Çocukları öldür senin yanındayız” diyen siyonist küresel şirketlerin satışlarının ne kadar ciddi düştüğünü ve boykotun güçlü etkisini bu sıralar oldukça yoğunlaşan televizyon dizilerinin içlerine yerleştirilen reklamlardan görüyoruz. Onlar da tıpkı İsrail gibi işgalciler. Dizilerdeki siyonistleri kastediyorum. Kimler onlar? Kendilerini dünyanın efendisi, kendilerinden olmayan diğer insanların köle olarak yaratıldığına inananlar.   Paraya ve her türlü güce tapanlar. Başkalarının sırtından geçinmeyi gaye edinenler Kişisel zevk ve azgınlaşmış arzularını tatminden başka derdi olmayanlar. “Sen çalış ben yiyeyim” diyenler. “Ben tok olayım başkası açıktan ölsün bana ne” diyenler. ** Ratingi yüksek olan özel kanallardaki yerli dizilerin çoğunda şu anda boykot listesinde yer alan şirketlerin ürün reklamları yer alıyor. Dizi aralarında konan ve uzun süren reklamların izlenmediğini fark eden işgalci küresel markaların şimdi dizilerin içine hikayeleştirilmiş reklam koyarak boykotu durdurmaya çalışmaları nafile. Dünyada satışları ciddi biçimde düştüğünü itiraf eden McDonald’s’, “Gazze nedeniyle karşılaştığımız boykot, bu duruma neden oldu. Savaş sürdükçe bilançoda iyileşme beklemiyoruz.” şeklinde açıklama yapmış.   Küresel markalara karşı başlatılan boykotun zihinsel arka planında merhamet var. İşte o duygu kötülüğü durduracak. Çünkü merhamet nefretten daha güçlü bir duygudur. ** Marka ve ürünleri ile piyasaları işgal eden küresel şirketlere el altından destek veren yüzlerce şirket var. Özellikle borsada. Bu gizli karanlık ortakların kimler olduğunu bilmiyoruz. Finans sektöründe bir araştırma yapılsa ve bunlar teşhir edilse eminim boykotun etkisi çok daha güçlü olacaktır. ** İşgalcilerin karşısında yalnız bırakıldı, dünyanın merhamet sahibi insanları. Devletler sustu, şirketler sustu. Bu karanlık zaman süresinde yeryüzünü aydınlatan tek şey, dünyanın merhamet yüzü.   İspanya eski Sosyal Haklar Bakanı İone Belarra, dünyaya çağrıda bulunuyor; “İsrail, Filistin halkını hiçbir ceza almadan katletmeye devam etmek için herkesi terörizmle suçluyor. Eurovision gibi barbarlığını aklamaya imkan verecek her türlü uluslararası etkinliğe katılımını engellemeliyiz.” ** Bombardıman uçaklarının temel parçalarını üreten BAE SYSTEMS şirketinin düzenlediği etkinlik, Gazze’ye destek veren gönüllü grubun eylemleri nedeniyle sonlandırıldı. Elinden geleni yapmak böyle bir şey. ** ABD Kongresi’nin İsrail için yeni bir yardım paketini oylayacağı toplantıda konuşan Filistin kökenli ABD Kongre Üyesi ABD yönetimine böyle seslendi; “Soykırımcı bir manyağa koşulsuz para vermeyi bırakın.”   ** Gazze gönüllüsü bir kadın Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi üyesi Nancy Pelosi’ye aynen böyle bağırdı; “Soykırım üzerinden para kazanıyorsunuz. Sana söylüyorum, hey! Sen bir utanç kaynağısın.” ** Geçtiğimiz dokuz yılda 36 ABD eyaleti, kişilerin ve şirketlerin iş sözleşmelerinin bir parçası olarak İsrail’i boykot edemeyeceklerini öngören yasalar çıkardı. Bu yasalar, kamu kuruluşlarının İsrail’i boykot eden şirketlerle çalışmasını veya onlara yatırım yapmasını yasaklıyor. Ancak halk yasaları dinlemiyor. Çünkü vicdanlar yasalarla hareket etmez. ** Gazze’de öldürülen 11.500 çocuk yan yana dizilseydi, 5 km’lik bir hat oluşurdu.” diyen İrlandalı bir aktivist şöyle sesleniyor dünyaya; “Elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. İsrail’e finans sağlayan tüm markaları boykot edeceğiz.»   ** Bir grup Fransız milletvekili Refah sınır kapısına gelerek ateşkes çağrısında bulundu. “Gazze halkına yapılan katliam dursun! Sınır kapısı insani yardıma hızlı şekilde açılsın!” Zulme ‘Fransız’ kalmamışlar! Refah Kapısı dünyanın başka devletlerinden diğer vekillerini de bekliyor. ** Ürdün Hava Kuvvetleri ve Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri, Gazze’nin kuzeyindeki Ürdün hastanesine paraşütle yardım gönderdi. Yapmak isteyenler engelleri aşmanın yolunu buluyor. Bulamayanlar engelleri aşmanın yolunu aramayanlar. Yani bahane üretenler, düşmanın ne kadar güçlü olduğunu söyleyerek vicdanlarını susturmaya çalışanlar. Onlar sadece sızlanıyor.