Ekleme
Tarihi: 10 Kasım 2023 - Cuma
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazı bir hayli önemsendi. Bunu gelen telefonlardan anlıyorum. Yazının konusu Türkiye’nin garantörlük teklifi ve karşı senaryolardı.
Hamassız bir Gazze planı, bölgeye yerleştirilecek uluslararası güç ve benzeri senaryolar sorunun çözümünü değil İsrail’in güvenliğini hedefliyordu. Bu yüzden Türkiye’nin barış vizyonu ile çelişiyordu. Burada kalmıştık. Devam edelim. Konuyla ilgili önemli gelişmeler var.
Bir. İsrail katliamlarını sürdürüyor. Gazze doğu-batı hattında ikiye bölündü. Kara saldırıları kuzey bölümüne yoğunlaştı. Gazzeliler güneye gitmeye zorlanıyor. İki. Hizbullah lideri Nasrallah saldırıyı Hamas’ın planladığını, yani “işin içinde olmadıklarını” söyledi. Böylece çatışmaların yayılmayacağı anlaşılmış oldu. (İran’ın ABD ile bu konuda anlaştığı görülüyor.) Üç. ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan dışişleri bakanlarıyla yuvarlak masa toplantısı yaptı. Blinken’ın gündemi Gazze’nin geleceğiydi. “ABD ve Arap ülkeleri Gazze’de Hamas kontrolünün devam edemeyeceğine inanıyor” dedi. Bir Hamaslı yetkili de ABD’yi “Filistinlilere karşı Arap koalisyonu oluşturmaya çalışmakla” suçladı. Dört. Netanyahu “Güvenlik sağlanıncaya kadar Gazze’de kalacağız” dedi. Beş. ABD’den “Gazze’de kalıcı işgali desteklemiyoruz” açıklaması geldi. Blinken Gazze’nin Filistin yönetimi altında Batı Şeria ile birleşmesinden yana olduklarını duyurdu. Altı. Blinken’ın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmesinde insani yardımlar ve ateşkes konusu gündeme geldi. Gazze’ye uluslararası güç konuşlandırılması dahil çeşitli senaryolar konusunda Ankara 1967 sınırlarını ve iki devletli çözümü öncelemeyen hiçbir senaryoyu kabul etmeyeceğini muhataplarına açıkça belirtti.
TÜM BUNLAR NE ANLAMA GELİYOR?
İsrail “Gazze’yi işgal ve ilhak planından” vazgeçmiş değil. Gazzelilerin Mısır’a tehciri konusu şimdilik rafa kalktı. İsrail’in şimdiki hedefi Hamas’ı ortadan kaldırmak ve Gazze’yi ikiye bölerek kuzeyde tampon bölge oluşturmak. (Netanyahu daha ileri isteklerinin hayata geçmesi için askerlerini ABD seçimlerine kadar Gazze’de tutacaktır. Trump seçilirse Gazzelilerin Mısır’a sürgünü dahil birçok konu yeniden gündeme gelir.) ABD Hamas’ın ortadan kaldırılmasını destekliyor. Arap ülkelerini de bu konuda ikna etmişe benziyor.
Washington’un bir önceliği de Türkiye’yi sürecin dışında tutmak. İki nedenle. Bir. Türkiye’nin nüfuzunu artırmasını istemiyor. İki. Türkiye’yi kontrol edemeyeceğini, Ankara’nın nihai çözüm için baskı yapacağını biliyor. Arap ülkeleri üzerinden süreci daha rahat kontrol edeceğini düşünüyor.
ABD planına göre Gazze, Batı Şeria’daki Filistin yönetimine bağlanacak. Gazze’ye de uluslararası güç konuşlanacak. Gazze’nin güneyi büyük bir mülteci kampına dönüşecek. Gazze’nin inşası ve İsrail için “zararsız” hale getirilmesi sürecinde finansman, siyasi ve askeri destek bölgedeki Arap ülkelerinden sağlanacak.
ABD-İsrail ortaklığının Gazze sonrası odak noktası Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’nin güneyi olacak diye düşünüyorum.
“AVRUPA İSRAİL’DEN DAHA SİYONİST”
Biliyorsunuz ABD’de İsrail’i eleştirenlere karşı müthiş bir McCarthyism (cadı avı) başlatıldı. ABD ne yapıyorsa Avrupalı muadilleri bir adım önde olmak istiyor. Fransa Meclisi’ne sunulan bir tasarıda İsrail’e hakaret edenler için hapis cezası istendi. Almanya İsrail bayrağını yakmayı suç haline getirdi. Avrupa’nın bu katı tutumu diplomatik görüşmelere de yansıyor. Avrupalı muhataplarla yapılan görüşmeler Türk yetkililere saç baş yolduruyor. Söylenene göre İsrail’i asla eleştirmiyorlar. Öldürülen siviller, çocuklar umurlarında değil. Özellikle Almanlar İsrail’e diyet borcunu katliamı destekleyerek ödüyor. Kapalı kapılar ardındaki görüşmelere vakıf bir dostum “Bunlar İsrail’den daha Siyonist” demişti. Pek de haksız sayılmaz.
İNGİLTERE KATLİAMA SİLAH MI TAŞIYOR?
Gazze’deki katliamla ilgili Akdeniz’de yoğun bir hava trafiği yaşanıyor. Dev askeri kargo uçakları İngiltere’deki en büyük askeri üs Brize Norton ile Kıbrıs’taki Ağrotur İngiliz üssü arasında -neredeyse her gün- mekik dokuyor. İnternette küçük bir araştırmayla Kıbrıs’a kaç A400M kargo uçağının indiğini görebilirsiniz. İngilizler “Bu uçaklarda silah değil insan taşıyoruz” dese de inandırıcı değil. İsrail’in silah tedarikinin önemli bir kısmı Kıbrıs üzerinden sağlanıyor.
TÜRK DÜNYASI’NDAN ÖNEMLİ BİR GELİŞME
Geçtiğimiz günlerde Astana’da Türk Devletleri Teşkilatı zirvesi yapılmıştı. Bu zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk dünyasında iletişimi artırmak için “Tek alfabe” vurgusu yapmıştı. Bu zirvenin ardından İstanbul’da Anadolu Ajansı’nın ev sahipliğinde ikinci bir zirve yapıldı ve Türk Haber Ajansları Birliği (ATNA) kuruldu. Türk dünyasının önde gelen haber ajansları dezenformasyonla mücadele, eğitim ve tecrübe paylaşımı gibi bir çok başlıkta işbirliği kararı aldı.
ATNA bu sloganın hayata geçirilmesine dönük çabalarda önemli roller üstlenecek.