“Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç, takvayı elde edesiniz diye size de farz kılındı” (Bakara 2/183) âyetinin “takvayı elde edesiniz diye” şeklinde biten son kısmı, orucun gayesini bildirmektedir.
Takva, Allah’a ve O’nun buyruklarına karşı kalpteki derin hassasiyettir. Takva sahibi olmak, Kur’an’ın hidayetinden faydalanabilmenin de şartıdır. Allah Teâlâ, “İçinde hiçbir şüphenin bulunmadığı bu kitap, takva sahiplerini hidayete ulaştırır” buyuruyor. Kur’an’ın hidayet nurlarından faydalanmak isteyen herkes, takvayı elde etmek zorundadır.
Bir ramazan ayı daha geliyor ve Allah Teâlâ’nın insanda en çok sevdiği o hassasiyeti elde etmek için bir fırsat daha bizlere sunuluyor. Bize düşen O’nun merhametine sığınıp oruç görevini hakkıyla yerine getirerek takvaya ulaşmayı O’ndan istemek.
Bire Elli
Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ashabına şöyle buyurmuştur:
“Sizden sonra öyle günler gelecek ki (dinini koruma hususunda) sabırlı davranmak, ateş korunu tutmak gibi olacaktır. O günlerde amellerini yapan kimse, sizin ameliniz gibi amel eden elli kişinin mükâfatına ulaşır.” (Tirmizî; Ebû Davud).