pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Trabzon’da Kuveytli bir turiste yumruk atıldı.

Valilik yaptığı açıklamada yumruk atan kişiden “çevredeki görevli polislerin müdahalesini turistlerin polise mukavemet ettiği şeklinde yorumlayan şahıs” olarak bahsetmiş. Sanki sehven olmuş, sanki turistler polise mukavemet etse şahsın yumruk atması meşru, mazur görülecekmiş gibi bir açıklama. Haber hemen tüm medyada bu “hatanın” altı çizilerek verildi. Sosyal medya mecralarında durum faciaydı. Yumruk atan şahsa “eline sağlık” diyenlerden “kahraman” ilan edenlere kadar binlerce mesaj vardı. Trabzon’daki olay, Arap coğrafyasındaki Türkiye karşıtları tarafından günlerce köpürtüldü. Türkiye’nin başta turizm, eğitim ve yatırım olmak üzere rakipleri ve hasımları olayı geniş geniş kullandılar. Trabzon’un bu “hatayla” atılmış yumruk yüzünden milyonlarca dolar kaybedeceğini öngörmek zor değil. Türkiye’nin zararı milyar doları bulabilir.   Turizm, dünyanın her yerindeki terör örgütleri için en elverişli eylem hedefidir. Bir ülkenin turistik mekânlarında, tarihi merkezlerinde, plajlarında yapılacak eylem, kan akıttığı kadar, turist rezervasyonlarının iptali yoluyla maddi bedel ödetir, ülkenin imajını ciddi manada sarsar. Örneğin 2016’da Fransa’nın turistik kenti Nice’te 86 kişinin öldüğü eylem Fransa turizmine ağır darbe vurmuş, ülkenin imajını düzeltebilmesi yıllar almıştı. 2005’te Mısır’ın Şarm eş Şeyh kentindeki saldırıda 90 kişi ölmüş, maddi kayıp yıllarca devam etmişti. Turistleri ve turizm merkezlerini hedef almak PKK ve İŞİD terör örgütlerinin de her zaman iştahlarını kabarttı. PKK 1993’te güney sahillerinde bomba patlattı, Türk vatandaşları ve turistler yaralandı. Aynı yıl PKK 19 turisti kaçırdı. 1994’te Sultanahmet Meydanı’nda patlattığı bombayla 3 turisti yaraladı, Kapalıçarşı saldırısında 2 turisti katletti. Aynı yıl Marmaris ve Fethiye’de bombalı eylemlerde 1 turist öldü, 10 turist yaralandı. 1998’de yine Sultanahmet Meydanı’ndaki bombalı eylemde 3 turist yaralandı. Daha çok sayıda örneği var. En son İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022’de yapılan bombalı eylemde 6 kişi hayatını kaybetti, 99 kişi yaralandı. İŞİD’in 2016 İstanbul saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti. Bütün bu olaylar sonrasında Türkiye’ye turist gelişleri durdu, rezervasyonlar iptal edildi, maddi kayıp milyar dolarları buldu. Ne yazık ki tüm bu terör eylemleri hem canımızı acıtarak, hem ülkeye maddi bedel ödeterek hedeflerine ulaşmış oldular. Terör örgütlerinin bu eylemlerle sadece “ses getirmek, yıldırmak, boyun eğdirmek” hedefini gütmedikleri de çok açık. Terör, bir ülkeyi istikrarsızlaştırmanın en etkili yolu. Bu anlamda terör örgütleri taşeronluk hizmetine her zaman açık olurlar, hasım ya da rakip ülkeler tarafından kolayca kiralanabilirler.   Türkiye’de son dönemde özellikle Araplara yönelen tepki ve saldırıları sadece ırkçı refleksler olarak görmek yanıltıcı olacaktır. Kendisi etnik olarak Türk olmayan operasyon şefinin kurduğu parti üzerinden yaymaya çalıştığı ırkçı söylem ihaneti perdelemek dışında bir amaç taşımıyor. “Türk ırkını korumak”, “demografinin bozulmasını engellemek” gibi söylemler alttaki lümpen cahil tabakayı provoke ederken aslında çok açık ve net şekilde terör örgütlerinin ve hasım/rakip ülkelerin değirmenine su taşıyor. “Türkiye’yi Suriyeliler işgal etti” söylemiyle Batı ülkelerine kapağı atma özlemi içindekilere kötü bir haberim var: Londra, Paris ya da New York caddelerinde, Türkiye’de gördüklerinden çok daha fazla Arap görecekler. Tek bir örnek vereyim: ABD’nin 1 milyonu aşkın yabancı öğrenciden elde ettiği gelir yıllık 45 milyar dolar. Bu, ABD’de 450 bin kişiye istihdam sağlanması anlamına geliyor. Yabancı öğrencilerin önemli bir kısmını Araplar ve Afrikalılar oluşturuyor. 2020’de dünya genelinde 6,3 milyon yabancı öğrenci 370 milyar dolarlık bir pazar oluşturmuş. 6,3 milyon içinde Arap ve Afrikalıların sayısı 1,5 milyonu aşıyor. Türkiye bu pazardan pay almak, rakip olmak isterken, ırkçılık maskesi altında pazarın dışına itiliyor. Trabzon’da “polise mukavemet ediyor zannederek” Kuveytli turiste yumruk atan gence kötü bir haberim var: Bu eylemiyle PKK’nın, İŞİD’in yapamadığını yaptı; vatanına, milletine, şehrine en büyük zararı verdi. Irkçılık ahmaklıktır; zaten kişi ahmak olmasa ırkçı olmaz. Her ahmak gibi ırkçılar da kullanılmaya çok müsaittir. “Türk ırkını yüceltmeye”, “Türklüğü korumaya” çalıştığını zanneden ahmaklar PKK’ya hizmet ediyor, “operasyon şeflerinin” elinde vatanlarına ihanet ediyorlar. Ahmağa laf anlatılmaz da, umarız devlet tehlikenin farkındadır.
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2023 - Cuma

