Ekleme
Tarihi: 09 Haziran 2023 - Cuma
Öncelikle kalbi Türkiye Yüzyılı için atan yeni kabinemizi tebrik ediyorum. Çok önemli ve tarihi bir dönemeçte görev aldılar. İşleri zor ancak tarihe yazılacak kadar ehemmiyetli. Gönülden dua ve desteklerimiz her bir bakanımızladır.
Türkiye’nin son yirmi yılda çok önemli kazanımları olduğu ve refah seviyesinde ciddi artışlara sebep olduğu yadsınamaz gerçekliklerdendir. İster iç pazar hacmine ister dış pazar hacmine bakalım, isterseniz kapının önündeki otomobil adedine bakalım, yani neresinden bakarsak bakalım refah arttı. Refahın bölüşülmesinde ise son dönemde yaşanan sıkıntıların geçici olacağını umut ediyoruz.
5T Bakanlıkları
Hiçbir şirket finansı, muhasebesi veya idari işler çok iyi diye büyük başarılara imza atamaz. Bunlardan ziyade çok iyi bir ürün, çok iyi bir hizmet üretti veya ürününü harika pazarladı diye kâr eder, başarılar kazanır. Bu nedenle diyoruz ki milletimizi refaha ulaştırmak işin, Ticaret, Teknoloji, Tarım, Turizm, Tabii Kaynaklar Bakanlığı ana bakanlıklarımız olmalıdır. Dikkat ederseniz Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı bunun içerisinde saymadım. Zira kötü bir finans yönetimi iflasa sürüklerken çok iyi de olsa finans yönetimi bizi istediğimiz yere vardıramaz, kâr üründe ve hizmettedir. Ancak Türkiye’nin kıskaca alınmak istendiği alan itibariyle finans yakın gündemin ana başlığı olacaktır.
Teşhis ve tedavi
Tedaviye karar vermek için teşhisin çok yönlü incelemeler ile yapılmış olması gereklidir. Yanlış teşhis, yanlış tedaviyi getirir. Kaldı ki Türkiye ekonomisinin geneli değil ancak finansal açıdan bulunduğu durum beyin cerrahı edasıyla hareketi mutlak surette gerektirmektedir.
Son bir yılda 250 civarı yazılı sözlü düzenleme yapıldı, takibi için bile artık özel bir ihtisas gerekiyor. Bunların hemen olmamak ile beraber süreç içerisinde sadeleştirilmesi “güven ve istikrar” için elzemdir. Yarın sabaha ne düzenleme gelecek diye düşündüğün bir sistemde “öngörülebilirlik” kalmamıştır. Yine bu denli fazla düzenleme ihtiyacı varsa “sürdürülebilirlik” yoktur. Bunların olmadığı yerde istenen düzeyde “yatırım” olmaz.
Kök sebep analizimiz neydi?
19 Ağustos 2022 tarihinde neşr olan makalemize göz atılmasında fayda var. Bu makalemizde kök sebep analizine göre bulgumuz şuydu;
…Hane halkının tasarruflarını enflasyona karşı koruyacak bir yol üretilmez ise konut ve otomobil gibi nispeten likit ve enflasyona karşı kendini ispat etmiş varlıklarda fiyatlar kısa süreli bir duruş sergilese de “beklenen enflasyon”a paralel fiyat artışı kaçınılmaz olacaktır. Bunu kanun yaparak engellemek de mümkün değildir.
Hayatın doğal akışına ters olan kanunlar sadece kayıt dışı ekonomiyi büyütür ve vergi kaybına sebep olur.
1990’lı yıllarda ticaret yapanlar bilirler; o gün var olan ikinci el alım satımlarında yüksek oranlı vergiler nedeniyle devir işlemleri adi sözleşmeler üzerinden gerçekleşir ve bir aracın neredeyse beş altı devrinden sonra noterden resmi işlemi gerçekleşirdi. Bırakın alım satımdan maktu vergi almayı aracılar resmiyette gözükmediği için kurumlar vergisi ve kdv bile tahsil edilemezdi….
Geldiğimiz nokta itibariyle yukarıda ifade ettiğimiz, yanlış kurulmuş ilişki ağının, temel sorun olduğu noktadayız. Nitekim, konulan kanunlar çare olmaktan uzak oldular. Ne konut fiyatları geriledi ne kira, ne de otomobil. Hatta bir ara “beklenen enflasyona” göre otomobil fiyatı, konut fiyatı derken, piyasa kuru gibi bir tanım ortaya çıktı. Umarız bu denli dengesizliğin mutedil bir akılla, kök sebep bulunarak çözüme kavuşturulduğu kararlar çok geçmeden alınır, alınacaktır.
Kısa vadeli dengelenme döneminin sonrasında merkezinde Türkiye’nin olacağı enerjinin, sanayinin, teknolojinin kavşak noktası yeni bir merkez bu coğrafyada meydana gelecektir. Bundan beş yıl evvel bir tane unicorn’u, milyar dolar değerlemeli yeni kurulum şirket (Startup), yokken son beş yılda beşi aşkın unicorn ve 20’ye yakın unicorn adayı meydana getiren Türkiye’nin mümbit zemini Türkiye’nin bu gerçekliğine bir örnek olarak akıllarda yer edinmelidir. Bu sebeple 5T bakanlıkları esas yükü omuzlamalı ve değer üretiminde daha fazla yer edinmelidir.
Yeni ajandamızı günlük olarak yapmalıyız. Cari açığı sonlandırmak için günlük al sat (ithalat-ihracat) farkı 100 milyon dolar olan bir dış ticareti geliştirmemiz tüm sorunları kökten çözecektir. Bu farkı sektörlere bölüp iş takibimizi, ihracat pazarlarımızı, ürünlerimizi geliştirmeye kafa yorulmalı…