MİLLETİMİZ KAZANIYOR
Seçim günü yaklaşırken Batı, medyası aracılığıyla Türkiye’ye yönelik mesajlarını sıklaştırmaya başladı. Daha doğrusu siyasi kampanyasını iyice sertleştirdi…
İşte demokrasi kavramını ‘kalkan’ olarak kullanırken, çevirmediği dolap, söylemediği yalan, işlemediği zulüm kalmayan ikiyüzlü Batı basınının son numaraları…
İngiliz The Economist dergisinin kapağı malumunuz; “2023 yılının en önemli seçimi: Türkiye ve Demokrasinin Geleceği”… “Erdoğan gitmeli”, “Demokrasiyi kurtarın” ve “Oy verin” sloganlarını da kapağa iliştirmeyi ihmal etmemişler… Yazıda da tahmin edileceği gibi açıkça Kılıçdaroğlu destekleniyor, hatta kendi tabirleriyle “içten destek” veriyorlar…
Fransız Le Point ve Le’xpress dergilerinin hedefinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Kaleme aldıkları yazıda, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi hâlinde Demirtaş ile ilgili durumun hızla iyileşeceğini belirtmişler…
The Economist, “Kılıçdaroğlu kazanırsa AİHM kararlarına uyacağını ve siyasi tutukluları serbest bırakacağını söylüyor” ifadesine de yer vermiş. Muradları, AİHM’in Öcalan için verdiği ‘umut hakkı’ kararına uyulması ve ev hapsine alınması olmalı…
Batı, yine bildiğimiz Batı… Son 20, 30 yıldan da bahsetmiyoruz… Kurtuluş Savaşı’nı İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve diğer emperyal güçlere karşı vermemiş miydik?! Bu kez de tankla tüfekle değil ama medyayla, psikolojik operasyonlarla ve içeride bunların çıkarlarını savunanları da kullanarak yürüttükleri ‘algı operasyonları’yla üzerimize gelmiyorlar mı?!
Ancak bir konuda haklılar; tarihi bir seçime doğru gidiyoruz. “Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarını silin atın” diye tepinen, Biden gibi devlet başkanları seviyesinde muhalefete desteğini açıklayan Batı ve içerideki iş birlikçilerine karşı bir seçime gidiyoruz.
Bu sırada muhalefetten henüz bir ses duyamadık… Biden’ın “Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz” açıklamasından sonra da bir türlü duyamadığımız gibi…
Daha doğrusu başka şeyler söylemeyi tercih ettiler… Mesela Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu büyük bir tesadüfle(!) BBC’ye röportaj vermiş… Dış politikada “Türkiye’nin rotasını yeniden belirleyeceğini” anlatmış. Bu yeni rotada, “Rusya ile değil, Batı ile ilişkilere öncelik” verilecekmiş.
Nasıl ama?!
Pazarlıkta anlaşmış, “Sen benim sırtımı sıvazla, ben de seninkini” diyerek el sıkışmış yürüyorlar sanki, öyle değil mi?!
Türkiye’nin seçimlerine müdahale ediliyormuş, demokratik hakların üstünde tepinilmeye çalışılıyormuş, hafifçe örtülü şantaj yapılıyormuş, Batı’ya istediğini vermek millî egemenlik haklarından geri çekilmek, Mavi Vatan, terör sorunu, millî enerji yatırımları, bölgesel kararları onlara bırakmak anlamına geliyormuş, umurlarında bile değil…
Onların umurunda olmayan, bu ülkenin önce kuruluş, sonra varoluş ardında da gelişmek için gösterdiği mücadeleye vurulan mühürdür. Bu nedenle Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki “Yurduma alçaklara uğratma, sakın” dizesi o zaman olduğu gibi bugün de tüm ağırlığı ve ciddiyetiyle geçerlidir.
Ekleme
Tarihi: 06 Mayıs 2023 - Cumartesi
MİLLETİMİZ KAZANIYOR
Seçim günü yaklaşırken Batı, medyası aracılığıyla Türkiye’ye yönelik mesajlarını sıklaştırmaya başladı. Daha doğrusu siyasi kampanyasını iyice sertleştirdi…
İşte demokrasi kavramını ‘kalkan’ olarak kullanırken, çevirmediği dolap, söylemediği yalan, işlemediği zulüm kalmayan ikiyüzlü Batı basınının son numaraları…
İngiliz The Economist dergisinin kapağı malumunuz; “2023 yılının en önemli seçimi: Türkiye ve Demokrasinin Geleceği”… “Erdoğan gitmeli”, “Demokrasiyi kurtarın” ve “Oy verin” sloganlarını da kapağa iliştirmeyi ihmal etmemişler… Yazıda da tahmin edileceği gibi açıkça Kılıçdaroğlu destekleniyor, hatta kendi tabirleriyle “içten destek” veriyorlar…
Fransız Le Point ve Le’xpress dergilerinin hedefinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Kaleme aldıkları yazıda, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi hâlinde Demirtaş ile ilgili durumun hızla iyileşeceğini belirtmişler…
The Economist, “Kılıçdaroğlu kazanırsa AİHM kararlarına uyacağını ve siyasi tutukluları serbest bırakacağını söylüyor” ifadesine de yer vermiş. Muradları, AİHM’in Öcalan için verdiği ‘umut hakkı’ kararına uyulması ve ev hapsine alınması olmalı…
Batı, yine bildiğimiz Batı… Son 20, 30 yıldan da bahsetmiyoruz… Kurtuluş Savaşı’nı İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve diğer emperyal güçlere karşı vermemiş miydik?! Bu kez de tankla tüfekle değil ama medyayla, psikolojik operasyonlarla ve içeride bunların çıkarlarını savunanları da kullanarak yürüttükleri ‘algı operasyonları’yla üzerimize gelmiyorlar mı?!
Ancak bir konuda haklılar; tarihi bir seçime doğru gidiyoruz. “Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarını silin atın” diye tepinen, Biden gibi devlet başkanları seviyesinde muhalefete desteğini açıklayan Batı ve içerideki iş birlikçilerine karşı bir seçime gidiyoruz.
Bu sırada muhalefetten henüz bir ses duyamadık… Biden’ın “Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz” açıklamasından sonra da bir türlü duyamadığımız gibi…
Daha doğrusu başka şeyler söylemeyi tercih ettiler… Mesela Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu büyük bir tesadüfle(!) BBC’ye röportaj vermiş… Dış politikada “Türkiye’nin rotasını yeniden belirleyeceğini” anlatmış. Bu yeni rotada, “Rusya ile değil, Batı ile ilişkilere öncelik” verilecekmiş.
Nasıl ama?!
Pazarlıkta anlaşmış, “Sen benim sırtımı sıvazla, ben de seninkini” diyerek el sıkışmış yürüyorlar sanki, öyle değil mi?!
Türkiye’nin seçimlerine müdahale ediliyormuş, demokratik hakların üstünde tepinilmeye çalışılıyormuş, hafifçe örtülü şantaj yapılıyormuş, Batı’ya istediğini vermek millî egemenlik haklarından geri çekilmek, Mavi Vatan, terör sorunu, millî enerji yatırımları, bölgesel kararları onlara bırakmak anlamına geliyormuş, umurlarında bile değil…
Onların umurunda olmayan, bu ülkenin önce kuruluş, sonra varoluş ardında da gelişmek için gösterdiği mücadeleye vurulan mühürdür. Bu nedenle Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki “Yurduma alçaklara uğratma, sakın” dizesi o zaman olduğu gibi bugün de tüm ağırlığı ve ciddiyetiyle geçerlidir.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.