Sahip oldukları imkânlarla mağrur olanların halleri onlara perdedir. Gerçeği görmelerine, hayatın aslını bilmelerine engel olur. Sahip oldukları mal mülk ve benzeriyle meşgul olur, gönüllerini onlara bağlar ve ömürlerini onlara sarfederler de, Kur’ân-ı Kerîm’de yazılı olan şu ilâhî kelâmı hiç görmezler: “Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise tamamen gafildirler” (Rûm 30/7).
Dinleme ve Doğru Anlama
Dinleme, karşıdaki kişinin neyi ne maksatla söylediğini anlamaya çalışmaktır. Dinleme becerisinin gelişmemesi sebebiyle, çoğu kez anlatılmak istenen ile anlaşılan şey aynı değildir. Kişilerin kendi önyargıları, anlayış seviyeleri, dünyaya bakış açıları, karşısındaki kişinin söylemek istediklerinin doğru anlaşılmasını çoğunlukla engeller. Buna çarpıtarak dinleme denir.
Kişinin kendisini karşıdakinin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlayabilmesi için karşıdaki kişinin dünyasını onun gözüyle görmeye çalışmak gerekir. Anlatabilmek, anlaşabilmek için önce anlamalıyız. Aksi durumda bütün konuşmalar faydasız olur.