pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

11 Eylül eylemi ile 7 Ekim tarihli Aksa Tufanı kıyas maa’l farıktır yani farklı bir kıyaslamadır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir.

Kargil’den Sderot’a, Aksa Tufanı!   Bazı işgüzar gazeteler veya gazeteciler seçtikleri kolaycılıkla birlikte Aksa Tufanı eylemi veya baskınıyla 11 Eylül arasında irtibat ve benzerlik kuruyorlar. Öyle ise iki olayı karşılaştırarak sonuca varmaya çalışalım. Öncelikli olarak Hamas 11 Eylül’ü yaptığı farz edilen El Kaide hareketine benziyor mu? Kesinlikle benzemiyor. Neden?  Hamas İslamcı ve aynı zamanda ulusalcı bir hareket yani Hedefleri belli. Ucu açık değil. İsrail ile mücadele ediyor ama ABD ile mücadele etmiyor.   Ümmetçi veya enternasyonalist değil. İlgi alanı sadece ümmetin bir parçası veya ulusal bir yapı.  El Kaide ise, Marksist hareketler gibi küreselci (ümmetçi) ve enternasyonalist bir hareketti.  Eylem alanı bütün küreyi kapsıyordu.  Bunun için de dünyanın düşmanlığını kazandı. Buna karşın Hamas’ın hedefleri daha küçük ve Filistin’in kurtarılmasıyla sınırlı. Mümkün mertebe başka işlere karışmıyor. Küresel bir misyonu yok.  Ayrıca Müslüman Kardeşler hareketinin yerel kollarından birisi. Müslüman Kardeşler küresel amaçlı bir hareket olmakla birlikte onun kollarından birisi olan Hamas kesinlikle yerel.  Başka ülkelerde temsilcisi olsa bile o ülkelere hitap eden yapıları ve amaçları yok.  Bu itibarla Kaide ile Hamas arasında bir benzerlik kurulamaz. Peki! Eylem modeli olarak 11 Eylül ile 7 Ekim ya da Aksa Tufanı hareketi arasında bir benzerlik kurulabilir mi?  Eylem bazında da bir benzerlik yok. 11 Eylül iddiaya göre uyuyan hücreler tarafından gerçekleştirilmiş dikey bir eylemdi. Hamas’ın yaptığı ise yatay bir eylem ve hava araçları bulunmuyor.  Evet, karadan, denizden ve tünellerden sızdılar lakin hava yolunu kullanamadılar.   Hamas eylemcilerinin kullandığı paramotor yani motorlu paraşüt, 11 Eylül eylemcilerinin kullandığı sivil uçaklara pek benzemiyor.  Aksini savunmak zorlama olur. Arada bir benzerlik kurulamaz.   Gerçi 11 Eylül eylemcileri hedeflerine karşı sivil uçaklar kullanmışlardı. Onların ki büyük çapta bir intihar eylemiydi.  Bu yolla muayyen yapılara hasar verdiler ve yıkılmasına neden oldular. Lakin Hamas unsurlarının kullandığı paramotor intihar aracı değil intikal aracıdır. Bu eylemin biçimi daha ziyade İsra Suresinin 5'inci ayetinin kapsamına giriyor. Ayetler Hayber ve Medine Yahudilerini anlatıyor, dile getiriyor. “O ikiden (iki taşkınlıktan) birincisinin vakti gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize göndeririz,  evlerin aralarına kadar sokularak tarama yaparlar. Bu yerine gelecek kesin bir sözdür.”  Dolayısıyla Aksa Tufanı eylemi bir Hayber modelidir.  İslam tarihiyle bağlantılıdır. Hamas gibi örgütler İsrail’e karşı sık sık Hayber sloganı kullanırlar. Mesela ’Hayber Hayber ya Yahud Ceyşu Muhammed sevfe yeud/Yahudiler Hayberi hatırlayın: Muhammed ordusu yeniden dirilecek, gelecekti.’’ Bu sık kullanılan sloganlardan birisidir. Hamas'a göre bu eylem ikinci vadenin ayak seslerini temsil ediyor. Kısaca bu eylemde Medine Yahudilerinin tahliye sürecini ya da Hayber Yahudilerinin sürgüne gönderilmelerinin keyfiyetini esas aldıklarını söyleyebiliriz. Aksa Tufanı eylemi ile ilgili kullanılan ifadelerden birisi sızma ifadesidir. Evet! Paramotorlarla birlikte Gazze Havzasında ya da güney İsrail’de yer alan şehirlere; Ashkelon, Sderot ve Aşdot’a sızmışlardır. Bu sızma modeli ve ifadesi bize şebbiha unsurlarına karşı Beşşar Esat’ın muhaliflerini suçlama mahiyetinde ürettiği ve kullandığı  ‘sızma’ ibaresini hatırlatıyor.  Elbette Suriye meselesinde sızma rejimin mücerret iddiasından ibarettir.  Böyle bir gerçek yaşanmamıştır. Lakin Gazzelilerin veya Hamas’ın civar bölgeye ve İsrail’in güneyine sızması bir gerçektir. Bu bize benzer bir eylemi de hatırlatmaktadır.   Bu da 1999 yılında Pakistan ile Hindistan’ı karşı karşıya getiren Kargil krizidir. Şimdi Kargil’in yerinde Sderot var.  Bu kriz karşısında dönemin Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif zor durumda kalmıştır. Azad Keşmir’den Hindistan işgali altındaki Kargil’e sızma yapan (infiltration/infiltrator)Keşmirli unsurlar büyük bir başarı sağlamışlar lakin Hindistan bu meseleyi topyekün savaşa çevirmek istemiştir. Pakistan da bu durumu göze alamamıştır. Kriz Keşmirli militanların geri çekilmesiyle tavsamıştır. Bu vaziyet karşısında sızmacılar ele geçirdikleri bölgeden çekilmek zorunda kalmışlardır.  İzzettin Kassam Tugayları kısmen de olsa ele geçirdikleri Sderot’un bazı bölümlerinden çekilecekler mi yoksa ölümüne bir mücadeleyi göze mi alacaklar? Bu biraz da orada karşılaşacakları sosyal yapıya ve dokuya bağlıdır. Topluca 11 Eylül ile 7 Ekim 2023 tarihli Aksa Tufanı eylemini karşılaştırırsak  arada bir benzerlik yakalayabilir miyiz? Baskın olması ve ansızın gerçekleşmesi dışında pek de bir benzerlik yok. Ayrıca Aksa Tufanı yaygın bir alanda vuku bulmuştur. Bu nedenle de Kargil meselesine benzese de 11 Eylül meselesine hiçbir şekilde benzememektedir.  Benzetmek olsa olsa gazetecilerin işgüzarlığı ve tembelliğidir.  11 Eylül modelinde uyuyan hücreler vardı ama kesinlikle sızma ifadesi ve gerçeği yoktu.  Bu açıdan eskilerin ifadesiyle,
Ekleme Tarihi: 11 Ekim 2023 - Çarşamba

