İsrail’in ateşkese boyun eğmesi ve elindeki çok sayıda Filistinli esiri serbest bırakması neresinden bakarsanız bakın Hamas’ın muhteşem bir zaferidir.
Hayır, bu bir Pirus Zaferi de değildir; zira Aksa Tufanı olmasa da İsrail’in bir başka bahane bulup Gazze’ye saldıra-bileceğini, dünyanın ilgisi Gazze üzerinde değilken de soykırıma devam edip aynı sayıda insanı, aynı sayıda çocuğu zamana yayarak öldüreceğini biliyoruz. Onun için hiç kimse “Bu kadar katliamdan, bu kadar yıkımdan sonra zafer mi olur?” demesin; evet bu bir zaferdir.
Üstelik bu öyle bir zaferdir ki, Hamas, sadece İsrail’i durdurmakla, sadece İsrail’le “eşit güç” olarak pazarlık yapmakla, sadece Filistinli esirleri kurtarmakla kalmamıştır.
Hamas, Filistin’de direniş ruhunun tüm yokluğa ve imkânsızlığa rağmen dimdik ayakta olduğunu dünyaya göstermiştir. Hamas, “Biz buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz” demiştir. Hamas, “Kanımızın son damlasına kadar savaşacağız” ifadesini somut, elle tutulur, gayet gerçekçi bir zemine taşımıştır.
Filistin’de yeni bir destan yazılmıştır. Hamas, tarihe silinmez bir iz bırakmıştır.
Hamas, dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma tepkisiz kalan hatta soykırımı destekleyen Batı’nın maskesini düşürmüş, demokrasi, laiklik, insan hakları, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadın ve çocuk hakları gibi söylemlerinin kof olduğunu göstermiştir. Tek başına bu bile az değildir.
Hamas, başta gençler olmak üzere dünya halklarının takdirini ve hayranlığını kazanmıştır. Hamas ve Gazzelilerin cesareti, dirayeti, umudu dünyaya örnek olmuştur.
Hamas sayesinde Batı’da İslâm’a ilgi artmış, Müslüman olanlar bile çıkmıştır.
Siyonizmin ne kadar korkunç bir ideoloji olduğunu dünya Hamas sayesinde tekrar görmüştür.
İsrail’in iç dengesi de, iç güvenliği de sarsılmıştır.
İsrail işgaline ve soykırımına ilişkin farkındalık küresel çapta artmıştır.
İsrailli rehinelerin araca binerken Hamas mücahitlerine içten gülümseyerek el sallamaları, veda etmeleri dahi Hamas zaferinin en anlamlı fotoğraf karelerinden biri olmuştur. İsrail gaddarlığı karşısında Müslüman merhameti öne çıkmıştır.
Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde başarıyla ve yayılarak devam eden boykot küresel Siyonist markaları titretmiştir. Boykot, ortak hareket edildiğinde devlerin yıkılabileceğini, diz çökebileceğini yeni nesillere de göstermiştir.
Tüm dünya ile birlikte İslâm dünyası, özellikle de gençler, zayıf bir topluluğun güçlüyü nasıl yenebileceğini, imkânsızın nasıl mümkün olduğunu görmüştür. Hamas direnişi tüm dünyada zulme başkaldırının rol modeli olmuştur.
Müslümanlar Hamas’ın direnişi sayesinde kendilerini, kimliklerini yeniden keşfetmişlerdir. Müslüman olmanın onları nasıl hedef yaptığını fark etmişlerdir. Müslüman kimliğine başkalarının nasıl baktığını görebilmişlerdir. Dost sandıklarının bir anda nasıl azılı, acımasız, vahşi bir düşmana dönüştüğünü anlamışlardır.
Hamas, Müslüman devletlerin de maskesini düşürmüş, onların nasıl korkak, pısırık, şahsi çıkarlar peşinde koşan samimiyetsizler olduklarını açık etmiştir.
Hamas, nice ülkenin içine sızmış Siyonistleri, Siyonist dostlarını su yüzüne çıkarmıştır.
Hamas, nice ilim insanı, düşünür, yazar, sinemacı, müzisyen, felsefeci ve sair meşhurun da maskesini düşürmüş, onların fırsatçılığını, çıkarcılığını, korkaklığını, içlerindeki öfke ve nefreti, içlerindeki faşizmi açık etmiştir.
Hamas, Siyonizmin cezalandıracağı korkusuyla susanları, sinenleri, saklananları bulmuş, çıkarmış, sahte vicdanlarını tezgâha koymuştur.
Hamas, dünya genelinde nice sanatçı, bilim insanı ve düşünürün de gerçekten ne kadar samimi, ne kadar yürekli, vicdanlı olduğunu göstermiştir.
Hamas öyle bir direniş sergilemiştir ki, dünyanın bundan sonra aynı kalabilmesi mümkün değildir.
Neresinden bakarsanız bakın, bu bir zaferdir. Bu Hamas’ın zaferidir. Kutlu mübarek olsun, devamı gelsin inşallah.