Terörist İsrail’in Gazze soykırımı için yaptığı askeri harcama 10 milyar dolara yaklaştı. Küresel ölçekte propaganda için milyar dolarlar harcandığına şüphe yok. ABD soykırımın arkasında, Avrupa Birliği soykırıma tam destek veriyor. Her biri bir devlet büyüklü-ğündeki küresel şirketler soykırım makinası için çalışıyorlar. Gazze açık hava hapishanesinde sıkışmış 2,5 milyon insanı yok etmek için çok büyük seferberlik halindeler, ellerindeki her imkânı kullanıyorlar.
Peki sonuç? ABD şehirlerinden Japonya’ya kadar insanlar ayakta. Konuşma, yazma, düşünceyi ifade, gösteri yasaklarına rağmen Avrupa şehirlerinde yüz binler toplanıp İsrail’in soykırımını ve buna destek veren kendi devletlerini protesto ediyorlar. Sosyal medyada Filistin fırtınası esiyor. Dünyanın her köşesinde Siyonistler boyunlarını eğerek dolaşıyor, hatta korkuyor, saklanıyorlar. Şirketler diz çöküp özür diliyorlar.
Bu kadar mı? Gazze mücahitleri dünyanın en paralı, en modern, en mücehhez ordusuna kan kusturuyorlar. İsrail parlamentosunda timsah gözyaşları akıyor. İsrail’deki evlere her gün ceset torbaları içinde leşler geliyor. İsrail’de rehinelerin yakınları hükümeti protesto ediyorlar; Hükümet taraftarları onlara saldırıyorlar, İsrail sokakları karışıyor.
Evet çok kan aktı. Evet çok canımız yandı. Bebekler, çocuklar, kadınlar katledildi. Hastaneler, camiler, üniversiteler, okullar yıkıldı. Başka seçenek var mıydı? Başka bir yol var mıydı? İsrail bunu ilk kez yapmıyor. 1948’den bu yana kimi zaman yavaş, kimi zaman da işte böyle bir anda yok etmek için azgınca saldırıyor; Filistinlilere savaşmaktan, direnmekten, ölmekten başka seçenek bırakmıyorlar.
Şimdi şuraya dikkat: Asla gevşemeyelim. Rehavete kapılmayalım. İçimizdeki öfkeyi de, kini de, intikam duygusunu da asla azaltmayalım. Şu yapılanları unutmayalım, unutturmayalım. Yarın İsrail yenilip ateşkes istediğinde, hiçbir şey olmamış gibi davranmayalım. İsrail’le bir normalleşmeye izin vermeyelim. Batı’nın, düşen maskesini yeniden takmasına müsaade etmeyelim. Eylemler zayıflamasın. Duyarlılık kaybolmasın.
Bakmayın siz burnu Kaf dağındaki kibir abidelerinin enaniyetli tutumlarına. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ya da “her koyun kendi bacağından asılır” diyen bencillerin “amaaan, boykot edeceksin de, eylem yapacaksın da ne olacak sanki” benzeri kişiliksiz duruşlarına aldırmayın. Bin dereden su getiren, mantık denklemleri kurup olmazları yücelten, dengelere, stratejilere, konjonktüre, güce tapan, kendisinden başkasını görmeyen bencillere prim vermeyin.
Siz kalbinizle, ruhunuzla, bedeninizle sağlam durun; Allah bize zaferi de nasip edecektir.