Ekrem İmamoğlu seçimlere bir hafta kala taktik ve söylem değiştirdi. Hem partisi CHP’yi hem de İstanbul’u bir kenara bıraktı. Biraz da panik yaptı. Çünkü çıktığı yayınlarda vaatlerini hatırlamayan ya da o sözleri neden verdiğinden habersiz bir başkan figürü sergilemişti. Haliyle, İstanbul’dan bihaber olması anketlere olumsuz yansıdı. İmamoğlu da İstanbul’a hizmet etmek için değil de siyasi ikbaline oy istemeye başladı.
Ancak bir strateji değişikliği de var. İmamoğlu gittiği her ilçede artık “oyları böldürmeyin” diyor. Kameralar karşısında da şunları söyledi: “Mesele bir belediye başkanlığı seçimini aştı. Bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi. Tarihe gömülürse demokrasi canlanacak, tarihe gömülürse bu ülkede özgürlük yeniden vücut bulacak. Tarihe gömülürse bu anlayış, 31 Mart öyle bir seçim. Gerçekten hukuk ve adalet kendine gelecek.”
İmamoğlu bu üstü kapalı ama bir o kadar da açık çağrısını kime mi yapıyor? Tabii ki DEM Parti seçmenine. “Anlayıştan” kastı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin son 22 yılı. İmamoğlu tam olarak bu anlayışa savaş açmış durumda. İstanbul’u yine paravan yaparak kendi geleceğini kurgulamak istiyor ve kilit konumdaki DEM’i de bu mücadelesine ortak etmenin hesapları içinde.
Afyon’da patlak veren DEM Parti krizinde Özgür Özel’i nasıl pasifize ettiğini ve CHP’deki herkesi susturma, sindirme, hatta adaylıktan geri çektirme yetkisi olduğunu çok net gösterdi.
Matematik ve anketler ortada. İmamoğlu’nun DEM Parti seçmeninden başka gideceği kapı kalmadı. İstanbul’a hizmet etmemenin ve İstanbul’un sorunlarını ciddiye almamasının kendisinden götüreceği oyları ancak DEM’den “kalacak” oylarla dengeleyeceğini hesaplıyor.
Bu hesabı da en fazla Esenyurt üzerinden yapıyor.
İstanbul’da nüfus ve demografik yapılarıyla sonuçlara etki edecek ilçeler arasında Esenyurt ve Küçükçekmece 2019 İBB seçimlerinde belirleyici olmuştu. Çünkü iki ilçe de 2019’da DEM’in desteğiyle CHP’ye geçmişti. DEM, önümüzdeki seçimlerde Esenyurt’tan yine seçimlere girmiyor ancak adayını sahaya sürdü. CHP Esenyurt’taki ilk adayını geri çekti yerine HDP kökenli ve özerlik savunucusu Ahmet Özer’i gösterdi. Kim ne derse desin Ahmet Özer DEM’in adayıdır. Yani Esenyurt’ta CHP’ye oy verenler ‘Kent Uzlaşısı’ gereği DEM’in adayına oy verecekler.
Gizlenen lakin yerelde alenileşen ittifak Esenyurt’ta seçim sonuçlarına etki edecek bir rahatsızlığa ulaşmış. Hele de Ahmet Özer’in bir röportajda sarf ettiği şu sözler ilçede çok fazla konuşuluyor: “Esenyurt zaten 7 büyükşehirden daha büyük bir ilçe. Esenyurt’un il olup olmaması genel idarenin vereceği bir karardır. Tabii Esenyurt halkı da bir referandumla böyle bir talepte bulunabilir.”
CHP’den seçimlere giren HDP kökenli adayın, Esenyurt’u İstanbul’dan koparmaya dair bir öngörünün olduğu soruyu böyle genişlikte yanıtlaması bir zihniyet ifşası olarak kayıtlara geçti.
Görüştüğüm araştırma şirketleri yöneticileri İstanbul’da seçimin başa baş gittiğini söylerken, bazı ilçelerin CHP’den AK Parti’ye geçme eğiliminde olduğunu ve Esenyurt’un da değişim potasına girdiğini söylüyorlar. Analizlere Cumhur İttifakı’nın adayı Hamit Öncü’ye gösterilen teveccüh de ekleniyor.
‘Kent Uzlaşısı’ ittifakı ile garanti görülen Esenyurt’ta ortaya çıkan ve anketlere yansıyan tabloyu İmamoğlu da görmüş olsa gerek, önceki gün gittiği ilçede “gizlenen DEM adayından” duyulan rahatsızlığın önüne geçmeye yönelik cümleler kurdu: “Oylarınızı bölmeyin. Particilik yapma zamanı değil. Bazıları pireye kızıp yorganı yakmak isteyebilir. Sakın buna fırsat vermeyin.”
Yukarıdaki “hayati uyarılar” üzerinden basit bir soru-cevap yapalım:
Esenyurt’ta oyları kim bölecek?
DEM adayından rahatsız olan milliyetçi, ulusalcı CHP seçmeni.
Particiliği kim yapacak?
2019’da İmamoğlu’na oy veren İYİ Parti seçmeni ve Zafer Parti’sine yönelen gençler.
Pire için kim yorgan yakacak?
Esenyurt’ta yaşayan AK Parti ve Erdoğan seçmeniyken, 2019’da İmamoğlu’na oy veren Karadenizli seçmenler.
İstanbul’da seçimler, Esenyurt merkezli bir kilitlenmeye girmiş görülüyor. Getirisi ve götürüsü ile girilen son haftada yapılacak yeni hamleler sonuçları direkt etkileyecek artık. Görüldüğü gibi tam olarak ekleme ve çıkarmaların yapıldığı günlerindeyiz… Hesap makinası ile siyaset yapanlar 14 ve 28 Mayıs’ta ağır bir hezimet yaşamıştı. Bakalım bu sefer gidenler ve gelenler üzerinden yürütülen şahsi ikbal siyaseti mi sonuç verecek yoksa derdi davası İstanbul olanların söylemleri mi?
Benim yanıtım şu: Erdoğan ve AK Parti seçmeni fotoğrafı görür ve Türkiye’nin geleceğini doğru okursa İmamoğlu’nun şansı yok.
Altı gün kaldı, haftaya bugün Allah nasip ederse sonuçları konuşacağız.