Türkiye seçim tarihinin en zor, en önemli, en stratejik seçim sürecini yaşıyor. 14 Mayıs’ta yapılan ilk turda, adaylardan hiçbiri yüzde 50+1’i yakalayamadığından, yarın ikinci tur için sandık başına gideceğiz. Sadece Türkiye değil, dünyanın, özellikle mağdur milletlerin merakla beklediği bir seçim yapacağız yarın.
Emperyalistlerin gözü de sandıklarda olacak. Türkiye’nin ayağa kalkmasından, kendi eksenini oluşturmasından, her alanda bağımsız politika izlemesinden rahatsızlık duyanlar, nasıl bir beklenti içinde olduklarını açık açık söylüyor.
Seçim sürecinde muhalefet her türlü yalan, iftira, algı, manipülasyon ve provokasyona başvurdu. Rakiplerini egale etmek için her türlü çirkinliği mübah gördü. FETÖ yöntemleriyle kumpas kurdu, PKK eliyle tehdit etti, trol ordusuyla linç girişiminde bulundu. Bütün bunlara rağmen, Yuvarlak Masa’nın HDP destekli adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 puan gerisinde seçimi tamamladı.
Seçimin ikinci tura kalmasına neden olan Sinan Oğan’ın milliyetçi kimliği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında yeni bir makas değişimine yol açtı. 14 Mayıs’a kadar Piro Kemal ile ‘mücahit Kılıçdaroğlu’ maskesini takan CHP lideri, 15 Mayıs’tan sonra ‘başbuğ Kemal’ olmaya karar vermiş.
Kemal Kılıçdaroğlu için sıfat değiştirmek kolay olmasına kolay da, küçük bir sorun var. HDP ile yapılan iş birliği ve HDP’lilerin söyledikleri ne olacak?.. Herkes “Şimdi ne olacak, bu açmazdan Kemal Bey nasıl çıkacak” diye merakla beklerken, müthiş bir manevra geldi Kılıçdaroğlu’ndan.
Günlerdir reklamını yaptıkları, öve öve bitiremedikleri BaBaLa TV’deki röportajında Kemal Bey, marifetini ortaya koydu. HDP ile gizli bir pazarlık olduğunu en açık şekilde dile getiren Sırrı Sakık’ı hedef alan Kılıçdaroğlu, “Sırrı Sakık bize hangi desteği verecek, nasıl destek verecek? Biz devletin derinliklerinde nelerin döndüğünü, kimlerin kimlere hizmet ettiğini, hangi gerekçelerle konuştuğunu biliriz. Bu ülkede hâlâ ülkesini seven namuslu bürokratlar var. Onlar bize bilgileri getirirler. Kimin ne olduğunu biz gayet iyi biliriz” dedi.
Sırrı Sakık’ı devletin adamı olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, resmen Sakık’ı PKK’ya hedef haline getirdi. Kılıçdaroğlu sadece Sakık’ı hedef almadı, aynı zamanda çok önemli bir itirafta bulundu. Devletin derinliklerinden haber aldığını, bazı bürokratların kendisine bilgiler getirdiğini söylüyor.
Şimdi iki sorunun cevabını bulmak lazım. Sayın Kılıçdaroğlu, sizde başka hangi bilgiler var. Mesela PKK’nın içine yerleştirilen ajanların isimleri var mı, bu isimleri HDP ile pazarlıkta kullandınız mı?
Sayın Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından Ankara’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’ yaptı. Berberoğlu niye tutuklandı? FETÖ’nün MİT kumpasının belgelerinin postacılığını yapmıştı. Postacı, belgeleri Can Dündar’a teslim etti. Peki, kimden teslim aldı?
Gelelim asıl soruya… MİT TIR’ları kumpasının belgelerini Kemal Bey, DEVA Partili Abdurrahman Bilgiç’in kardeşi, şu an Almanya’da kaçak yaşayan MİT’çi Sadi Bilgiç’ten almış olabilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu’nun son Almanya ziyaretinde görüştükleri arasında Sadi Bilgiç var mı?
Sayın Kılıçdaroğlu’nun açtığı “cehennemin kapısı” ve en güncel bir örnekle meseleyi kapatalım. Terör örgütü PKK, Irak Şengal’de ileri gelen bir aşirete mensup Said Aşur’u kaçırarak “TC’nin ajanısın” deyip sorguladı, işkence yaptı. Ardından da sakladıkları evi havaya uçurarak öldürdü. PKK, aşiretin tepkisinden korktuğu için de işlediği cinayeti SİHA operasyonlarına yıkmaya çalışıyor.
Evet, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Sırrı Sakık’a ajan diyerek, nasıl bir kötülüğe kapı araladığının farkında olup olmadığını bilmiyoruz, ama çok tehlikeli işler peşinde olduğu aşikâr…