Günlerden 14 Aralık. Gazze’deki soykırımın 68’inci günü geride kaldı. İsrail, 8 binden fazlası çocuk olmak üzere 22 bin sivili katletti. Gazze’de kayıp, haber alınamayan ve akıbeti bilinmeyen kişi sayısı 7 bin. Ağır bombardıman altındaki şehirdeki hastaneler hizmet veremiyor ve 50 binden fazla yaralı tedavi olmayı bekliyor. Gazze’ye iki aydır elektrik verilmiyor, suya erişim yok. Hayatta kalan 2 milyondan fazla insan gıdaya ve temel ihtiyaç malzemelerine erişemiyor. İsrail, dışarıdan Gazze’ye insani yardım girişlerine müsaade etmiyor.
Google’a, ‘Yahudi düşmanlığı’ yazınca Wikipedia’nın ‘Antisemitizm’ maddesi çıkıyor karşımıza.
Bir insanın antisemit olması için hangi suç ya da suçları işlemesi gerekiyor? Bu arada modern dünyanın en ağır ve affedilmez suçu konumunda Antisemitizm yer alıyor. İnsanlığa karşı işlenmenin ötesinde, işlenmesi dahi düşünülemeyen en büyük suç isnadına şu an okuduğunuz bu yazıyı da dahil edeceklerdir.
Bunu bilerek yazıyorum ve suç işlemediğimin gönül rahatlığıyla, insanlığın önüne örülen korku duvarlarımızdan birinin yıkılmasını istiyorum. Çünkü bu duvar yıkılmadan Gazze’deki soykırım durmayacak.
O duvardan ilk çatırdama sesi geldi bu arada. Azılı İsrail destekçisi ve soykırım ortağı ABD Başkanı Joe Biden’ın, Yahudilerin Hanuka Bayramı dolayısıyla Beyaz Saray’da düzenlenen resepsiyonda “Çok dikkatli olmalıyız. Tüm dünyanın düşüncesi bir gecede değişebilir. Bunun olmasına izin veremeyiz” dedi. Biden’ın çekincesini faş ettiği sözleri, Gazze soykırımı karşısında İsrail ve Amerika’ya karşı tüm dünyada, özellikle de Avrupa’da yükselen öfkenin kalıcı bir karşıtlığa dönüşeceğinin korkusu olarak yorumlanmalı.
Amerika, İsrail’in geri adım atma noktasını çoktan geçtiğinin ve dönülmez bir yola girdiğinin farkında. Beyaz Saray’ın İletişim Koordinatörü John Kirby’in basın toplantılarında nasıl kıvrandığını, soykırım ve savaş suçlarına yönelik sorular karşısında nasıl bocaladığını görüyor, izliyoruz.
Anlaşılan Amerika bir taraftan tamirat süreci başlatma niyetinde ve görüyoruz ki ellerindeki en güçlü silahın yeniden ‘Holokost Endüstrisi’ olduğunu düşünüyorlar. Hemen ifade edeyim; yanılıyorlar ve çaresizler.
İçinde bulunduğumuz haftada kamuoyuna yansıyan iki somut örnek var. Amerika’nın en prestijli okulu olan Harvard Üniversitesi kampüslerindeki Filistin yanlısı ve Gazze’deki soykırıma dikkat çeken eylemleri “Yahudi karşıtlığı” suçu sayarak Rektör Claudine Gay’e ABD Kongresi’nde özür dilettiler.
Pensilvanya Üniversitesi’ndeki öğrencilerin Gazze’de sivillere yönelik katliamların durdurulmasını istediği eylemlerini de Antisemitizm suçu saydı ABD Kongresi ve kurduğu baskıyla Rektör Liz Magill’i istifa ettirdi.
Görüldüğü gibi ‘Holokost Endüstrisi’, soykırım müzeleri, sinema sektörü ve enformasyon ağlarıyla insanlık üzerindeki kurduğu duygusal baskıyı, Gazze soykırımıyla bilim dünyasına taşımaya çalışıyor.
Gazze’deki soykırıma karşı çıkmak, bebeklerin, kadınların katledilmesine itiraz etmek Antisemitizm mi oluyor peki? Wikipedia’da yazılanlar bakılırsa suç! ‘Holokost Endüstrisi’, antisemitizmin altını şöyle dolduruyor: “Kavramın savunucuları, Siyonizm karşıtlığı, Amerikan karşıtlığı, küreselleşme karşıtlığı, üçüncü dünyacılık ve İsrail’in kötü gösterilmesi ya da davranışlarına yönelik çifte standartların antisemitizm ile ilişkilendirilebileceğini ya da üstü örtülü antisemitizm oluşturabileceğini öne sürmektedir.”
Bugün Amerika’daki herhangi bir üniversitede Gazze’de soykırım yapan İsrail’in kötü gösterilmesi, örneğin soykırımla suçlanması antisemitizm sayılıyor. Bu kadar keskin ve netler.
Yüksek sesle sormak gerekiyor: