Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü, insanlardan bir gruba cennete yaklaşmaları emredilir. Cennete yaklaşmaya başladıkça onun kokusunu hissetmeye; daha da yaklaştıkça saray ve köşklerini ve cennet ehli için hazırlanmış diğer şeyleri görmeye başlarlar. Sonra onlara geri dönmeleri için seslenilir: ‘Onları geri götürün; zira onların nasibi yoktur!’ denilir. Bu kimseler geri dönerken, hasret ve pişmanlık duyguları içerisinde geri dönerler. Rab’lerine, ‘Ey Rabbimiz! Keşke bizi, dostların için hazırladığın mükâfatları göstermeden önce cehenneme atsaydın’ derler. Allah Teâlâ onlara şöyle der: ‘Bunu sizin için ben istedim. Çünkü sizler, yalnız kaldığınız zamanlarda bana karşı apaçık büyük günahlar işlediniz. İnsanlarla karşı karşıya geldiğinizde ise mütevazi tavırlar takındınız. Kalplerinizde gizlediklerinizin aksine ameller yaparak insanlara karşı riyakârlık yaptınız. İnsanlardan sakındınız ama benden sakınmadınız. Amellerinizi gösteriş için yaparak büyüklüğü onlarda bildiniz, beni büyük bilmediniz. Onlar için terkettiklerinizi benim için terketmediniz. İşte bu gün, sizi sevaptan mahrum bırakmak bir yana o acıklı azabımı da tattıracağım.’”