pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

HERŞEY SOSYAL MEDYA DEĞİL.

Şunu artık hem bilelim hem de kabullenelim: Yapay zeka teknolojilerinin dünyayı kasıp kavurmasının ve insanlığı dönüşü olmayan girdaplara sokmasının arifesindeyiz. En ileri yapay zeka şirketlerinden DeepMind’in kurucusu, Suriye asıllı Mustafa Süleyman’ın kaleme aldığı ‘Yaklaşan Dalga’ isimli kitabın terimler sözlüğünde, 21. Yüzyıl dünyasının “Yeni teknolojilerin varlıklarının da yokluklarının da türlü felaketlere ve distopik sonuçlara yol açma ihtimalinin gün geçtikçe artması” ikileminde olduğuna vurgu yapılıyor. Instagram’ın ülkemizde 5 gündür erişilemez olması, nasıl bir ikilimde kaldığımızın adeta simülasyonu oldu. İletişim ve sosyalleşme mecrası olarak kullanıcısı olduğunu düşündüğümüz Instagram’ın varlığının aslında bir sorun olduğu, yokluğunda ortaya çıktı. Gazetemizin dünkü, “Bunun adı gönüllü esaret” manşeti, sosyal medya ekosistemine teslim olmuş toplumlar adına “Türkiye yüzleşmesiydi” aslında. Gidecekleri otelde paylaşım yapamayacakları için tatil planlarını iptal eden, doğum gününü kutlamaktan vazgeçen ve yemek yemeyi reddeden çok sayıda kişinin Instagramsız yaşama adapte olamadığını örnekler üzerinden ortaya koyan haberde teşhis de konulmuştu. Klinik Psikolog Dr. Feyza Topçu’ya göre; kişinin, sosyal medyada geçirdiği vakit nedeniyle aile ile iş ilişkileri bozulduysa ve buna rağmen vazgeçemiyorsa, bağımlılık kendini göstermeye başlamış demektir. Bağımlılık ise tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Haliyle de gündelik yaşamını Instagram’a bağımlı sürdüren insanlardan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aldığı bu stratejik kararı normal karşılaması beklenemez. Mesela “dijital bağımsızlıkla” alakalı bir süreç işlediğini anlatması kolay değil. Oysa Türkiye, kısıtlama ile META’yı masaya oturmaya razı etti. ‘Ne var bunda’ diyenler olacaktır. Türkiye elbette ki dişini gösterdi ancak bu META için hiç de kabul edilir bir durum değil. Zuckerberg’in adamları; Avrupa Birliği dışındaki devletleri muhatap dahi almazken Türkiye ile görülmemiş bir görüşme trafiğine girdiler. Bu ‘taviz’ Instagram için çok stratejik bir toplum olduğumuzu da gösteriyor. Lakin Amerikalıların alicengiz oyunları da devam ediyor. Erişim engelinin salt İsmail Heniyye paylaşımları değil de İsmail Heniyye suikastı sonrasından yapılan milyonlarca paylaşımın neredeyse aynı anda kaldırılmasının bardağı taşıran son damla olduğunu META da biliyor. Türkiye, temsilci bulundurma mecburiyetini getirdiğinden beri ipe un seren sosyal medya şirketleri, bant daraltması ve reklam alamama yaptırımları sonrası kararlara direnseler de zamanla razı olmuşlardı. Ancak bu sefer durum farklı. Instagram yetkilileri, dünyadaki hiçbir ülkeye vermedikleri tavizi Türkiye’ye verdiklerini ve yeni durumun diyalogla çözüleceğini düşünüyorlardı. Bir önceki yazıda aktardığım gibi, Türkiye’nin platformu açmak için yanıtını istediği şu iki soru karşısında deyim yerindeyse dumura uğradılar: 1- İçerik filtreleme ve hesap kapatma/askıya alma prosedürleri ve politikalarının nedenleri neler? 