Epstein gündeme gelince Netflix’deki o “Korkunç Zengin Epstein” belgeselini izledim. Olanca sterilliğine ve “olay aslında sadece Epstein’in ve yanındaki sevgilisi Maxwell’in suçu” tezine rağmen belgeselin gizleyemediği apaçık bir gerçek var: Siyonist dayanışması ile ilerleyen bir kötülük organizasyonu, dünyanın başına musallat olmuş durumda.
Önce şurasını kesinlikle netleştirelim. Epstein, öyle “büyük ihtimalle” falan değil, kesin olarak Mossad ile birlikte hareket eden bir Siyonist. Sevgilisi Maxwell de öyle. Kurdukları organizasyonun temel amacı ise gerekirse kendilerini patlatmak pahasına Amerika’daki üst düzey hemen herkesi bir tuzağın, yönetilebilir bir şantaj ağının içine çekmek.
Önce “Siyonist dayanışması”ndan başlayayım. Sahte diplomayla öğretmenlik yaptığı okuldan bir Siyonist işadamının şefaatiyle yine bir Siyonist işadamının Wall Street’teki finans sistemine dâhil oluyor ve buradan da kısa zamanda “fon yöneticisi” olarak multimilyarder bir işadamına dönüşüyor Epstein.
Kurduğu pedofili sistemi öyle fütursuzca, öyle “açık” şekilde yürüyor ki Epstein’ın, doğrusu insanın hiçbir türlü inanası gelmiyor olan bitene.
Ama şu: Florida’daki ABD savcısı Acosta da, Epstein’ın dünyaca ünlü avukatı Alan Dershowitz de doğrudan doğruya Siyonist kadroların insan kaynağı olunca Epstein, açık suçlamalardan yırtmanın bir yolunu buluyor.
Dikkat isterim: Artık mızrak çuvala sığmaz olunca Epstein gözden çıkarılıyor ve bir hapishaneye konulmasının neredeyse haftasında son derece şüpheli şekilde intihar ediyor. Bence intihar değil, infaz.
Peki, bu Epstein’dan ve kurduğu berbat organizasyondan dünyada kaç tane vardır? Yani Epstein, bu yediği haltları müstakilen yiyen biri midir
yoksa Siyonistlerin şantajla dünyayı esir alma planlarının ABD distribütörü müdür?
Benim bu soruya dair cevabım bilgiye değil, sonuca dayalı bir cevap.
Siyonizm, kendi sapkın itikadını hayata geçirmek için her yöntemi kullanabilecek bir akıl tutulması ideolojisi malum. Ve bu ideolojinin devamı “dünyadaki Yahudilerin sayısı”na değil, “etki alanı”na bağlı. Siyonistler, kendilerinden olmayanları kontrol altında tutabilmek için aklınıza gelecek her türlü pisliği yapabilecek insanlardan oluşan bir topluluk. Elde etmek istediklerini şantajla elde edebilmekse bu ideolojinin hemen hemen en iyi başardığı işlerden biri, belki de birincisi.
Amerika’da Epstein’la, Türkiye’de FETÖ ve Oktar’la, Nijerya’da bilmem kimle, Almanya’da falanla filanla… Bence dünyada yüze yakın, belki de yüzü aşkın “Epstein organizasyonu” mevcut ve bu organizasyonların temel amacı Siyonizm’in varlığını güvence altına almak.
“Sonuca dayalı bir cevap” dedim, nedenini açıklamaya çalışayım. Bugün dünyada tüm sokaklar, tüm meydanlar ve neredeyse tüm insanlar Siyonizm’den nefret ederken Siyonizm’in dünyanın başına ne denli büyük bir bela olduğunu bilen liderlerin, iktidarların “fırsat bu fırsat” dememelerinin başka türlü hiçbir izahı yok. Ortalama bir Alman politikacı ile konuşsanız size konuşmanın beşinci dakikasında ülkelerindeki finans sisteminin Yahudilerin elinde olmasından duyduğu memnuniyetsizliği anlatmaya başlayacaktır mesela ama Almanya’da iktidar kimde olursa olsun “Siyonizm’e karşı olması” söz konusu bile değildir. Bu İtalya’da da böyledir, Fransa’da da böyledir, bilmem nerede de böyledir.
O bakımdan bilgiye dayalı olarak değil, sonuca dayalı olarak söyleyebilirim ki Epstein organizasyonlarının varlığı Siyonizm’in en büyük güvencesi olabilir an itibariyle. Çünkü görüldü ki “İsrail balonu” isimli balan, Mossad’ıyla, ordusuyla, medya desteğiyle falan silinip gitti 7 Ekim’den bu yana. Ellerinde kalan sadece “iktidarlar üzerindeki etkileri” olarak görünüyor.
Yanlış anlaşılmasın. Dünyadaki Epstein organizasyonlarının hepsi “bir yöntem olarak pedofili”ye başvurmuyorlardır elbette. Bir ülkede finans sistemini ele geçirmişlerdir de diğer ülkede başkan seçilen ismin arkasında onlar vardır. Bir ülkede iç savaş çıkartmışlardır da diğer ülkenin bürokrasisini bütünüyle ele geçirmişlerdir.
Askeri gücünün yalan olduğu ortaya çıkan, dillere destan istihbarat gücünün döküldüğü görülen, medya demokrasisi ile birlikte ana akım medyada devşirdiği gücün yerinde yeller esen İsrail’in gelip sırtını dayadığı son organizasyonun “Epsteingiller” olduğunu düşünüyorum.
Önümüzdeki günlerde dünyanın dört bir yanında kendini patlatan Epsteinler, Maxwell’ler görebiliriz.
Fakat tabii şu: Dünyadaki iktidarlar insan kaynaklarının ve itibarlarının bir kısmından vazgeçmek pahasına da olsa işin orasıyla da yüzleşme cesareti gösterirlerse sıra ağaçların “benim arkamda Siyonist var” demesine gelir hızla.
Bekleyelim, görelim.