Ekleme
Tarihi: 03 Nisan 2024 - Çarşamba
Seçilen yeni ve eski Belediye Başkanları’nın önündeki en büyük sorun büyükşehir belediyeleri sınırları içinde kalan toprak ve arazilerin nasıl değerlendirileceği konusu olacak.
Büyükşehir-lerin önemli kısmı sanayinin fazla olduğu, sahile yakın turizmin daha ön planda olduğu illerden oluşuyor.
Birinci sınıf verimli tarım arazilerinin fazlaca olduğu bu illerde tarım arazilerinin, tarım dışı amaçla kullanımına yönelik tehdidi gün geçtikçe daha da artıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği verilerine göre, ülkemizde işlenen tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanı toplamı 2023 yılı itibarıyla 23 milyon 941 bin 709 hektardı.
Ve bu toplam tarım alanının yüzde 55,7’si yani 13 milyon 337 bin 897 hektarı büyükşehir belediyesi sınırları içerindeki 30 ilde bulunuyor.
2014 yılında 30 büyükşehir belediye sınırlarında bulunan işlenen tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanı toplamı 13 milyon 589 bin 850 hektardı.
2023 yılında bu alan yüzde 1,85 azalarak 13 milyon 337 bin 897 hektara geriledi.
**
Dünya Bankası’nın verilerine göre 2014’te Türkiye nüfusunun yüzde 27’si kırsalda yaşarken 2022’de bu oran yüzde 23’e geriledi.
Son yıllarda kırsaldan kente göçün hızlandığı göz önüne alındığında karşımıza ilk olarak kırsal bölgelere sosyal ve kültürel yaşantıyı geliştiren hizmetlerin götürülmesi gereği çıkıyor.
Belediyeler, kırsal hayatın doğal yapısını bozmadan sosyal ve kültürel açıdan destek vererek buraları yaşanılabilir hale getirebilir.
**
Ziraat Odaları’nın yaptığı çalışmada, 6360 sayılı Kanunla 30 büyükşehir belediyesinde tarımsal üretime yönelik kurulan birimlerle çeşitli destekler verilmesine rağmen diğer belediyelerde tarımsal üretime yönelik faaliyetler yok denecek kadar az.
Belediyelerce verilen desteklerin başında en fazla tohum, fide, fidan dağıtımı geliyor. Bunun dışında afet sonrası yardımlar, mazot, gübre, yem, ilaç, tarım alet-makine, malç naylonu, tekne bakım malzemesi, sera yardımları yapıldığı ve kırsal kalkınmaya yönelik projeler üretildiği de tespitler arasında.
Çiftçilerin ihtiyacı olan desteklerin tespiti ve uygulanmasıyla kırsal alana yönelik projeler yapılmasında bazı belediyeler Ziraat Odaları ve kooperatiflerle birlikte çalışırken, çoğu belediye bu çalışmayı yapmıyor.
**
Ülkemizde gerçekleştirilen tarımsal üretimin yarıdan fazlası 30 ilde yapılıyor.
Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekim alanlarının yüzde 56’sı, sebze bahçeleri alanlarının yüzde 68’i, meyveler, içecek ve baharat bitkileri alanlarının yüzde 75’i büyükşehirlerde bulunuyor.
Ayrıca büyükşehirler, Türkiye sığır varlığının yüzde 54,8’ine, koyun varlığının yüzde 56’sına, keçi varlığının yüzde 56 buçuğuna ve kümes hayvanlarının yüzde 67’sine sahip.
Ziraat odalarının çalışmasına göre tarım alanlarının yüzde 55,7’sini oluşturan, bitkisel ve hayvansal üretimin yarıdan fazlasının yapıldığı 30 ilde tarımsal üretime ve çiftçilere verilen önem ve ayrılan kaynak daha fazla olması gerekiyor.
Kırsala harcanacak kaynağın yerinde kullanılmasına dikkat edilmeli, ihtiyaçlar yerinde tespit edilerek çözüm sağlanmalıdır.
Dolayısıyla belediyelerin yaptığı ve yapacağı desteklerin çiftçi odaklı olması önemli.
Ziraat Odaları’nın çalışmasında yer alan alttaki on ana başlıkta çiftçilerin belediyelerden beklentileri yeni belediye başkanlarının masasında en öncelikli konu olarak yer almalıdır;
1-Tarım arazileri korunmalıdır
2-Kırsalda genç nüfusu tutabilmek için sosyal alanlar artırılmalıdır
3- Belediyeler ve Ziraat Odaları birlikte hareket etmelidir
4- Pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına destek olmalıdır
5- Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır
6-Destekler artırılmalıdır
7-Kırsal alanlara altyapı hizmetleri artırılmalıdır
8-Tarımsal ürün işleme tesisleri kurulmalıdır
9- Yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulmasına destek olunmalıdır
10- Kırsal turizm ile kırsalda gelirin artırılması sağlanmalıdır.
Belediyeler halka sosyal ve ekonomik olarak hizmet verme yeridir.
Varoluş amacı belediye sınırları içinde yaşayan insanların refahlarını artırarak onlara huzurlu bir hayat sunmaktır.
Hatırlatalım.
Ve asıl gündemimize dönelim.
Gazze’yi yaşanmaz hale getiren örgütlü kötülük cezalandırılana kadar boykota ve sosyal medyada paylaşımlara devam edelim.