İşgalci İsrail, ırkçı İsrail, faşist İsrail, yayılmacı İsrail, katil İsrail, soykırımcı İsrail...
Bunlardan hangisi doğru?
Cevap: Hepsi.
İsrail’in barışçı, insancıl, demokrat, saygılı olduğunu iddia edebilecek dünyada bir kişiye bile rastlayamayız. Mumla arasak bulunmaz. En güçlü projektörle arasak bulunmaz.
Belki bir kişi çıkar. O da yalan söylediğinin bal gibi farkındadır.
*
İşgali, katliamı, zulmü devlet politikası hâline getirmiş bir devlet İsrail.
Yıllardır devam eden baskı ve zulüm, dünyanın gözü önünde bugüne kadar geldi.
Müslümanı, Hristiyanı, Musevisi, Budisti, Ateisti hepsi seyretti.
Bir yerde patlayacağı belliydi, ne gün olacağı bilinmiyordu.
İşte o günü gördük.
*
Savaşta olduklarını söyledi Netanyahu.
Evet, savaş, görüyoruz. Hem de canlı yayından takip ediyoruz; binaların havaya uçuşunu, üç saniyede yerle bir oluşunu.
En iyi bildikleri iş öldürmek olanlar her zaman savaştadır. Savaş ama güç dengesi olmayan cinsten.
Hak dengesi de tam zıddı.
*
ABD ve Avrupa ülkeleri, iktidarıyla muhalefetiyle İsrail’e destek yarışına girdi.
Az destek veren, seçim kazanamayacağını düşünüyor. O yüzden rakibine fark atma gayreti var.
Ne gerekiyorsa vermeye hazır hepsi. Ne istiyorlarsa. İstemediklerini bile.
Filistin mi?
Yok olsun! İsrail öyle istiyor çünkü.
Yıllar içinde eridikçe eridi. Artık haritada görünmez oldu.
İsrail, Filistin’in kalan kısmını da yutmak niyetinde.
*
Bugüne kadar işgalciliği Birleşmiş Milletler tarafından da tescillenmiştir. Hem de kaç defa.
Ancak İsrail hiçbir BM kararına saygı duymamış, hiçbir karara uymamıştır.
Ne gariptir ki bir yaptırımı da yok.
BM istediği kadar karar alsın, isteyen istediği kadar protesto etsin, yanlış olduğunu söylesin. Kimseye bir gramlık faydası yok.
*
Rusya, Türkiye, Arap ülkeleri, Güney Kore ve aklı başında olan devlet yöneticileri, 1967 sınırlarına dönülmesi gerektiğini savunsa da esasen İsrail yok olması gereken bir devlet.
İnanışlarına göre zaten bütün dünya onların. Nerede yaşıyorlarsa, orası vatan. Mehdi gelmeden devlet mi olurmuş?
*
Doğru çözüm şudur: Bir tek Yahudi, bir tek siyonist bile zarar görmeden, orayı terk etmeleri gerekir.
Onları seve seve kabul edecek, kucaklarını açarak karşılayacak ülkeler var. ABD, Fransa vs.
Bugünün şartlarında bu düşünce çoğunluğa abes gelebilir.
Peki yarın? Yani şartlar değiştiği zaman ne olacak?
Öyle bir değişir ki arkalarına bile bakmadan, apar topar kaçmak zorunda kalabilirler.
Bildiğimiz şudur: Zulümle payidar olunmaz.
*
En basitinden bir varsayım arzedelim.
Olmaz ya, faraza deyip şunu düşünsek: Filistinlilerin attığı füzelerden biri Netanyahu’nun ölümüne sebep olsa... Ne olur?
Filistinliler sevinir. İsraillilerin ise en az yarısı bayram eder.