Sayın Cumhurbaşkanı, salı akşamı MYK’da tarihi konuşmalarından birini yaptı. Siyasi iletişim tarihine kalın harflerle yazılacak bu konuşmanın üzerine edilecek pek fazla laf yok. AK Parti teşkilatı, ilgili sorumlular, servis sağlayıcılar gerekli talimatları almışlardır.
Burada sorulması gereken soru şudur:
Peki, Sayın Cumhur-başkanı’nın konuşmasında, “Milli bağımsızlık, ülkenin bölünmez bütünlüğü, güçlü ve onurlu dış politika, mağdurdan ve mazlumdan yana olmak, kalkınmacı ekonomi” şeklinde özetlenebilecek AK Parti’nin temel dünya görüşünü benimseyen ve seçimlerde de Cumhur İttifakı’nı desteklemiş olan medyaya, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine, iş dünyası kuruluşlarına, gençlik teşkilatlarına hiç mi mesaj yok, bunların kendi duruşlarıyla ilgili çıkaracakları hiç mi ders yok?
Önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından, bizim çıkardığımız 14 kilit mesajı sıralayalım:
1. Ciddi bir oy kaybı yaşanmıştır.
2. 10 ay önce AK Parti’ye oy veren seçmenlerin bir kısmı, bu sefer sandığa gitmemiştir.
3. Bu durum, hem teşkilattan hem genel merkezden hem de adaylardan kaynaklanmıştır.
4. Emekliler en fazla refah kaybına uğrayan toplum kesimidir. Çeşitli ek ödeme ve yükseltmelerle, bütçe disiplinini bozmadan, üzerimizdeki bu baskıyı hafifletmeye çalıştık; ama muvaffak olamadık.
5. Gazze krizi gibi elimizden gelen her şeyi yaptığımız ve bedel ödediğimiz bir meselede dahi siyasi saldırıları savuşturmayı, kimi çevreleri ikna etmeyi maalesef başaramadık.
6. Kibir hastalığıyla; il, ilçe, belde teşkilatlarına, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, hatta bürokrasiye uzanan bir sıkıntıyla karşı karşıyayız.
7. Milletin sinesinden doğmuş bir siyasi partinin en büyük düşmanı vatandaşla arasına duvarlar örmesidir.
8. Hangi konumda olursa olsun bu partide kimsenin ‘lâyüs’el’ [Kendisine soru ve hesap sorulmaz, sorumlu tutulmaz, sorudan muaf] olmadığını milletimize göstereceğiz.
9. Son 22 yılda tam 17 kez sandıkları bizim için patlatan milletimizin, 31 Mart’ta bizi CHP’nin arkasına niçin ittiğini çok iyi analiz etmeliyiz.
10. Ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı vardır.
11. Hatayı, kusuru, yanlışı millette aramak, bizim geleneğimizde asla yoktur.
12. Şahsım dâhil bu masanın etrafında oturan hiçbir arkadaşım, 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamaz.
13. Nerede bir eksik, hata, kasıt veya ihanet varsa, üzerine gitmek boynumuzun borcudur.
14. Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz. Ya milletimizle olan gönül köprülerimizi yeniden güçlendiririz ya da eleştirdiğimiz partilere benzemekten kendimizi alıkoyamayız.
Şimdi, yukarıda saydığımız, başta medya olmak üzere, toplum kesimlerinin bu 14 maddeyi karşılarına koyup düşünmelerinin zamanıdır. “Kol kırılsın, yen içinde kalsın” yaklaşımı yani destekledikleri siyasi partinin her türlü eleştiriden münezzeh, Cumhurbaşkanı’nın deyişiyle ‘lâyüs’el’ olduğu varsayımını bir kenara bırakmaları, özellikle de kendi davranış dillerini ve olayları ele alış biçimlerini tekrar gözden geçirmeleri hayati önem taşımaktadır.