Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Turan Taşkın Özer... İmamoğlu'nun çevresinde yer alan bu isimleri tanımazdık hiçbirimiz. Derken para desteleriyle Jenga oynarken görüntüleri düştü karşımıza ve bizler bu isimleri tanır olduk. Vallahi neresinden bakarsanız bakın garip bir videodur o izlediğimiz. Kimi biteviye yemek yiyip durmaktadır kimi gözünü paralardan alamamaktadır... Bu cümlenin gizli öznesi ise İmamoğlu'dur buna şüphe yok. Velakin aradan kaç gün geçti hâlâ bir şeyler söylemedi bizleri mutmain edecek. Onun yerine "Fazilet Durağı" yalanındaki stratejiyi sahaya koymaya karar verdiler. Önce " montaj", " seçim geliyor ya AKP'liler yine iftira atıyor" vb. diyerek gazozun gazını mümkün mertebe seyreltmeyi amaçladılar. O arada kazandıkları vakitle argüman üretmeye giriştiler. Bir yandan da iyiden iyiye zıvanadan çıktıkları belli olmasın diye suret-i haktan görünmeye çalıştılar: "efendim, tabii ki burada birtakım usul hataları var..." e iyi oldu Allah razı olsun. Bunu kabul ettiniz ya, ne kadar da hakperestsiniz...
Şimdi bu mugalataların hepsini bir tarafa bırakın. Aradan on gün geçti; asıl konuşması gereken İmamoğlu hâlâ konuşmadı. Canan Kaftancıoğlu dahi İmamoğlu'nu işaret etti ancak İmamoğlu konuşmadı. Bekliyoruz, bir şeyler söylesin diye. Her siyasetçinin birinci vazifesi, kendilerine karşı mesul olduğu vatandaşlara en azından bir şeyler söyleyebilecek durumda olmaktır. Doğru-yanlış, iyi-kötü, sert-yumuşak... Her ne olursa olsun illaki bir şeyler söylemelidir. Bir şeyler söylemeyip de kulağının üstüne yattığı demde adama sorarlar " sen kimi ignore ettiğini zannediyorsun?" diye...
Her neyse ne... 16 milyon adına konuşup duran birisi vardı düne kadar; sanki ben kendime onu tevkil etmişim gibi. En konuşmaması gereken bahislerde konuştu, en konuşması gereken bahislerde susuyor. Biz de 16 milyon adına soruyoruz: Bu şaibeler hakkında ne zaman konuşacaksın be adam?