Tüm kamuoyu tam Ekrem İmamoğlu’nun 28 Mayıs’tan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı estirdiği değişim rüzgarının birdenbire kesilmesinin nedenlerini konuşuyordu. Çünkü İmamoğlu en son bir muhabirin ‘değişim’ sorusunu “bu konuya girmeyeceğiz” diyerek geçiştirdi. Soruyu duyunca yüzü asıldı, gerildi, terini sildi ve o tek cümleyi edip muhabirlerden uzaklaştı. Bir gün sonra, yani dün gece yarısı ise Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in de olduğu üst düzey CHP’lilerin “alternatif olağanüstü kurultay hazırlığının” Zoom toplantısı sızdırıldı.
Dün gün boyu sosyal medyada döndü durdu. Taraflar üst üste açıklamalar yaptı. Ekrem İmamoğlu hem gizli toplantı olmadığını söyledi hem de “sızdırıldığını” söyledi. Ekrem İmamoğlu’nun panik yaptığı bariz belli oluyordu. Zaten CHP Genel Merkezi de “toplantıdan haberimiz yoktu” açıklaması yaptı.
Toplamda 8 CHP’linin katıldığı, Ekrem İmamoğlu’nun yoklama alıp yönettiği bu toplantı sanki sızdırılmamış da “sızmış” gibi geldi bana. İçerikte çok bir şey yok. Ancak bir cümle var ki, önümüzdeki günlerin büyük kavgasının işaret fişeği olarak kayıtlara geçti bile.
Toplantı, İmamoğlu’nun “Alternatif olağanüstü kurultay süreci olabilir mi? Olgunlaşabilir mi? Buna dair bir zemin var mı?” soruları ile başlıyor. İşte buna “Kılıçdaroğlu’na karşı darbe girişimi” denir. Ne var bunda, “parti içindeki muhalifler harekete geçmiş, kurultay öncesi toplantı yapıyorlar” diyenler var. Ancak o iş öyle değil. Parti içi muhalefet, geçmişte Mustafa Sarıgül’ün Deniz Baykal’a, Muharrem İnce’nin de Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı önce delegeden imza toplayıp sonra genel başkanlık için yarıştığı gibi yapılır. Üstelik CHP, 15 Ekim’de bitecek il kongrelerinin ardından Parti Meclisi’nin belirleyeceği tarihte olağan kurultaya gidecek. Muhtemelen de kasım ayında olacak. Ancak Ekrem İmamoğlu, takvimi işleyen olağan kurultaya rağmen “olağanüstü” kurultaydan bahsediyor.
Şu günlerde ise CHP’nin ilçe, il ve genel merkez delegelerini belirleyecek “mahalle seçimleri” başladı. Bu durumda yenilikçilerin ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. Yani olağan kurultaydan önce olağanüstü kurultay yapmaları lazım. Zoom toplantısından öğrendik ki İmamoğlu ve Özel rakipken güçlerini birleştirmişler ve Kılıçdaroğlu’na karşı hareket edecekler. Bu Zoom toplantısında, İmamoğlu’nun moderatörlük yapıp katılımcılardan rapor alması Özgür Özel’in kendisine “ikna olduğunu” da ilan ediyor aslında.
Sistematik çalışma ve CHP’li ağır topları isim isim markaja almalar, Bodrum’a kadar araç gönderip imza almalar… İmamoğlu’nun başını çektiği değişimcilerin dönülmez bir yola girdiğini söyleyebiliriz. Konuşmalarından da kendilerinde CHP’yi olağanüstü kurulaya götürecek gücü gördükleri anlamını çıkarabiliriz.
CHP Genel Merkezi’nin devre dışı bırakılarak yapılmak istenen “korsan” CHP kurultayı, Türk siyasetinde daha önce denendi. Hem de Ekrem İmamoğlu’nun siyasetteki en büyük destekçisi Meral Akşener tarafından. MHP’deyken Devlet Bahçeli’ye bayrak açan Akşener, Koray Aydın ve arkadaşları partiyi olağanüstü kurultaya götürmüş ve genel merkezin tanımadığı tüzük değişikliğine gitmişti. Muhaliflerin, 19 Haziran 2016’da yaptığı olağanüstü tüzük kurultayında MHP tüzüğü değiştirilmiş ve seçimli olağanüstü kurultay kararı alınmıştı. MHP kurultayı yargı kararı ile iptal edilince de Akşener ve arkadaşları İYİ Parti’yi kurmuştu. CHP’de işler bu raddeye dayanır mı kestirmek mümkün değil? Ancak izlenen ve kısmen sonuç alınan bir “yol” var. Akşener’in siyasette İmamoğlu ile ortak hareket etme ve onu Cumhurbaşkanı yapma arzusu devam ediyorsa, CHP’deki değişim rüzgarını CHP dışından birilerinin üflediğini söyleyebiliriz. Son dönemde İYİ Partili bazı isimlerin yerel seçimlerde CHP ile kesinlikle ittifak yapmak istemediklerine dair net açıklamalarını da “beklenen değişim” çerçevesinde okumak gerekiyor. İmamoğlu CHP Genel Başkanı olursa, buna CHP dışından en fazla kim sevinir, kim gelip kucaklar ve kim “daha yeni başlıyoruz” der? Önümüzdeki günler çok fazla gelişmeye gebe. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi ve Canan Kaftancıoğlu’nun mukabele etme biçimleri, yöntemleri kavganın sertliğini belirleyecek.