Başta İsrail, ardından ABD ve diğer batılı ülkeler, ‘ateşkes’ dememek için özel gayret sarfediyorlar. Bu kelimeden uzak durmanın bir yararı olduğunu mu düşünüyorlardır nedir?
Onlara göre ateşkes yok “insanî ara” var.
Böylece insanlıktan uzak olduklarını kabullendiklerinin farkında bile değiller. Bu tanım, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un dikkat çektiği gibi, bir itiraftır.
Anlaşmaya aykırı davrandıklarını, zaman zaman ateş açtıklarını da görüyoruz.
Verdikleri sözü tutmakta bile düzgünce davranamayan bir İsrail var dünyanın karşısında.
Nasılsa hesap soracak bir merci yok.
Cezasını kesecek babayiğit ortalıkta görünmüyor.
*
Basın mensuplarını da hedef aldılar. Gaz bombası ve sis bombası attıktan sonra plastik mermiyle hedef gözeterek ateş açtılar.
Plastik mermi de oyuncak değil. Gerçeğini aratmıyor. Arabaların camını kırabiliyor, insanları yaralayabiliyor.
Takas sırasında gazetecilerin yanındaki bir kişinin vurulup yere düştüğüne şahit olduk.
*
Dün gece “insanî ara” bitti. Belki birkaç gün daha uzatılır.
Sonrasında İsrail’in daha beter saldıracağı bekleniyor. Kendi açıklamaları bu yönde.
Hedefe ulaşana kadar devam edeceklerini söylüyorlar ama hedefin ne olduğunu kim bilecek?
*
Netanyahu Hamas’ı bitirmeye kararlı olduklarını defalarca söyledi.
Bütün rehineler kurtarılsa da yetmeyecek.
Gazze’de tek Hamaslı kalmasa da yetmeyecek.
Hamas mensupları başka ülkelere gitsiler bile orada bulup suikast yapacaklarmış. “Hatay’da bile olsa öldüreceğiz” ifadesi dikkat çekici.
Niye Hatay?
Bu vurgunun özel bir anlamı olmalı.
Paris, Londra, Roma, İstanbul diye saysa bir çerçeve çizmiş olur da Hatay’dan bahsetmesi ilginç.
*
İsrail Ordu Sözcüsü de kendince açıklama yaparken, savaş suçu itirafında bulundu.
Had bilmezliğe dayalı şımarıklıkla Gazze’nin güneyinde de ayrım yapmadan saldıracaklarını söyledi.
Hastane, okul, cami, kilise demeden bombalamaya devam edecekler.
Onlara göre bu tür mekânlar da doğal hedef.
*
İsrail ordu mensupları, sözcüleri, generalleri Türk subaylarından ders almalı.
Meskun mahal çatışması konusunda nasıl davranılacağını öğrenmeliler.
Fakat öyle bir niyet taşımıyorlar.
Bir buçuk ay boyunca yaptıkları gibi her nokta, her bina, her insan hedef.
*
İsrailli bir muhabirin şu sözü çok dikkat çekiciydi: “İsrail halkı, Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde’ye kendi ordu sözcülerinden daha fazla güveniyor.”
*
Takas sırasında kimlerin bırakılacağı konuşulurken Netanyahu, “cezaevinde bulunan Filistinliler arasında evvelce İsrail’e zarar vermiş hiç kimsenin serbest bırakılmayacağını” söyledi.
Bu da açık bir itiraf.
Demekki cezaevlerinde İsrail’e zarar vermemiş masum kişiler de yıllardır tutuluyor.
Boyun devrilsin Neto!