PKK’yı ve işgalci İsrail’in katliamını lanetlemek için Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) öncülüğünde Millî İrade Platformu’na üye 308 STK’nın katılımıyla Galata Köprüsü’nden Karaköy ve Eminönü’ne taşan ‘tarihi buluşmayı’ birkaç açıdan okuyabiliriz.
Bir: 100 binlerin “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” sloganıyla katıldığı buluşmada, bazı STK, meslek ve çıkar (interest) grupları, tavırlarını, tutarlılıkla sürdürdüler. Yürüyüşe katılmadılar… TTB, TMMOB, barolar, reklam ve halkla ilişkilerciler, bazı kadın örgütleri, bazı sendikalar… Bunlar herhâlde başka bir iradenin peşinden gidiyor olmalılar… Millî iradenin değil…
İki: 1 Ocak’ta başta Hristiyan âlemi olmak üzere dünyanın büyük kısmı, bir önceki geceden kalacakları için mışıl mışıl uyusunlar diye tatil ilan edilirken, İstanbul halkının kahir çoğunluğu durmadı… Tavrını net bir şekilde ortaya koydu.
Üç: Yahudi lobisinin, özellikle ekonomik açıdan hâkimiyetinin söz konusu olduğu ülkelerde bile yavaş yavaş ‘aykırı’ sesler çıkmaya başladı. Fransa, İspanya, İngiltere, Güney Amerika gibi bazı ülke ve bölgelerde halk temelinde yükselen protestolar, hükûmetleri İsrail’in politikalarını eleştirmeye itti. Bu çerçevede bizim hükûmetin aldığı pozisyon tabii ki çok önemli… Dünyaya örnek olacak boyutta… Ancak, halk hareketleri, her zaman hükûmet hareketlerinden daha fazla etkili olmuşlardır.
İnsanların tekâmül düzeyleri ve dünya görüşlerinin (Welthanschaung) sağlamlığı; çelişkilerin arttığı, diametral zıtlıklara dönüştüğü ortamlarda belirginleşir ve berraklaşır. İsrail’in Gazze katliamı da işte bu türden bir çelişkidir… Yani “Ak koyun kara koyun” böyle durumlarda kendini belli eder… ,
Millî irade karar verdi: Parla!
Devletin ısmarlayıp bestelettiği dahil, en az dört “100. Yıl Marşı” biliyoruz… Lansmanlar yapıldı… Konserler düzenlendi… Canlı yayınlarla tanıtıldı… Halkın beğenisini kazanmak, dillere dolanmasını sağlamak, iletişim jargonuyla ‘tutundurmak’ için bu çalışmalar ciddi şekilde desteklendi.
Öte yandan Norm Ender (Ender Eroğlu) adında genç bir rapçi çıktı… Arkasına koroyu alarak, yazıp bestelediği “Parla” isimli marşı seslendirdi.
Milletin ‘ortak ruhi şekillenmesi’ denen fenomen, işte böyle bir şeydir… “Su akar, yolunu bulur” misali, o ruh, kendine en uygun olanı bulur, seçer ve ona sahip çıkar…
Tıpkı bütün prozodi hatalarına rağmen İstiklal Marşı’na sahip çıktığı gibi…
Gerçekleri görmek, hayır diyebilme cesaretidir.
Güçlülerin emirlerine karşı gelebilmektir.
Uyanış ve insan oluştur.