2- Bu süreçlerde yapay zeka veya otomatik içerik kontrol sistemleri kullanılıyor mu? BTK yetkilileri aslında, tüm sosyal medya kullanıcılarının hakkı olan bilgiyi talep ediyor ancak Instagram için imkansızı istemek... Talepler onlar için çok ağır ve sorun bu nedenle hala çözüme kavuşmuş değil. Instagram’ın elindeki tek etkin silah ise maalesef bağımlı seviyesindeki sadık kullanıcıları. Erişim yasağı alındığından beri başta CHP ve diğer bileşenleri, Instagram adına devlet karşıtı bir söylem geliştirmeye başladılar. META da devlet adamları üzerinde baskı oluşturulması için, Filistin ve Hamas düşmanlığı üzerinden toplumsal tepki oluşmasını arzuluyor elbette. Anlaşılan Türkiye’ye de bilerek olumlu geri dönüş yapmıyorlar. Kriz olsun, halkın tepkisi artsın ve devlet geri adım atsın... Bu arada META benzer sansürü fazlasıyla Facebook’ta da yaptı. Ancak herkes biliyor ki erişime Facebook kapatılsa böyle ses getirmeyecekti. Mesela gençler hiç oralı olmayacaktı. Dediğim gibi Türkiye çok stratejik bir hamle yaptı. META da bu hamleyi gördü ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İsmail Heniyye’nin çağrısıyla 3 Ağustos’ta Ayasofya’da düzenlenen mitingin afişini sansürlemekten geri adım attı. Ancak aynı META, aynı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Instagram’da yaptığı paylaşımı paylaşıldıktan 5 gün sonra kaldırdı. Türkiye’de erişim yasağı devam ederken ve taraflar görüşürken Diyanet odaklı ve İsmail Heniyye konulu sansür kararı tam anlamıyla topluma yönelikti. Önce birileri tarafından dolaşıma, “24 saat sonra açılacak, 48 saat dolunca yasak bitecek” haberleri sokuldu. Beklenti oluşturuldu. Sonra da geç kalınmış ve sosyal medyada hemen her gün linç edilen Diyanet üzerinden, “BTK Instagram’ı tam açacaktı. Ancak Diyanet İşleri Başkanı’nın İsmail Heniyye paylaşımı silindiği için yasak devam ediyor” algısı oluşturuldu. Bu algı öyle bir işliyor ki, “Gazze’de soykırım sürerken, Türkiye neden İsrail’e müdahale etmiyor, bu vahşeti durduramıyor?” diye paylaşım üstüne paylaşım yapanlar dahi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, “İsrail adına yaptırım uygulayan” Instagram’dan yana tavır alır oldular. Kimse üzerine alınmasın ama Gazze’deki soykırımın durması ve İsrail’e geri adım attırılması için en önce bizlerin dijital esaretten ve bizi tanınmaz hale getiren bağımlılıktan kurtulmamız gerekiyormuş. Tamam, buradan ticaret yapanlar, ekmek parası kazananlar, namını yürütenler, eğlenenler, öğrenenler, sosyalleşenler var. Mağduriyetler de söz konusu. Biz beş gündür Instagram’a giremezken Gazze’de de 10 ayda 40 bin sivil katledildi. Şimdi bebekler açlıktan ölüyor, şehre tek bir nohut tanesi girmiyor. Ve şimdi, bizim payımıza da Gazze için, insanlığın geleceği için Instagram’dan mahrum kalma “fedakarlığı” düşmüşken, bu homurdanma, seri halde İsmail Heniyye paylaşımı yapanlara mı acaba? Türkiye, kullanıcı başına iki saat 44 dakika ortalama ile dünyanın 20 dakika üstünde. Bu veri bile başlı başına; ‘bağımlılıktan’ haber verip ve ‘bağımsızlığını kaybeden’ toplum olma yolunda olduğumuzu gösteriyor. Böyle bir Türkiye’yi hangi Amerika, hangi İsrail istemez ki?
