Ekleme
Tarihi: 12 Kasım 2023 - Pazar
Zor, içinden çıkılamaz zamanlarda yaşıyoruz. Modern çağda Müslüman olmak ağır mesuliyetler istiyor. Batılı devletler, Gazze’de yaşayan bir avuç Müslüman halkı yok etmek için birleşmiş durumda ve kimse onları durdurmuyor. Birlikte, ‘Hafıza’ isimli programı yaptığımız İbrahim Ufuk Kaynak Hoca son yayında “Haçlılar bu kez Yahudi kılığında geldiler” tespitinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İstanbul’daki Filistin mitinginde Batı’ya seslenerek “Siz yeniden hilal-haçlı mücadelesi mi istiyorsunuz?” demişti. Bu, sadece soru değil. Bir tespit de değil, tam olarak teşhis etmektir. “Sizi görüyoruz, asıl amacınızı biliyoruz” saptamasıdır.
Batılı devletler bir aydır bu teşhisi onaylıyor. Evet bu kez, Hristiyan orduları olarak değil de “Yahudi kılığında birleşmiş ordular” olarak geldiler ve Gazze Şeridi’ni hep birlikte abluka altına aldılar. Bu nedenle de İsrail’in Gazze’de katlettiği her sivilin, her bebeğin, her kadının kanlarının; Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada ve Belçika devletlerinin üzerine sıçradığından, liderlerinin elinin kana bulandığından “adımız kadar” emin olmalıyız.
‘Medeni Avrupa’ tüm değerleriyle çöktü, Batı Gazze’de battı. Yasaklara, engellemelere rağmen ayağa kalkan ve meydanlara dökülerek “biz bu vahşetten beriyiz” diyen kendi halklarına hesap veremeyecekler. Onların bu baskıcı ve yasakçı tavırları protestoları besliyor, göz göre göre yalan söylemeleri, yalan haberler üzerinden algı yapmaları ilgisiz insanların bile ilgi duymasına, bilgi sahibi olup tepki vermesine neden oluyor. Diğer yandan kendi halkları zor durumdayken İsrail’e bebek öldürmesi için sınırsız kredi açılması büyük itirazların kapısını da açacak yakın zamanda.
Bu açıdan dünyadan, özellikle Avrupa’dan gelen kitlesel gösteriler ve yayınlanan görüntülerin önemi çok büyük. Bu görüntüler bizi umutlandırıyor, insanlık adına mutlu ediyor, büyük bir kazanım olarak önümüzde duruyor. Ama diğer yandan bugüne dek Filistin konusunda ‘eylem’ denilince, ‘tepki’ denilince ilk akla gelen halkın Türkler olmasına rağmen dünyaya istediğimiz görüntüyü verebildiğimizden emin değilim. AK Parti’nin düzenlediği milyonluk Büyük Filistin Mitingi dışında meydanlarda istenen hareketlilik yok gibi. Bunda ne zaman bir Filistin eylemi söz konusu olsa polisle çatışmak niyetiyle gelmiş provokatörlerin derli toplu bir görüntü verilmesini engelleyen çıkışlarının da etkisi var kuşkusuz.
Bunu değiştirmek için bir şey yapmalı diye düşünürken, insani yardım çalışmaları denilince akla ilk gelen isimlerden olan Yönetmen Tülay Gökçimen aradı bir sabah. “Bir şey yapalım artık, ne zamana kadar seyredeceğiz, neden evlerimizdeyiz, neden sürekli hareket halinde değil meydanlarımız” diye dert yandı. Nasıl bir şey yapabiliriz derken aklıma en masum, en etkili, en unutulmaz sivil eylemlerimizden biri olan ‘el ele’ eylemi geldi. “Tülay abla, gel Edirnekapı’da buluşalım kaç kişi olursak olalım insan zinciri oluşturalım ve adına da ‘Gazze Şeridi’ diyelim” dedim. Bu konuşma salı günü gerçekleşti. Sonrası bir maraton… Günlerdir hemen her ortamda ‘biz de bir şeyler yapmalıyız’ diyen isimlerle WhatsApp grubu kuruldu. Tam olarak ne yapacağımıza karar verildi. Sözcümüz Tülay Gökçimen’in öncülüğünde; Bekir Develi, Ümit Sönmez, Esra Elönü, Nuriye Çakmak Çelik, Demet Tezcan, İsmail Halis, Sertaç Güngör, Süleyman Ragıp Yazıcılar, Merve Safa Likoğlu, Merve Gülcemal ve Mehmet Ali Aslan gibi temsiliyeti olan, etkileşimi yüksek isimler davetçi oldu.
Afişler tasarlandı. Metinler yazıldı. Tişörtler bastırıldı. Davet videoları çekildi. Kimlerin görev alacağına karar verildi. Bu arada Valilikten izinler alındı. Sivil toplum kuruluşlarımızdan, yönteme dair fikirler ve destekler de alındı. ‘Bu kadar kısa sürede duyurabilecek miyiz’ diye endişe ederken afişler yayınlanır yayınlanmaz Anadolu’daki şehirlerden ses geldi. Ankara, Konya, Gaziantep, Kocaeli ve Afyon’da da eş zamanlı zincirler oluşacak.
Biz bugün saat 15.00’te Edirnekapı’dan Beyazıt Meydanı’na, belki de Sultanahmet’e kadar uzanacak bir duruş sergileyeceğiz. Adına “Gazze Şeridi” dedik çünkü Batılı devletler tüm güçleriyle Gazze Şeridi’ni işgal ediyor. En azından bulunduğumuz yerden bu işgale direnmeliyiz hem de çoluk çocuk. Bir “Filistin duruşu” göstermek istiyoruz. Elimiz Gazze’ye uzanmasa da biz kardeşlerimiz için el ele vereceğiz. Ben ve arkadaşlarım, abilerimiz, ablalarımız; ellerimizde megafon, üzerinde ‘Gazze Şeridi’ logolu tişörtlerimizle sizi karşılıyor olacağız. Sesimize ses, elimize el vermeye bekliyoruz.