11 Eylül eylemi ile 7 Ekim tarihli Aksa Tufanı kıyas maa’l farıktır yani farklı bir kıyaslamadır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir.

Kargil’den Sderot’a, Aksa Tufanı!  

Bazı işgüzar gazeteler veya gazeteciler seçtikleri kolaycılıkla birlikte Aksa Tufanı eylemi veya baskınıyla 11 Eylül arasında irtibat ve benzerlik kuruyorlar. Öyle ise iki olayı karşılaştırarak sonuca varmaya çalışalım. Öncelikli olarak Hamas 11 Eylül’ü yaptığı farz edilen El Kaide hareketine benziyor mu? Kesinlikle benzemiyor. Neden?  Hamas İslamcı ve aynı zamanda ulusalcı bir hareket yani Hedefleri belli. Ucu açık değil. İsrail ile mücadele ediyor ama ABD ile mücadele etmiyor.   Ümmetçi veya enternasyonalist değil. İlgi alanı sadece ümmetin bir parçası veya ulusal bir yapı.  El Kaide ise, Marksist hareketler gibi küreselci (ümmetçi) ve enternasyonalist bir hareketti. 

Eylem alanı bütün küreyi kapsıyordu.  Bunun için de dünyanın düşmanlığını kazandı. Buna karşın Hamas’ın hedefleri daha küçük ve Filistin’in kurtarılmasıyla sınırlı. Mümkün mertebe başka işlere karışmıyor. Küresel bir misyonu yok.  Ayrıca Müslüman Kardeşler hareketinin yerel kollarından birisi. Müslüman Kardeşler küresel amaçlı bir hareket olmakla birlikte onun kollarından birisi olan Hamas kesinlikle yerel.  Başka ülkelerde temsilcisi olsa bile o ülkelere hitap eden yapıları ve amaçları yok.  Bu itibarla Kaide ile Hamas arasında bir benzerlik kurulamaz.

