Rahmet ve mağfiretin bol olduğu ramazan ayı, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen yegâne aydır. İman etmiş her müslümanın üzerine farz kılınan orucun tutulduğu; şeytanın zincire vurulduğu, cehennem kapılarının kapandığı, cennet kapılarının açıldığı; yapılan her ibadette kat kat sevapların kazanıldığı; yağmurun sokaktaki tozu toprağı, çer çöpü alıp götürmesi gibi, kendisini ihya eden kişiden kötü huyları, nefsanî arzuları ve günahları alıp götüren bir aydır. Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] ramazan ayıyla ilgili şöyle buyurur:
“Ey insanlar! Büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüş bulunuyor! O ay içinde bulunan Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Cenâb-ı Hak, bu ayda oruç tutmayı farz ve geceleri ibadet etmeyi nâfile kılmıştır. Kim bu ayda hayırlı bir haslet ile Allah Teâlâ’ya yaklaşırsa, diğer aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap kazanır. Yine bu ayda bir farzı yerine getiren diğer aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.”