Şimdi açık açık bir şey konuşalım.
Ama önce dert sahibi bir Müslümanla, kahretmiş müzmin şikayetçi sahtekar arasındaki farka bakalım.
Herkes milli eğitimle şikayet eder.
Kimi hakikat kimi zırva ama son tahlilde ancak aforizma olan laflar havada uçar.
“İnsan yetiştireceksin”
“En değerli kaynak insan kaynağıdır”
“20 yıldır yetişmiş adam açığımız kapanmadı”
Daha ne laflar...
Bakın "söz" demiyorum "laf" diyorum çünkü söz kıymetlidir, kıymetsiz olan laf.
Bu lafları çok duyduk çok tekrar ettik hatta daha başka şeyler de söyledik.
Sataşmalar yapıldı en çok onlar alkış aldı. Alakalı alakasız bir sürü şarlatan "asıl beni dinleyeceksiniz çözüm bende kimse beni dinlemiyor" diye bağırdı çağırdı.
Yaşadık bunları ve yaşıyoruz. Eğitimin yetersiz, kötü, yanlış ve pahalıya mal olduğu şikayetleri bütün dünyanın şikayetidir. Örnek diye önümüze zorla dayatılan sömürgeci barbar batının da sürekli tartıştığı bir şeydir. Bazılarının, eteğinin altına girip ağzını yukarı açarak bağırsağının son halkasından düşecek lokmasını bekledikleri Amerika'da da eğitim siyasetin en çok vaat verilen en çok kavga gürültü çıkarılan meselesidir. Hülasa eğitim bir gezegen meselesidir bizdeki ise artık ecnebi pazarından çürüklerin toplanmasıyla kurulduğu için iyice içinden çıkılamaz asırlık rezalettir.
Şimdi hal böyleyken dertli Müslüman bunu da dert eder. Harekete geçer, müdahil olur, çözüm arar, bedel öder, para harcar, zaman harcar, kavga eder, göğüs gerer, dirayet gösterir, yenilir bir daha dener, düşer kalkıp bir daha hamle yapar böyle böyle ölene kadar mücadele eder.
Şikayetçi sahtekar ise sadece şikayet eder. İşte dert sahibi bir Müslümanla kahretmiş müzmin şikayetçi sahtekar arasındaki fark budur. Kim dert sahibiyse Allah onun kalbine çözüm ilham eder. Dert sahibi gayret eder Allah bir netice takdir eder. Dert sahibi gayret edenlerin yanında bozguncuların karşısında olur.
Bak mesela Cumhuriyet adlı 5. kol askeri gavurun derdiyle dertlenmiş yine hamle yapıyor.
Benim kendime sorduğum soru şu:
Şimdi benim, dert sahibinin yanında durup bu gavur adına kılıç sallayan işgalci bültenine karşı gelecek cesaretim, kalbim, karakterim var mı?
Ya da;
"Onlar mı dert sahibi 20 senedir neredeydiler" deyip...
-İnsan yetiştireceksin
-En değerli kaynak insan kaynağıdır
-20 yıldır yetişmiş adam açığımız kapanmadı
-Milli eğitim kötü kötü...
-Kökten değişmesi lazım...
diye lafları havalara savurup müzmin şikayetçi olarak kendimi çürümeye mi terk edeceğim?
Allah basiret versin, Allah feraset versin, Allah cesaret versin, Allah dert sahiplerine derman ilham etsin.
Allah gayret eden Müslümanlara bereketli neticeler ihsan etsin.
Allah adım atan herkesi yol kenarında durup sataşan insi şeytanların şerrinden muhafaza eylesin.
Amin.
Cumamız mübarek olsun.