Trabzon’da Kuveytli bir turiste yumruk atıldı.

Valilik yaptığı açıklamada yumruk atan kişiden “çevredeki görevli polislerin müdahalesini turistlerin polise mukavemet ettiği şeklinde yorumlayan şahıs” olarak bahsetmiş. Sanki sehven olmuş, sanki turistler polise mukavemet etse şahsın yumruk atması meşru, mazur görülecekmiş gibi bir açıklama. Haber hemen tüm medyada bu “hatanın” altı çizilerek verildi. Sosyal medya mecralarında durum faciaydı. Yumruk atan şahsa “eline sağlık” diyenlerden “kahraman” ilan edenlere kadar binlerce mesaj vardı.

Trabzon’daki olay, Arap coğrafyasındaki Türkiye karşıtları tarafından günlerce köpürtüldü. Türkiye’nin başta turizm, eğitim ve yatırım olmak üzere rakipleri ve hasımları olayı geniş geniş kullandılar.

Trabzon’un bu “hatayla” atılmış yumruk yüzünden milyonlarca dolar kaybedeceğini öngörmek zor değil. Türkiye’nin zararı milyar doları bulabilir.

 

Turizm, dünyanın her yerindeki terör örgütleri için en elverişli eylem hedefidir. Bir ülkenin turistik mekânlarında, tarihi merkezlerinde, plajlarında yapılacak eylem, kan akıttığı kadar, turist rezervasyonlarının iptali yoluyla maddi bedel ödetir, ülkenin imajını ciddi manada sarsar. Örneğin 2016’da Fransa’nın turistik kenti Nice’te 86 kişinin öldüğü eylem Fransa turizmine ağır darbe vurmuş, ülkenin imajını düzeltebilmesi yıllar almıştı. 2005’te Mısır’ın Şarm eş Şeyh kentindeki saldırıda 90 kişi ölmüş, maddi kayıp yıllarca devam etmişti.