Peki! Eylem modeli olarak 11 Eylül ile 7 Ekim ya da Aksa Tufanı hareketi arasında bir benzerlik kurulabilir mi?  Eylem bazında da bir benzerlik yok. 11 Eylül iddiaya göre uyuyan hücreler tarafından gerçekleştirilmiş dikey bir eylemdi. Hamas’ın yaptığı ise yatay bir eylem ve hava araçları bulunmuyor.  Evet, karadan, denizden ve tünellerden sızdılar lakin hava yolunu kullanamadılar.   Hamas eylemcilerinin kullandığı paramotor yani motorlu paraşüt, 11 Eylül eylemcilerinin kullandığı sivil uçaklara pek benzemiyor.  Aksini savunmak zorlama olur. Arada bir benzerlik kurulamaz.   Gerçi 11 Eylül eylemcileri hedeflerine karşı sivil uçaklar kullanmışlardı. Onların ki büyük çapta bir intihar eylemiydi.  Bu yolla muayyen yapılara hasar verdiler ve yıkılmasına neden oldular. Lakin Hamas unsurlarının kullandığı paramotor intihar aracı değil intikal aracıdır.

Bu eylemin biçimi daha ziyade İsra Suresinin 5'inci ayetinin kapsamına giriyor. Ayetler Hayber ve Medine Yahudilerini anlatıyor, dile getiriyor. “O ikiden (iki taşkınlıktan) birincisinin vakti gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize göndeririz,  evlerin aralarına kadar sokularak tarama yaparlar. Bu yerine gelecek kesin bir sözdür.”

 Dolayısıyla Aksa Tufanı eylemi bir Hayber modelidir.  İslam tarihiyle bağlantılıdır. Hamas gibi örgütler İsrail’e karşı sık sık Hayber sloganı kullanırlar. Mesela ’Hayber Hayber ya Yahud Ceyşu Muhammed sevfe yeud/Yahudiler Hayberi hatırlayın: Muhammed ordusu yeniden dirilecek, gelecekti.’’ Bu sık kullanılan sloganlardan birisidir. Hamas'a göre bu eylem ikinci vadenin ayak seslerini temsil ediyor. Kısaca bu eylemde Medine Yahudilerinin tahliye sürecini ya da Hayber Yahudilerinin sürgüne gönderilmelerinin keyfiyetini esas aldıklarını söyleyebiliriz. Aksa Tufanı eylemi ile ilgili kullanılan ifadelerden birisi sızma ifadesidir.

Evet! Paramotorlarla birlikte Gazze Havzasında ya da güney İsrail’de yer alan şehirlere; Ashkelon, Sderot ve Aşdot’a sızmışlardır. Bu sızma modeli ve ifadesi bize şebbiha unsurlarına karşı Beşşar Esat’ın muhaliflerini suçlama mahiyetinde ürettiği ve kullandığı  ‘sızma’ ibaresini hatırlatıyor.  Elbette Suriye meselesinde sızma rejimin mücerret iddiasından ibarettir.  Böyle bir gerçek yaşanmamıştır. Lakin Gazzelilerin veya Hamas’ın civar bölgeye ve İsrail’in güneyine sızması bir gerçektir. Bu bize benzer bir eylemi de hatırlatmaktadır.  

Bu da 1999 yılında Pakistan ile Hindistan’ı karşı karşıya getiren Kargil krizidir. Şimdi Kargil’in yerinde Sderot var.  Bu kriz karşısında dönemin Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif zor durumda kalmıştır. Azad Keşmir’den Hindistan işgali altındaki Kargil’e sızma yapan (infiltration/infiltrator)Keşmirli unsurlar büyük bir başarı sağlamışlar lakin Hindistan bu meseleyi topyekün savaşa çevirmek istemiştir. Pakistan da bu durumu göze alamamıştır. Kriz Keşmirli militanların geri çekilmesiyle tavsamıştır. Bu vaziyet karşısında sızmacılar ele geçirdikleri bölgeden çekilmek zorunda kalmışlardır.  İzzettin Kassam Tugayları kısmen de olsa ele geçirdikleri Sderot’un bazı bölümlerinden çekilecekler mi yoksa ölümüne bir mücadeleyi göze mi alacaklar?

Bu biraz da orada karşılaşacakları sosyal yapıya ve dokuya bağlıdır.

Topluca 11 Eylül ile 7 Ekim 2023 tarihli Aksa Tufanı eylemini karşılaştırırsak  arada bir benzerlik yakalayabilir miyiz? Baskın olması ve ansızın gerçekleşmesi dışında pek de bir benzerlik yok. Ayrıca Aksa Tufanı yaygın bir alanda vuku bulmuştur. Bu nedenle de Kargil meselesine benzese de 11 Eylül meselesine hiçbir şekilde benzememektedir.  Benzetmek olsa olsa gazetecilerin işgüzarlığı ve tembelliğidir.

 11 Eylül modelinde uyuyan hücreler vardı ama kesinlikle sızma ifadesi ve gerçeği yoktu.  Bu açıdan eskilerin ifadesiyle,

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.