Hele o bayramlar, çocukluğumuzun güler yüzlü, elma şekerli bayramları artık mazide kaldı. O günkü bayramlar mı bozuldu yoksa bu gün bozulan insanlar mı?
Biz orta halli bir aileydik. Ama her bayram en güzel elbiseler benim ve kardeşlerimin olurdu. Çünkü, rahmetli babam öksüz ve yetim olarak büyüdüğü için hemen hemen hiç yeni elbisesi olmamış. Bu yüzden bizi giydirmeyi hiç ihmal etmezdi. Bayram namazından gelince bayramlıklarımızı giyer hiç sıra şaşmadan, belli bir disiplin içersinde büyükten küçüğe doğru bayramlaşma faslı yapılırdı. Bu sırada ben, babamın cebinden çıkacak bayram harçlığının hesabını yapardım. Çünkü, evin büyük oğlu olarak en fazla bayram harçlığı da benim hakkımdı. Daha sonra, komşuları ziyaret faslı başlardı.
El öpmeye gittiğimiz her evden yeni bir çocuğun da eklenmesiyle bayram ziyaretlerimizi kalabalık bir grup halinde yapardık. Her kapıyı, şeker yerine para verilmesi dileğiyle çalardık. Para verilince, nedense daha çok sevinirdik. O paralarla da bakkala koşar, şeker alırdık. Ama yine de, bozuk paraların, cebimizde çıkardığı o neşeli şıkırtılarını kısa bir süre için de olsa duymak isterdik.
Bu gün, çocukların sevindirildiği, yaşlıların ziyaret edilip ellerinin öpülerek memnun edildiği bayramların o alçak gönüllü havası, ne yazık ki, büyük şehirlerin kalabalığında uçup gitti. Çünkü, bütçeye uygun hangi turla, hangi tatil beldesine gitsek telaşı.... Evlerde ve huzurevlerinde unutulan anne-babalar; yanımızda ise ilgiden uzak, büyükannesiz ve büyükbabasız büyütülen çocuklarımız.... Bayram sabahları gittiğimiz tatil beldesinden telefonlara sıkıştırılmış, birkaç kelimeyi geçmeyen kutlamalar ya da toplu internet mesajları ile geçiştirilen yaşlılar.... Bizim için ancak bir telefonluk değeri kalmış bu huzurevi sakinleri televizyondaki “bayram özel eğlence programları”nda, hüzünlü yüzleriyle şarkıcıların arkasında artık birer fon olarak gösterilir oldu.
Aslında hepimiz, her an yalnız değil miyiz? Fakat bunu, çocuklarımızın neşeli çığlıkları, işlerimizin “hayhuyu” arasındayken değil de yaşlandığımızda fark edebiliyoruz. Aynaya bakıp bir şeylerin eksildiğini anlayınca da zamanı suçlayıp sorgulamaya kalkıyoruz.
Bayramınızı kutlar yeni yılda sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunarım.