Bir proje iş-ilişkiiletişim boyutunda nasıl hazırlanır ve nasıl icra edilir? Bu sorunu merak edenlerin, ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’nın proje için seçildiği günden, Türkiye’ye ayak bastığı ana; oradan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile birlikte düzenlediği basın toplantısına kadar geçen süreci ‘vaka analizi’ disipliniyle incelemelerinde yarar var.
Her adımının, her anının ince ve iş hedefi odaklı bir profesyonellikle ilmek ilmek işlendiğinden asla şüphe etmedim… Uzaydan verdiği ilk mesajın “İstikbal göklerdedir” olması da planlıydı, Ankara’da uçaktan indikten sonra çocuklara dağıttığı bayraklarla verdiği “Bayrağı bundan böyle gençlere devredeceğiz” mesajı da…
Basın toplantısının video kaydı, iletişim fakülteleri 2’nci ve 3’üncü sınıf öğrencilerine uygulama örneği olarak rahatlıkla gösterilebilir. Videonun her sekansında, strateji ile taktik arasındaki fark ile bunların nasıl ustalıkla bağlandığı tartışılabilir; ders çıkarılabilir…
Türkçenin düzgünlüğü ve hatasızlığı, işin ne kadar büyük bir emekle hazırlandığına işaret ederken, kilit mesajların sıralanışı ve içtenlikle ifadesi de duygu ve düşüncenin nasıl bir ahenkle buluşturulabildiğini gösteriyordu…
Şu cümlelere özellikle dikkat etmekte ve ayrıntılı okuma yapmakta yarar olabilir:
“Maneviyatı yüksek olan bir ülkenin samimi vatandaşlarıyla bir araya gelmek bu yolculuğun en güzel sonlanan kısmıydı…”
“Gökyüzündeki gözümüzle görebildiğimiz sınırları bertaraf eden hedeflere erişebilmiş olmanın mutluluğuyla ülkeme döndüm...”
“Bu sadece başlangıçtı. Bundan sonra başlayan kutlu yolculuğumuzda bayrak değiştirdik. Koşar adımlarla ileriye gitmeye devam edeceğiz…”
“Ülkemin bugüne kadar bana sağlamış olduğu eğitim ve kabiliyetlerle ülkeme borçlu olduğum tüm imkânları seferber ederek görevin hazırlık sürecinde ortaya koymuş olduğu güçlü iradeyle Sayın Cumhurbaşkanımız, görevin icrasında hiçbir aksaklığa izin vermeyen bakanlığımız, TUA ve TÜBİTAK’ın değerli çalışanlarına minnettarım. Geleceğe yönelik kutlu yürüyüşümüz hayırlı olsun...”
“Bireysel bir şeyden ziyade, dünyanın en zorlu jeopolitik lokasyonunda dünyada var olabilmiş milletin bana verdiği özgüveni hissediyorum. Devletimin emrindeyim, her türlü göreve hazırım…”
Gezeravcı bu cümleleri sıfır hatayla, hiçbir yerinde “eeee” falan demeden ve takılmadan, dili sürçmeden söyledi… Meclis kürsüsünde yazlı yemin metni okurken bile takılan, normal konuşmalarında kendilerini ifade ederken hata üzerine hata yapan milletvekillerimizin kendisinden öğrenecekleri ne kadar çok şey var…
Hele de gerçekleştirmek fiilini yerli yersiz kullananların ve sürekli olarak Türkçede bulunmayan İngilizceden apartma ‘Future Continuous Tense’ taklidi “yapıyor, geliyor, ediyor olacağım” uydurma kalıplarını kullanan Türkçe katilleri de bu konuşmaya bir göz atsalar, onlara da iyi gelebilir…
Alper Gezeravcı, 81 ilimizi dolaşarak gençlerle buluşacakmış… Son derece doğru bir iletişim projesi… Bu buluşmanın gerektiği düzeyde didaktiklikten uzak; öğretici, motive edici ve eğlendirici olması hâlinde gençler üzerinde anlamlı bir etki bırakacağından hiç şüphem yok.