Türkiye 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerini tamamladı. Malumunuz üzere yerel seçimlerin her ne kadar makro ekonomi politikaları üzerinde ciddi bir etkisi olmasa da 31 Mart seçimleri ekonomi için önemli bir eşik haline gelmişti. Bu bakımdan sonuçlarından bağımsız olarak seçimlerin demokratik bir şekilde tamamlanmış olması bu önemli eşiğin atlatılması anlamına geliyor.
Elbette seçimlerin siyasi sonuçlarını siyasi partiler kendi kurullarında etraflıca değerlendirecektir. Bunun için artık önümüzde oldukça uzun bir zaman var. Fakat ekonomi tarafında hem sözlü yönlendirmeler hem de politikaların devamına yönelik adımlar için acele etmemiz gerekiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konunun ehemmiyetini bildiği için seçim gecesi yaptığı konuşmada seçim sonrası dönemdeki ekonomi politikalarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
Bu konuya gelmeden Erdoğan’ın “Sonuçlardan bağımsız olarak bu seçimin galibi öncelikle demokrasimizdir, milli iradedir, hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. Seçim maratonunda kazanan, adaylardan önce Türkiye olmuş, milletimiz olmuş, uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasimiz olmuştur.” ifadesinin son derece önemli olduğunun altını çizelim. Ancak daha da önemli olan seçim sonrası dönemde mevcut ekonomi politikalarının kararlılıkla devam ettirileceğine olan vurguydu.
Erdoğan, bir yandan “Enflasyon başta olmak üzere uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu sonuçlarını, yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. İş dünyamızdan bürokrasiye, esnafımızdan çiftçimize, tüccarımıza, işçimize, öğrencilerimize kadar herkes kendi asıl gündemine odaklanabilecekler.” derken diğer yandan da ekonomide Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı’nın sadık kalınması konusundaki kararlılığı vurguladı. Bu mesajlar piyasalar tarafından pozitif algılandı ve seçim öncesindeki pek çok gerçek dışı haber akışı ve manipülasyonları da boşa çıkarmış oldu.
Seçimlerin tamamlanmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de sosyal medya hesabından yazılı bir değerlendirme yayınladı. Şimşek’in mesajları da oldukça net. Şimşek de OVP’nin kararlılıkla uygulanacağını belirtirken “Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız.” şeklinde açıklamaları hem Şimşek’in göreve devam edip etmeyeceği hem de mevcut ekonomi programının sürdürülmesi konusundaki soru işaretlerini ortadan kaldırdı.
Benzeri bir açıklamayı Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’dan da duyduk. Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu ile bir toplantı gerçekleştiren Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğilimini belirgin ve kalıcı bir şekilde düşürecek sıkı parasal koşullarını sürdüreceğiz.” diyerek para politikasındaki sıkı duruşun devamına yönelik kararlılık vurgusu yapmış oldu.
Özetle Türkiye önündeki önemli bir eşiği son derece demokratik bir şekilde atlattı ve bundan sonrasında seçimsiz uzun bir dönemde ekonomi tarafındaki sorunları çözmek için ciddi zaman kazandı. Elbette bu kolay bir patika değil. Toplumun tüm kesimlerinin geçici bir süre zorlanacağı bir döneme giriyoruz. Bir süre beklenti altı büyüme ve para ile maliye politikalarının hem ticari hem de bireysel tarafta daha da sıkılaştırılacağı döneme hazır olmakta fayda var.