır dost diye sarılığımız bu toprağın karnını kürekle bel ile yardık durduk. Yüzünü tırnağımızla elimizle yırttık. Çocukluğumuzu ektik, her taşına bir hatıra gizledik, her ağacına sevgimizi astık. Dostlarımızı bağrımıza bastık, gurbeti azık yaptık kendimize. Yılarca Almanyalarda, İstanbullarda ucu yanık bir mektubu en gizli köşemizde sakladık durduk. Olmadı gönlümüzden taşanı sazın teline vurduk. Gurbet ilde bir hal gelse de başımıza, ağlama gözlerim Mevla kerimdir, diyerek memleket hasretiyle döndün işimize.
Gurbette zaman geçirmemiş tüm dostlar, Bu şehre duyulan özlemi yaşamamışlardır. Anlatamazlar…
Bu şehrin her yerinde, hayatını geçirmiş adamlar, bu değerlendirmenin dışında kalır.
Bu şehirde; Yaşadığını veya şehri anladığını, söyleyenlere bazı küçük hatırlatmalarda bulunmak gerekir. Hem bilgilensin, hem konu hakkında konuşurken dikkatli olsun. Haaa, kimileri de, diyebilir ki; şehri, o tarihe mal olmuş mekan ve zamanları ile anlamanın, hatırlamanın ne faydası vardır? O, da; onların bileceği bir iştir.
Gurbetten gelip, Şehrin sokaklarında gezmeye başladığınız anda, hafızanız sizi çok şeyle imtihan edecektir. Canlandıkça canlanacaktır. Hatıralar, zaman ve mekan tanımadan hafızanızı işgal edecektir. Bir film şeridi gibi, o sahneden, o sahneye koşturup duracaktır. Her mekan zaman dilimi içerisinde, size ait kendisinde yer edinecektir.
Belki birden bire davul ve zurna sesi ile, yiğit insanların meydana halay çekmek için çıktığına şahit olacaksınız. Size bir hatırlatma yapılmış olacak…
Cıbıllar Parkının yemyeşil ağaçlarla dolu hali, hayalinizde canlanacak. Sıcak bir çayın size bıraktığı tadı, arayacaksınız… Kongre binasının önünden İstasyon caddesine doğru çift sıra ağaçlarla donandığını hatırlayacaksınız… Mis gibi bir koridor…
Etrafınıza bakındıkça, Kendi, kendinize sorular sorup, cevaplar bulmaya çalışacaksınız.
Tatil için, Kongre etkinlikleri için şehre gelen dostlarımız...
Arayacaksınız gençliğinizi... Çocukluğunuzu...
Kaldırımlar ses vermeyecek... Yollar sessiz... Herkes bir tanıdık sima ile, neşe ile dolacak... Başlayacak tatlı anılar anlatılmaya, sohbet uzadıkça, uzayacak...
Çay ile demlenen muhabbet, nihayet gün sonunda sona erecek...
Evet, bugünde anılara kayıt edilecek... Gurbet ellerde tatlı bir tebessümle hatırlanacak...
Şen olasın SİVAS...