pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Umarım vicdanları uyanır. Umarım insan kalabilmeyi başarabilirler.

Vicdanı olan, insanlığını yitirmemiş birisi, ‘Gazze için neler yapabilirim’ sorusuna bugün itibariyle çok sayıda yanıt bulabilir. Çünkü yapacak, yapılabilecek çok fazla iş var. Ancak ‘Gazze için neler yapamazsınız?’ sorusunun yanıtı bugün itibariyle tek bir kelimedir: Susamazsınız! Evet susamazsınız. Çünkü susarsanız, bu sessizlik, bu vurdumduymazlık, bu yutkunma İsrail’i desteklediğiniz anlamına gelir. İsrail’in artık 1 aya dayanan Gazze soykırımı karşısında gri alan kalmadı. Herkes şahit olduğu vahşet karşısında tarafını belli etmek zorunda. Gazze’de vurulan konvoylardaki bebeklerin kopan uzuvları yollara saçılırken ‘fakat’ diyen, söze ‘ama Hamas’ diye başlayan her kim olursa olsun doğrudan İsrail destekçisidir. Belki Siyonist değildir, Evanjelist değildir, Yahudi değildir, hatta Müslüman’dır ama eğer tavrı net değilse İsrail’den yanadır. Artık adını koymalıyız. Çünkü ahlaken çöken, tüm değerleri, inançları, kutsalları ve insanlığı ayaklar altına alan Batı’da bile vicdanlar patlamak üzere. Şunun da altını çizelim: Batı Gazze’de battı. İkinci Dünya Savaşı’ndaki akıl almaz vahşetlerin üzerine inşa edilen Avrupa Birliği’nin diktiği medeniyet elbisesi arkalı önlü, sağlı sollu yırtıldı. Hümanizm ambalajı patladı. Ancak asıl önemlisi şu ki; Gazze yok edilmeye direnirken, insanlığını yitirmeyenleri de kendine getiriyor. Gazze’de katledilen bebekler üç günlük hayatlarıyla, Müslümanlara çok ağır dersler veriyor. Gazze halkı İslam devletlerine, milletlere tokat üstüne tokat atıyor. Sadece Müslümanlara değil. Hristiyanlar, Siyonist olmayan Yahudiler ve Harediler de İsrail ile arkasındaki Batı’ya net tavır, hatta cephe alıyor. Batı’nın içinden dindirilmesi çok mümkün olmayan öfke seli akıyor. Son birkaç günden sayısız örnek sayabilirim. El Cezire dün bir haber geçti. Kaliforniya’dan İsrail’e gitmek üzere hazırlanan ABD askeri kargo gemisini engellemeye çalışan insanlar geminin merdivenlerine tırmanıyorlardı. Protestocuların röportajlarını izledim. Hiçbiri Müslüman veya Arap değildi. Hristiyan olduğunu söyleyen bir Amerikalı, İsrail’i mağdur gösteren Amerikan medyasında yazılanların doğruluğunu kontrol etmek için Instragram’daki konum etiketlerine tıklayarak İsrail’in farklı şehirlerinde yaşayanların son paylaşımlarına göz attı ve yaşadığı şok üzerine şöyle bir video çekti: “Siz mağdur değilsiniz, sahillerde, barlarda, partilerde keyif yaparken yanı başınızda soykırım yapılıyor.” Videosunu Yeni Şafak’ta da haber yaptığımız bir Yahudi kadın şöyle diyordu: “Yahudi’yim ve Siyonist bir ailede büyüdüm. Büyükbabam Holokost’tan sağ kurtulanlardandı. İsrail ulusunun iyiliğini düşünmek benim kanımda var. Ancak ben yine de Siyonist devletin zalim, şiddetli ve kötü olduğunu görebiliyorum. Siyonist bir aile tarafından yetiştirilen ben bile İsrail’le ilgili önyargılarımı aşabiliyorsam siz de yapabilirsiniz. İsrail’in şu an yaptığı şey bir soykırımdır.” Ülkemizdeki milyonlarca takipçisi olan ünlüler, fenomenler susarken, Romanyalı içerik üreticisi Nicole Jenes’in mizah videosundaki şu tespiti çok önemliydi mesela: “Romanya’yı işgale mi geldiniz? Unutmayın pasaport damgası size toprak vermiyor.” Bütün yasak ve engellemelere rağmen Londra’da düzenlenen Filistin’e destek mitingine katılan Hristiyan bir zencinin söylediği gibi: “Bu Müslüman veya Yahudi olmakla ilgili değil. ben Hristiyan’ım ama insanım. Benim için önemli olan tek şey bu.” İngiltere siyasi olarak İsrail’e en büyük desteği veren ülkelerden biri olsa da sokaklar sürekli Filistin’e destek mitinglerine sahne oluyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ülke genelindeki tüm valilerden Filistin yanlısı protestoları yasaklamalarını istedi ancak bunun önüne geçemedi. On binlerce kişi günlerdir Fransa sokaklarında ‘Filistin’ diye haykırıyor. Rotterdam, Köln, Madrid, Stockholm, Bogota, Lima, Meksiko, Karakas, Lagos şehirlerinde Filistin’e destek ve İsrail’e protesto gösterileri yapıldı. Kanadalı yazar Yves Engler’in, İsrail’e giden Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly’in karşısına dikilmesi de kayıtlara geçmeli: “Elinizde kan var Madam Jolie. 4 binden fazla Filistinli çocuğun öldürüldüğü katliamları desteklemek için İsrail’e gittiniz.” Dikkat ediyor musunuz? ‘Yahudi düşmanlığı’ kavramını suiistimal eden ve 75 yıldır Filistin’de işlediği tüm vahşetleri, ‘antisemitizm’ yaftalamasıyla konuşturmayan İsrail’in tüm argümanları çöküyor. Holokost ajitasyonunun altından kandan nehirler akıtan İsrail bundan sonra nefret edilen bir ülke olarak kodlanacak. Beşiğinde uyuyan bebeklerin kanı İsrail devletinin, Siyonistlerin üzerine çıkmamak üzere yapıştı. Bunu net olarak görebiliyoruz. Bu yüzden de diyorum ki; Türkiye’deki İsrail destekçileri, Siyonist bir ailede büyüyen eski Siyonizm destekçileri, Siyonist olmayan Yahudiler veya devletinin baskısına rağmen sesini yükselten Hristiyanlar kadar olamadılar. Hiçbir dine inanmayan belki Filistin’in adını ilk kez Ekim ayında duyan Batılılar kadar da olamadılar. Oysa insan olmak yeterdi mazlumdan taraf olmak için. Ancak onlar çeşitli söz oyunlarıyla taraflarını zalimden yana seçtiler. Ne karşılığında teslim olduklarını bilmediğimiz bu satılmış etki ajanları için de artık yol ayrımı göründü. Bu kişiler ileride belki de bir tweetle soykırım yanlısı olmakla, binlerce Gazzeli sivilin kanını dökenlerle zihnen ortaklık yapmakla suçlanacaklar. İnsanlık böylesine keskin bir kararın arifesinde. Gazze, insanlığı insanlık tarihinin en büyük sınavına tabii tutuyor. Bunu görmeyen, fark etmeyen, umursamayan herkes ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalacak ve mahkum olacaklar. 
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2023 - Pazar

