Büyük İslâm âlimi Hafız İbn Hacer [rahmetullahi aleyh], güzel giysiler içinde, haşmetli bir halde, büyük bir cemaatle birlikte bir pazaryerine uğradı. O böyle pazarda dolaşırken, pejmürde ve eski bir kıyafet içinde, yağlara bulanmış bir vaziyette sıcak zeytinyağı satan bir yahudi, kendisine doğru yaklaşıp atının yularından tuttu ve,
Ey şeyhülislâm, siz peygamberinizin, ‘Dünya mümin için bir zindan, kâfir içinse bir cennet gibidir’ (Müslim) dediğini söylüyorsunuz. Şu halimize göre, sen nasıl hapistesin ve ben nasıl bir cennetteyim? diye sordu. İbn Hacer [rahmetullahi aleyh],
Ben, bir mümin olarak yüce Allah’ın bana ahirette hazırladığı nimetlerin yanında şu halimle sanki bir hapiste gibiyim. Sen ise eğer iman etmeden ölürsen ahirette senin için hazırlanan azabın yanında bu halinle cennette gibisin! diye cevap verdi. Bu cevap üzerine yahudi müslüman oldu.
Allah Teâlâ buyurur ki: İnkâr edenler ateşe arzolunacakları gün kendilerine şöyle denir: Dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün alçaltıcı bir azap göreceksiniz (Ahkâf 46/20).