Müminin hayatı hizmetten ibarettir. Evvela güzel kullukla, taat ve ibadetlerle kendi ebedî hayatına hizmet eder. İslâm’ın çizdiği emir ve yasaklar dairesini, yani Allah’ın sınırlarını gözetir. Bütün bunları yaparken yüce Rabb’inin rızasını, rahmet ve şefkatini kazanmayı amaçlar. Diğer insanları da unutmaz. Toplumdan uzaklaşmak yerine insanlarla kaynaşır. Hak ve hakikat adına onlara da güzellikler sunmak için uğraşır. En yakınlarından başlayarak yaşantı ve sözleriyle doğru yolu tanıtır. Bu, peygamberlerin yolu ve ahlâkıdır. Bütün kâmil insanlar bu prensiple hareket etmişlerdir.
Sorumluluk İradesi
Canlı türlerinin çoğu topluluk olarak yaşar. Fakat bu canlı topluluklarının üyeleri arasındaki bağ onların kendi tercihleri değildir. Allah Teâlâ’nın koyduğu irtibat ve bağı değiştirme, bozma veya reddetme güçleri yoktur.
Fakat insanın, üyesi bulunduğu toplumla ilgili vazifeleri kendi iradesi altındadır. Yani insan, ailesi, akrabaları ve yaşadığı topluma karşı vazifelerini yapıp yapmama konusunda tercih sahibidir. Ancak başıboş bırakılmamıştır. Tercihleri hem dünya hem de ahiret hayatında neyle karşılaşacağını belirler.