Son dönemde dünyada olup biten ve devam eden savaşların, çatışmaların veya işgallerin çoğunda Müslüman bir ülke veya toplum, ya taraflardan biri ya da her ikisi olmuştur. Savaşlar devam ederken diğer Müslümanların çoğu beklendiği gibi haksızlığa uğramış Müslüman ve hatta gayri Müslim (Ukrayna gibi) taraf lehine tepkisini koymuştur. Suriye’de rejime karşı Suriye halkı, Afganistan’da Amerikalılara karşı Afganlar, otoriter Arap rejimlere karşı hakkını arayan Arap halkları desteklenmiştir.
Ancak onca çatışma içinde en çok da Filistinliler (İsrail’e karşı) desteklenmiştir. Filistin’in ve halkının hep özel bir yeri olmuştur.
Bu duruma yabancılar ve bilhassa İsrailliler çok şaşırıyorlar. 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail soykırımını bir kenara koyarsak, bazı savaşlarda bir Müslüman(!) rejimin katlettiği Müslüman sayısının İsrail’in katlettiklerinden fazla olduğu vakidir. Mesela Esed rejimi 500 bin Suriyeliyi katletmesine rağmen İsrail’e olan tepki kadar tepki almadı.
Söz konusu tepkide bir terslik olduğu düşünülebilir ama öyle değil. Filistin geçmişte de bugün de ve gelecekte de en çok desteği ve sempatiyi kazanacaktır. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi, diğer savaşlar ve işgaller belli bir süre sonra bitip tarih olurken, Filistin’in işgali ve oradaki zulüm en az 75 yıldır devam ediyor. Bundan 60, 50, 40, 30 veya 20 yıl önce de ve hatta 3 ay önce de İsrail’in zulmü devam ediyordu. Zulüm daimî olduğu için unutulmaya fırsat vermiyor. Bu da Filistin’e olan desteği canlı tutuyor.
İkincisi, diğer çatışmalarda saldırgan taraf yalandan da olsa saldırılarını az da olsa meşru gösterebilirken İsrail göstere göstere tüm yasal, insani ve ahlaki her kuralı çiğneyerek işgale ve öldürmeye devam ediyor.
Yaptıklarının ne uluslararası hukukta ne de kendi dinlerinde yeri olmasına rağmen kuduz bir köpek misali saldırıyor.
Dahası, arkalarında sınırsız batı desteği var ki batı dünyası Filistinli bir ailenin evine giren İsrail askerlerine yapılan direnişi bile gayrimeşru görüyor. Daha birkaç gün önce Almanlar “Özgür Filistin” demenin yeni Hitlerlik anlamına geldiğini söylediler. Diğer yandan Filistinliler İsrail gibi nükleer bir güce karşı savunmasız bırakıldılar.
Müslümanlar ve hatta Hristiyanlar tabii olarak yüzde 100 suçlu olan İsrail ve destekçilerinin soykırım uyguladığı yüzde 100 savunmasız Filistinlilere destek veriyorlar.
Üçüncüsü ve en önemlisi, İsrail Filistin’de bir din savaşı yürütüyor. Zamanında İngilizler yerleşmeleri için kendilerine birçok toprak önermelerine rağmen hiçbirini kabul etmeyip Arz-ı Mevut dedikleri Filistin’i istediler ve önce yarısını aldılar sonra da kalanını parça parça almaya çalıştılar. O Filistin ki Kudüs gibi kutsal bir şehrin ve Mescid-i Aksa’nın olduğu bir diyardır. Mescid-i Aksa Kur’an’da bir defa, hadislerde ise yaklaşık 40 defa geçiyor. Müslümanların ilk kıblesi yaklaşık 18 ay boyunca Kudüs olmuş, Peygamberimiz (asm) Mescid-i Aksa’dan miraca çıkmış ve birçok hadiste caminin kıymeti ve korunması gerektiğinden bahsetmiştir.
Dolayısıyla kutsal şehri ve camiyi korumak her Müslümanın vazifesidir. O bölgede Filistinliler yaşamakta ve gerektiğinde canlarını feda ederek mübarek toprakları tüm Müslümanlar adına savunmaktadırlar. Yani tüm Müslümanlar adına savaşmaktadırlar. Dolayısıyla Filistinlileri desteklemek her Müslüman için bir zorunluluktur (İsrail’i desteklemenin ne olduğunu siz düşünün).
İşte yukarıda saydığımız ve saymadığımız bazı nedenlerden dolayı Filistin’den yanayız. Zulüm gören Müslim, gayri Müslim herkesin yanındayız ama Filistin’in ayrı bir yeri var. Çünkü Filistin bir ülkeden daha fazlasıdır.