Umarım vicdanları uyanır. Umarım insan kalabilmeyi başarabilirler.

Vicdanı olan, insanlığını yitirmemiş birisi, ‘Gazze için neler yapabilirim’ sorusuna bugün itibariyle çok sayıda yanıt bulabilir. Çünkü yapacak, yapılabilecek çok fazla iş var. Ancak ‘Gazze için neler yapamazsınız?’ sorusunun yanıtı bugün itibariyle tek bir kelimedir: Susamazsınız! Evet susamazsınız. Çünkü susarsanız, bu sessizlik, bu vurdumduymazlık, bu yutkunma İsrail’i desteklediğiniz anlamına gelir.

İsrail’in artık 1 aya dayanan Gazze soykırımı karşısında gri alan kalmadı. Herkes şahit olduğu vahşet karşısında tarafını belli etmek zorunda. Gazze’de vurulan konvoylardaki bebeklerin kopan uzuvları yollara saçılırken ‘fakat’ diyen, söze ‘ama Hamas’ diye başlayan her kim olursa olsun doğrudan İsrail destekçisidir. Belki Siyonist değildir, Evanjelist değildir, Yahudi değildir, hatta Müslüman’dır ama eğer tavrı net değilse İsrail’den yanadır.

Artık adını koymalıyız. Çünkü ahlaken çöken, tüm değerleri, inançları, kutsalları ve insanlığı ayaklar altına alan Batı’da bile vicdanlar patlamak üzere. Şunun da altını çizelim: Batı Gazze’de battı. İkinci Dünya Savaşı’ndaki akıl almaz vahşetlerin üzerine inşa edilen Avrupa Birliği’nin diktiği medeniyet elbisesi arkalı önlü, sağlı sollu yırtıldı. Hümanizm ambalajı patladı.

Ancak asıl önemlisi şu ki; Gazze yok edilmeye direnirken, insanlığını yitirmeyenleri de kendine getiriyor. Gazze’de katledilen bebekler üç günlük hayatlarıyla, Müslümanlara çok ağır dersler veriyor. Gazze halkı İslam devletlerine, milletlere tokat üstüne tokat atıyor. Sadece Müslümanlara değil. Hristiyanlar, Siyonist olmayan Yahudiler ve Harediler de İsrail ile arkasındaki Batı’ya net tavır, hatta cephe alıyor. Batı’nın içinden dindirilmesi çok mümkün olmayan öfke seli akıyor.
Son birkaç günden sayısız örnek sayabilirim. El Cezire dün bir haber geçti. Kaliforniya’dan İsrail’e gitmek üzere hazırlanan ABD askeri kargo gemisini engellemeye çalışan insanlar geminin merdivenlerine tırmanıyorlardı. Protestocuların röportajlarını izledim. Hiçbiri Müslüman veya Arap değildi.

