Her amelin karşılığı kulun emeği nispetinde ödenir ve miktarı bellidir. Her iyiliğe on mislinden yedi yüz misline kadar, bazı gün ve gecelerde ise daha fazla mükâfat vardır. Ancak oruç müstesna. Orucun ecri çok daha fazladır. Zira Allah Teâlâ hadis-i kudsîde buyurur ki: “Oruç benim içindir, onun mükâfatını ben vereceğim. (Çünkü) oruçlu kişi yiyecek ve içeceğini sırf benim için bıraktı” (Müslim). Kur’ân-ı Hakîm’de ise, “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” buyrulmaktadır. Burada, yapılan bir hayrın Allah tarafından otuz bin katıyla da kabul edilebileceğine dair bir delil mevcuttur. Bir kul orucun şartlarına riayet ettiği nispette, otuz bin mislinden fazla bir mükâfata bile mazhar olabilir. İlâhî rahmetten bu umulabilir. Oruç tutan kimse Allah’ın izniyle cehennem ateşinden kurtulur. Çünkü hadis-i şerifte, “Kim Allah rızası için bir gün oruç tutarsa, Allah onunla ateş arasına genişliği yer ile gök arasını tutan bir hendek kılar” (Tirmizî) buyrulmaktadır. Diğer bir hadis-i şerifte ise cennette “reyyan” denilen kapıdan sadece oruçluların gireceği belirtilmektedir (Buhârî).