Tereddüt tehlikedir.
Tereddüt ölümdür.
Bugüne kadar, Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan hedef alan bütün müdahaleler;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı, kesin, net tavırlarıyla atlatıldı. Bütün oyunlar bu şekilde bozuldu.
Ankara’da dünden bu yana konuşulan. Türkiye'yi geren, deşifre edilen olay bir kıvılcımdır.
Yine kararlı hareket edilemezse yıkıcı bir ateşe dönüşebilir.
Deşifre edilip, tasfiye edilmesi yetmez. Birkaç isim öne çıkarılıp üstü örtülürse hiçbir şey çözülmez.
Çünkü bu olay, bugünden çok yarını ilgilendiriyor.
“Yapılandan çok yapılacakların” işaretini veriyor.
Tam bir tasfiye yapılamazsa, devamı çok daha güçlü gelecektir.
Birileri bir işaret almış. Seçim sonrasında cesaretlenmiş ve hareket geçirilmiş. Parça parça hazırlıklara başlamış.
Siyaset sadece siyaset değildir.
Seçim sadece seçim değildir.
Türkiye’deki iktidar hesaplaşması demokrasi eksenli değildir. Bin yıllık bir hesaplaşmadır. Tarih ve coğrafya eksenlidir.
Sadece belli isimler mi var işin içinde?
İsimlerin ötesine bakmak gerekir. İsimlere değil ajandalara ve “çokuluslu ortaklıklar”a bakmak gerekir.
Bürokrasiye, siyasete, belediyelere bakmak gerekir.
Belediye, bürokrasi, siyaset para trafiğine bakmak gerekir.
Milli Devlet Aklı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu akla güç verenlerin tasfiyesi ana hedeftir.
Türkiye’nin siyasi genetiğini değiştirmek ana hedeftir.
Ben hep “iç işgalci” kavramını kullanırım.
Korkutucu gelir ama tam tanım maalesef budur.