Bütün Allah dostları, kâmil insanlarla sohbet etmek üzerinde durmuşlar ve bu gönül beraberliğinin manevi terbiye için şart olduğunu belirtmişlerdir. Büyük veli Şah-ı Nakşibend [kuddise sirruhû] diyor ki: “Bizim terbiye yolumuz sohbet üzere kuruludur. Hayırlar, Allah [celle celâluhû] için salih insanlarla beraber olmadadır. Onlarla sohbete devam ede ede hakiki imana kavuşmak nasip olur.”
Ömer b. Abdülaziz [radıyallahu anh] demiştir ki: “Medine’nin fakihlerinden Ubeydullah b. Abdullah ile bir mecliste bulunmam benim için bütün dünyadan daha sevimli ve daha hayırlıdır. Onun gibilerle oturup kalkmakla akıl nurlanır, kalp huzura eder, edep elde edilir.”
Âlimlerden Cafer b. Süleyman [rahmetullahi aleyh], salih insanlarla beraberliğin kendisine ne kazandırdığını şöyle anlatır: “Kalbimde bir katılık hissettiğim zaman, kalkar hemen salihlerden Muhammed b. Vâsi‘in yanına gider, meclisine katılır, yüzüne bakardım. Böylece kalbimdeki katılık gider, içime ibadet neşesi gelir, tembellik üzerimden kalkar ve bu neşe ile bir hafta ibadet ederdim.”