Turistleri ve turizm merkezlerini hedef almak PKK ve İŞİD terör örgütlerinin de her zaman iştahlarını kabarttı. PKK 1993’te güney sahillerinde bomba patlattı, Türk vatandaşları ve turistler yaralandı. Aynı yıl PKK 19 turisti kaçırdı. 1994’te Sultanahmet Meydanı’nda patlattığı bombayla 3 turisti yaraladı, Kapalıçarşı saldırısında 2 turisti katletti. Aynı yıl Marmaris ve Fethiye’de bombalı eylemlerde 1 turist öldü, 10 turist yaralandı. 1998’de yine Sultanahmet Meydanı’ndaki bombalı eylemde 3 turist yaralandı. Daha çok sayıda örneği var. En son İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022’de yapılan bombalı eylemde 6 kişi hayatını kaybetti, 99 kişi yaralandı. İŞİD’in 2016 İstanbul saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti. Bütün bu olaylar sonrasında Türkiye’ye turist gelişleri durdu, rezervasyonlar iptal edildi, maddi kayıp milyar dolarları buldu. Ne yazık ki tüm bu terör eylemleri hem canımızı acıtarak, hem ülkeye maddi bedel ödeterek hedeflerine ulaşmış oldular.

Terör örgütlerinin bu eylemlerle sadece “ses getirmek, yıldırmak, boyun eğdirmek” hedefini gütmedikleri de çok açık. Terör, bir ülkeyi istikrarsızlaştırmanın en etkili yolu. Bu anlamda terör örgütleri taşeronluk hizmetine her zaman açık olurlar, hasım ya da rakip ülkeler tarafından kolayca kiralanabilirler.

 

Türkiye’de son dönemde özellikle Araplara yönelen tepki ve saldırıları sadece ırkçı refleksler olarak görmek yanıltıcı olacaktır. Kendisi etnik olarak Türk olmayan operasyon şefinin kurduğu parti üzerinden yaymaya çalıştığı ırkçı söylem ihaneti perdelemek dışında bir amaç taşımıyor. “Türk ırkını korumak”, “demografinin bozulmasını engellemek” gibi söylemler alttaki lümpen cahil tabakayı provoke ederken aslında çok açık ve net şekilde terör örgütlerinin ve hasım/rakip ülkelerin değirmenine su taşıyor.

“Türkiye’yi Suriyeliler işgal etti” söylemiyle Batı ülkelerine kapağı atma özlemi içindekilere kötü bir haberim var: Londra, Paris ya da New York caddelerinde, Türkiye’de gördüklerinden çok daha fazla Arap görecekler. Tek bir örnek vereyim: ABD’nin 1 milyonu aşkın yabancı öğrenciden elde ettiği gelir yıllık 45 milyar dolar. Bu, ABD’de 450 bin kişiye istihdam sağlanması anlamına geliyor. Yabancı öğrencilerin önemli bir kısmını Araplar ve Afrikalılar oluşturuyor. 2020’de dünya genelinde 6,3 milyon yabancı öğrenci 370 milyar dolarlık bir pazar oluşturmuş. 6,3 milyon içinde Arap ve Afrikalıların sayısı 1,5 milyonu aşıyor. Türkiye bu pazardan pay almak, rakip olmak isterken, ırkçılık maskesi altında pazarın dışına itiliyor.

Trabzon’da “polise mukavemet ediyor zannederek” Kuveytli turiste yumruk atan gence kötü bir haberim var: Bu eylemiyle PKK’nın, İŞİD’in yapamadığını yaptı; vatanına, milletine, şehrine en büyük zararı verdi.

Irkçılık ahmaklıktır; zaten kişi ahmak olmasa ırkçı olmaz. Her ahmak gibi ırkçılar da kullanılmaya çok müsaittir. “Türk ırkını yüceltmeye”, “Türklüğü korumaya” çalıştığını zanneden ahmaklar PKK’ya hizmet ediyor, “operasyon şeflerinin” elinde vatanlarına ihanet ediyorlar. Ahmağa laf anlatılmaz da, umarız devlet tehlikenin farkındadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.