Mescid-i Aksâ, uzaktaki cami demektir. İsmin ikinci anlamı ise varılacak son nokta ve hedeftir.
Keşke bu kadar uzak olmasaydı.
Dünyadaki bütün Müslümanlar için geçerli bu tespit.
Sayımların sonucuna bakınca, dünyada iki milyar Müslüman olduğu söyleniyor.
Gerçekten öyle mi?
Sanki iki milyar değil de dünyada sadece iki milyon Müslüman var.
Onların da hepsi Gazze’de.
İsrail’in haksızlığı, gün geçtikçe daha net anlaşılıyor.
Daha önce 121 ülke bu görüşteyken, bugün 153’e çıktı.
Başlangıçta Hamas’ı terör örgütü görenler, artık gerçek bir bağımsızlık mücadelesi verdiğini kabul eder oldu.
Filistinlilerin hayat hakkını savunuyor sadece. İlaç ekmek, su, nefes sıralaması çıkıyor karşımıza. Ne acı. Eldeki, her adımda azalıp ufalıyor.
Hamas’a terör örgütü diyenler İsrail ile ABD. Diğerleri, haritayı açınca mikroskopla görülebilen ülkeler. Mikronezya gibi.
Eğer Hamas gerçekten terör örgütü olsaydı, ABD binlerce TIR ile silah gönderir, her türlü ihtiyaç malzemesi ulaştırırdı.
Bir İsrailli çıkacak ve diyecek ki “Asıl mesele Hamas değil, sen hâlâ anlamadın mı?”
*
Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ilkesi “Masumiyet Karinesi” dedikleri.
Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine dayanır.
Aksi ispat edilinceye kadar kişinin masum sayılma hakkını temin eder.
İsrail için bu geçerli değil. Tam zıddı geçerli. Siyonist kafaya göre, aksi ispatlanmadıkça herkes suçludur, düşmandır. Bilhassa sivil halk ve basın mensupları.
O yüzden rahatça bombalanır, kurşunlanır, tartaklanır, tekmelenir, evi barkı elinden alınır.
İyi Parti içinde bir grup oluşmuş. Kendilerine “Daha İyi” demişler.
Bunun devamı gelir mi gelir! Niye gelmesin? Kim mani olacak?
İyinin iyisi vardır, dahanın dahası. Bu memlekette “Ee, daha daha nassınız?” sözünü duymayan yoktur. Özellikle “hanım kız” hatırı büyük acı kahveleri getirmek üzereyken.
O hâlde ihtimallerin neler olabileceğini düşünebiliriz.
Daha Daha İyi...
Çok İyi...
Çok Daha İyi vs.
En iyi’ye ulaşana kadar yol açık!
Biri çıkıp derse ki “En iyisi burada kardeş, boş yere uğraşmayın!”
Kim ne cevap verir o zaman?
Meral Akşener ile Özgür Özel görüşmesi sonunda basına açıklama yapmak için kürsüye geçtiler. Aynı anda iki dar kürsü. İkisinin de önünde “İyi Parti” yazıyordu.
Yazının İyi’si büyük, Parti’si küçük.
İkisi arasındaki farkı çok zeki olanlar 6 saniye içinde bulmuş olmalı.
Şaka şaka. 6 saniye falan hikâye. İlk saniyede görür herkes. Çok zeki olmaya gerek yok.
Kılint İsvud’un efsane filmini hatırlatan bir sahneydi.
Sözün kısası şu: İkisi birden iyi olamaz.
Biri iyi, biri kötü, biri de çirkin olmalı.
Çirkin nerede?