LİYAKAT VE USTANIN ŞAHİTLİĞİNİ KABUL EDEREK HEDEFE ULAŞMAK. DAHA KOLAY YOL.
Bugün yeryüzünde Allah Teâlâ’nın şahidi ve halifesi sıfatını taşıyan, Resûlullah’ın [sallallahu aleyhi vesellem] vârisi ve ümmetinin terbiyecisi olan kâmil mürşidler, ümmetle yaptıkları tövbe ve istiğfarda Peygamber Efendimiz’in Nisâ sûresi 64. âyette anlatılan sıfatını temsil etmektedirler. Kâmil mürşidler, kulların Allah Teâlâ’ya yönelişlerine şahit olmakta, tövbelerinin kabulü için ayrıca yüce huzurda yalvarmaktadırlar. Kâmil mürşidler naz makamında niyaz ettikleri için, onlarla birlikte yapılan tövbeler Allah katında daha sevimli ve daha temiz bir amel olarak kabul görmektedir.
Mal Tutkusu
İnsandaki bütün istek ve eğilimler, nefis terbiyesi olmadığında tutkuya dönüşebilir. Bu tutku özellikle para, mal mülk, mevki hırsı olarak kendini gösterir. Kişi yalnız hırs duyduğu şey için yaşamaya başlar ve bu uğurda haram helâl gözetmeden her şey yapabilir.
Çeşitli âyetlerde özellikle mal tutkusunun çoğu insanın düştüğü bir tuzak olduğu haber veriliyor. Bu duruma Peygamber Efendimiz de [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle işaret ediyor: “Âdemoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Onun karnını ancak toprak doyurur.
Ekleme
Tarihi: 25 Ağustos 2024 - Pazar
LİYAKAT VE USTANIN ŞAHİTLİĞİNİ KABUL EDEREK HEDEFE ULAŞMAK. DAHA KOLAY YOL.
Bugün yeryüzünde Allah Teâlâ’nın şahidi ve halifesi sıfatını taşıyan, Resûlullah’ın [sallallahu aleyhi vesellem] vârisi ve ümmetinin terbiyecisi olan kâmil mürşidler, ümmetle yaptıkları tövbe ve istiğfarda Peygamber Efendimiz’in Nisâ sûresi 64. âyette anlatılan sıfatını temsil etmektedirler. Kâmil mürşidler, kulların Allah Teâlâ’ya yönelişlerine şahit olmakta, tövbelerinin kabulü için ayrıca yüce huzurda yalvarmaktadırlar. Kâmil mürşidler naz makamında niyaz ettikleri için, onlarla birlikte yapılan tövbeler Allah katında daha sevimli ve daha temiz bir amel olarak kabul görmektedir.
Mal Tutkusu
İnsandaki bütün istek ve eğilimler, nefis terbiyesi olmadığında tutkuya dönüşebilir. Bu tutku özellikle para, mal mülk, mevki hırsı olarak kendini gösterir. Kişi yalnız hırs duyduğu şey için yaşamaya başlar ve bu uğurda haram helâl gözetmeden her şey yapabilir.
Çeşitli âyetlerde özellikle mal tutkusunun çoğu insanın düştüğü bir tuzak olduğu haber veriliyor. Bu duruma Peygamber Efendimiz de [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle işaret ediyor: “Âdemoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Onun karnını ancak toprak doyurur.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.