Hristiyan olduğunu söyleyen bir Amerikalı, İsrail’i mağdur gösteren Amerikan medyasında yazılanların doğruluğunu kontrol etmek için Instragram’daki konum etiketlerine tıklayarak İsrail’in farklı şehirlerinde yaşayanların son paylaşımlarına göz attı ve yaşadığı şok üzerine şöyle bir video çekti: “Siz mağdur değilsiniz, sahillerde, barlarda, partilerde keyif yaparken yanı başınızda soykırım yapılıyor.”

Videosunu Yeni Şafak’ta da haber yaptığımız bir Yahudi kadın şöyle diyordu: “Yahudi’yim ve Siyonist bir ailede büyüdüm. Büyükbabam Holokost’tan sağ kurtulanlardandı. İsrail ulusunun iyiliğini düşünmek benim kanımda var. Ancak ben yine de Siyonist devletin zalim, şiddetli ve kötü olduğunu görebiliyorum. Siyonist bir aile tarafından yetiştirilen ben bile İsrail’le ilgili önyargılarımı aşabiliyorsam siz de yapabilirsiniz. İsrail’in şu an yaptığı şey bir soykırımdır.”

Ülkemizdeki milyonlarca takipçisi olan ünlüler, fenomenler susarken, Romanyalı içerik üreticisi Nicole Jenes’in mizah videosundaki şu tespiti çok önemliydi mesela: “Romanya’yı işgale mi geldiniz? Unutmayın pasaport damgası size toprak vermiyor.”

Bütün yasak ve engellemelere rağmen Londra’da düzenlenen Filistin’e destek mitingine katılan Hristiyan bir zencinin söylediği gibi: “Bu Müslüman veya Yahudi olmakla ilgili değil. ben Hristiyan’ım ama insanım. Benim için önemli olan tek şey bu.”

İngiltere siyasi olarak İsrail’e en büyük desteği veren ülkelerden biri olsa da sokaklar sürekli Filistin’e destek mitinglerine sahne oluyor.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ülke genelindeki tüm valilerden Filistin yanlısı protestoları yasaklamalarını istedi ancak bunun önüne geçemedi. On binlerce kişi günlerdir Fransa sokaklarında ‘Filistin’ diye haykırıyor.

Rotterdam, Köln, Madrid, Stockholm, Bogota, Lima, Meksiko, Karakas, Lagos şehirlerinde Filistin’e destek ve İsrail’e protesto gösterileri yapıldı.

Kanadalı yazar Yves Engler’in, İsrail’e giden Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly’in karşısına dikilmesi de kayıtlara geçmeli: “Elinizde kan var Madam Jolie. 4 binden fazla Filistinli çocuğun öldürüldüğü katliamları desteklemek için İsrail’e gittiniz.”

Dikkat ediyor musunuz? ‘Yahudi düşmanlığı’ kavramını suiistimal eden ve 75 yıldır Filistin’de işlediği tüm vahşetleri, ‘antisemitizm’ yaftalamasıyla konuşturmayan İsrail’in tüm argümanları çöküyor. Holokost ajitasyonunun altından kandan nehirler akıtan İsrail bundan sonra nefret edilen bir ülke olarak kodlanacak. Beşiğinde uyuyan bebeklerin kanı İsrail devletinin, Siyonistlerin üzerine çıkmamak üzere yapıştı. Bunu net olarak görebiliyoruz.
Bu yüzden de diyorum ki; Türkiye’deki İsrail destekçileri, Siyonist bir ailede büyüyen eski Siyonizm destekçileri, Siyonist olmayan Yahudiler veya devletinin baskısına rağmen sesini yükselten Hristiyanlar kadar olamadılar. Hiçbir dine inanmayan belki Filistin’in adını ilk kez Ekim ayında duyan Batılılar kadar da olamadılar. Oysa insan olmak yeterdi mazlumdan taraf olmak için. Ancak onlar çeşitli söz oyunlarıyla taraflarını zalimden yana seçtiler. Ne karşılığında teslim olduklarını bilmediğimiz bu satılmış etki ajanları için de artık yol ayrımı göründü. Bu kişiler ileride belki de bir tweetle soykırım yanlısı olmakla, binlerce Gazzeli sivilin kanını dökenlerle zihnen ortaklık yapmakla suçlanacaklar. İnsanlık böylesine keskin bir kararın arifesinde.
Gazze, insanlığı insanlık tarihinin en büyük sınavına tabii tutuyor. Bunu görmeyen, fark etmeyen, umursamayan herkes ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalacak ve mahkum olacaklar. 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.