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2024 - Perşembe

HERŞEY SOSYAL MEDYA DEĞİL.

Şunu artık hem bilelim hem de kabullenelim: Yapay zeka teknolojilerinin dünyayı kasıp kavurmasının ve insanlığı dönüşü olmayan girdaplara sokmasının arifesindeyiz. En ileri yapay zeka şirketlerinden DeepMind’in kurucusu, Suriye asıllı Mustafa Süleyman’ın kaleme aldığı ‘Yaklaşan Dalga’ isimli kitabın terimler sözlüğünde, 21. Yüzyıl dünyasının “Yeni teknolojilerin varlıklarının da yokluklarının da türlü felaketlere ve distopik sonuçlara yol açma ihtimalinin gün geçtikçe artması” ikileminde olduğuna vurgu yapılıyor. Instagram’ın ülkemizde 5 gündür erişilemez olması, nasıl bir ikilimde kaldığımızın adeta simülasyonu oldu. İletişim ve sosyalleşme mecrası olarak kullanıcısı olduğunu düşündüğümüz Instagram’ın varlığının aslında bir sorun olduğu, yokluğunda ortaya çıktı. Gazetemizin dünkü, “Bunun adı gönüllü esaret” manşeti, sosyal medya ekosistemine teslim olmuş toplumlar adına “Türkiye yüzleşmesiydi” aslında. Gidecekleri otelde paylaşım yapamayacakları için tatil planlarını iptal eden, doğum gününü kutlamaktan vazgeçen ve yemek yemeyi reddeden çok sayıda kişinin Instagramsız yaşama adapte olamadığını örnekler üzerinden ortaya koyan haberde teşhis de konulmuştu. Klinik Psikolog Dr. Feyza Topçu’ya göre; kişinin, sosyal medyada geçirdiği vakit nedeniyle aile ile iş ilişkileri bozulduysa ve buna rağmen vazgeçemiyorsa, bağımlılık kendini göstermeye başlamış demektir. Bağımlılık ise tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Haliyle de gündelik yaşamını Instagram’a bağımlı sürdüren insanlardan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aldığı bu stratejik kararı normal karşılaması beklenemez. Mesela “dijital bağımsızlıkla” alakalı bir süreç işlediğini anlatması kolay değil. Oysa Türkiye, kısıtlama ile META’yı masaya oturmaya razı etti. ‘Ne var bunda’ diyenler olacaktır. Türkiye elbette ki dişini gösterdi ancak bu META için hiç de kabul edilir bir durum değil. Zuckerberg’in adamları; Avrupa Birliği dışındaki devletleri muhatap dahi almazken Türkiye ile görülmemiş bir görüşme trafiğine girdiler. Bu ‘taviz’ Instagram için çok stratejik bir toplum olduğumuzu da gösteriyor. Lakin Amerikalıların alicengiz oyunları da devam ediyor. Erişim engelinin salt İsmail Heniyye paylaşımları değil de İsmail Heniyye suikastı sonrasından yapılan milyonlarca paylaşımın neredeyse aynı anda kaldırılmasının bardağı taşıran son damla olduğunu META da biliyor. Türkiye, temsilci bulundurma mecburiyetini getirdiğinden beri ipe un seren sosyal medya şirketleri, bant daraltması ve reklam alamama yaptırımları sonrası kararlara direnseler de zamanla razı olmuşlardı. Ancak bu sefer durum farklı. Instagram yetkilileri, dünyadaki hiçbir ülkeye vermedikleri tavizi Türkiye’ye verdiklerini ve yeni durumun diyalogla çözüleceğini düşünüyorlardı. Bir önceki yazıda aktardığım gibi, Türkiye’nin platformu açmak için yanıtını istediği şu iki soru karşısında deyim yerindeyse dumura uğradılar: 1- İçerik filtreleme ve hesap kapatma/askıya alma prosedürleri ve politikalarının nedenleri neler? 2- Bu süreçlerde yapay zeka veya otomatik içerik kontrol sistemleri kullanılıyor mu? BTK yetkilileri aslında, tüm sosyal medya kullanıcılarının hakkı olan bilgiyi talep ediyor ancak Instagram için imkansızı istemek... Talepler onlar için çok ağır ve sorun bu nedenle hala çözüme kavuşmuş değil. Instagram’ın elindeki tek etkin silah ise maalesef bağımlı seviyesindeki sadık kullanıcıları. Erişim yasağı alındığından beri başta CHP ve diğer bileşenleri, Instagram adına devlet karşıtı bir söylem geliştirmeye başladılar. META da devlet adamları üzerinde baskı oluşturulması için, Filistin ve Hamas düşmanlığı üzerinden toplumsal tepki oluşmasını arzuluyor elbette. Anlaşılan Türkiye’ye de bilerek olumlu geri dönüş yapmıyorlar. Kriz olsun, halkın tepkisi artsın ve devlet geri adım atsın... Bu arada META benzer sansürü fazlasıyla Facebook’ta da yaptı. Ancak herkes biliyor ki erişime Facebook kapatılsa böyle ses getirmeyecekti. Mesela gençler hiç oralı olmayacaktı. Dediğim gibi Türkiye çok stratejik bir hamle yaptı. META da bu hamleyi gördü ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İsmail Heniyye’nin çağrısıyla 3 Ağustos’ta Ayasofya’da düzenlenen mitingin afişini sansürlemekten geri adım attı. Ancak aynı META, aynı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Instagram’da yaptığı paylaşımı paylaşıldıktan 5 gün sonra kaldırdı. Türkiye’de erişim yasağı devam ederken ve taraflar görüşürken Diyanet odaklı ve İsmail Heniyye konulu sansür kararı tam anlamıyla topluma yönelikti. Önce birileri tarafından dolaşıma, “24 saat sonra açılacak, 48 saat dolunca yasak bitecek” haberleri sokuldu. Beklenti oluşturuldu. Sonra da geç kalınmış ve sosyal medyada hemen her gün linç edilen Diyanet üzerinden, “BTK Instagram’ı tam açacaktı. Ancak Diyanet İşleri Başkanı’nın İsmail Heniyye paylaşımı silindiği için yasak devam ediyor” algısı oluşturuldu. Bu algı öyle bir işliyor ki, “Gazze’de soykırım sürerken, Türkiye neden İsrail’e müdahale etmiyor, bu vahşeti durduramıyor?” diye paylaşım üstüne paylaşım yapanlar dahi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, “İsrail adına yaptırım uygulayan” Instagram’dan yana tavır alır oldular. Kimse üzerine alınmasın ama Gazze’deki soykırımın durması ve İsrail’e geri adım attırılması için en önce bizlerin dijital esaretten ve bizi tanınmaz hale getiren bağımlılıktan kurtulmamız gerekiyormuş. Tamam, buradan ticaret yapanlar, ekmek parası kazananlar, namını yürütenler, eğlenenler, öğrenenler, sosyalleşenler var. Mağduriyetler de söz konusu. Biz beş gündür Instagram’a giremezken Gazze’de de 10 ayda 40 bin sivil katledildi. Şimdi bebekler açlıktan ölüyor, şehre tek bir nohut tanesi girmiyor. Ve şimdi, bizim payımıza da Gazze için, insanlığın geleceği için Instagram’dan mahrum kalma “fedakarlığı” düşmüşken, bu homurdanma, seri halde İsmail Heniyye paylaşımı yapanlara mı acaba? Türkiye, kullanıcı başına iki saat 44 dakika ortalama ile dünyanın 20 dakika üstünde. Bu veri bile başlı başına; ‘bağımlılıktan’ haber verip ve ‘bağımsızlığını kaybeden’ toplum olma yolunda olduğumuzu gösteriyor. Böyle bir Türkiye’yi hangi Amerika, hangi İsrail istemez ki?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.