‘Türkiye’ye yeniden yön vereceğiz, rotasını düzelteceğiz. Batı ile ilişkiler öncelikli hale gelecek’ten, ‘Türkiye’yi Çin’a bağlayacağız’a nasıl geldik?? Şaşırmamak, merak etmemek mümkün mü? ‘7li Masa’ baş azası ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumartesi gecesi sosyal medya üzerinden, ‘hayatımın en büyük projesi’ diyerek, “Ne Batı ne Doğu, bu Türk’ün yolu’ başlıklı vaadini paylaştı. En çok Çin’e giden trenlerin hâlâ Halkalı’da takılı kaldığını sananlar sevinmiş olmalı… Özetle şunu söyledi Sayın Kılıçdaroğlu; “Türkiye-İran-Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan üzerinden Çin’e ulaşan hat/hatlar kuracağız”...   İki yönden derhal eleştiri aldı. Bir, Azerbaycan planda yoktu. İki, bu yollar ve Türk Devletleri ile ilişkiler mevcut iktidar tarafından zaten düşünülmüş, hayata geçirilmiş, uluslararası konjonktüre bağlı olarak yıllar içinde bu yol/bağ zaten ‘biraz yukarıdan’ kurulmuştu. Daha da yapılacak işler vardı ama ‘orta yol’ denilen buydu... Kılıçdaroğlu ‘hayatının projesinin’ onlarca kat fazlası cari hükümet tarafından hayata geçirildiği ve her kalemi onlarca sayfalık yazılar gerektirdiğinden, alt-üst başlıkları, sayısız derkenarı bulunan adımlarını buraya sığdıramayız. Yıllardır burada, jeopolitiğini, enerji hatlarını, stratejisini, savaşı dahil işledik. Bunun gibi yapılmış, geçilmiş işler için zaman, enerji harcayamayız. Gerek de yok. Yok, çünkü; Kılıçdaroğlu da bu planı kuranlar da hepsini biliyorlar zaten.   Ve iş burada başlıyor... SEÇİM İÇİN AMA ASLA SADECE SEÇİM İÇİN DEĞİL! Tasarının şimdi ortaya çıkması ya da hazırlanıp yetiştirilmesi diyelim, Kılıçdaroğlu sunumunun ilk cümlesinde zaten kendini ele veriyor; “Millet İttifakı Batı Yanlısı’ iftirasında bulunuyorlar”… Hem projenin hem de ‘Batı’dan Doğu’ya dönüşün’ ilk sebebi budur. Yani seçim. Gerçek, ‘Millet İttifakı’nın Batı yanlısı olduğuna’ seçmenin artık inandığı, bunun da belirgin biçimde ellerindeki “intiba anketlerine” yansıdığıdır. Fakat plan özelinde bu bile ikincildir... Önce şunu tek cümlede bağlayalım; Millet İttifakı/CHP’nin iktidarda olduğu bir hükümetin bu planı uygulamaya çalışması halinde -teknik olarak da yapamazlar, bunun uluslararası/bölgesel zeminini de kuramazlar ayrı- ABD o karton haritayı yırtıp boğazlarına kadar sokar! Ermenistan savaşında aleni ittifak, Türkiye-Azerbaycan-Rusya’ydı. Zımnî ama fiili ortaklardan biri İsrail’di. O da dahil olur. Ama Erdoğan ve Cumhur İttifakı yapabilir çünkü yapmışlığı/yapılmışı var. Zaten nizanın çıktığı yer orası. “Seçimden sonraki seçim” diye dilimizde tüy, kalemimizde mürekkep bitiren son aşama o zaten!   Geçtik... HARİTANIN GEÇTİĞİ YOLLARA DEĞİL GEÇMEDİĞİ YOLLARA BAKIN… Planı ciddiye almak zorundayız. Kendisini değil, vazettiğini! Böylesi ‘haritalara’ bakarken, içine katılanlara değil, dışarıda bıraktıklarına da bakılır. Tamam, Azerbaycan’ın dışarıda bırakılması gariptir. Bakü neden dışarıda bırakılır? Başka? Rusya yoktur. Moskova’yı oyun dışı bırakır. Fiziken tabii. Yoksa siyaseten Rusya İran’da güçlüce vardır. Çin de öyle. Türkiye, İran’a bu yolla ve CHP/Millet İttifakı ile girdiğinde, Rusya-Çin ortak ayağına saldırmış olur. Üç, Türkiye’nin Hazar Havzası ve kıyıdaşları ile ilişkilerini etkiler. Dört, Türk Devletleri Teşkilatı içindeki dengeleri bozar… Ermenistan’ı kurtarır! Zengezur biçimsizleşir. Hem de dokunmadan... PROJENİN ARKASINDA KİM VAR? Konunun daha fazla detaya sirayet etmemesi için CHP diyorum ama esasen Millet İttifakı içinde bu var. Hepsi Batıcıdır, beis yok. Ancak hangi Batı?..   CHP daha çok AB’cidir. Ama ‘ABD karşıtı’ asla değil. Parti içinde ABD’yi önceleyen bir kanat vardır AB’yi önceleyen bir başka yaka vardır. Bunları, ittifak üyelerinin zaman zaman ABD’ye gönderdiği selamlarda da yakalayabilir, örneğin kimi danışmanların Batı medyasına yaptığı açıklamalarda da tesbit edebilirsiniz. Peki, bu proje hangi kanadın?.. Avrupa kanadının. Artı, İngiltere. Şaşırtmasın, ‘Anglosfer’in ayrılmaz parçası Londra’yı yazdık. (Our position on China: Foreign Secretary’s 2023 Mansion House speech’, 25/04, gov.uk.) Hatırlayalım, 300 milyar doları nerede aramışlardı?.. Avrupa ülkeleri, Rusya ile ilişkilerin bu raddeye gelmesinden zaten memnun değiller ve kötüye gitmesi/uzaması ihtimalinden nefret ediyorlar. Ancak, Çin’le de ilişkilerin aynı çıkmaza saplanması olasılığından çok korkuyorlar. Örneğin, NATO’nun Asya-Pasifik’e yayılması düşüncesinden de tüyleri diken diken oluyor. Paris ve Berlin’de bunun işaretleri daha sık ve güçlü görülüyor. İlaveten, İran-Arabistan arasındaki Çin arabuluculuğunun yarattığı dalgalanmayı gördüler. Benzerinin Ukrayna’da yaşanabileceğini düşünüyor hatta teşvik ediyorlar. Bunda umut bulanlar da var. Henry Kissinger; “Şimdi Çin bir barış girişimi ortaya koyduğuna göre her şey yerine oturacak. Yılın sonuna kadar müzakere sürecinin başlaması ile ilgili konuşacağımızı düşünüyorum. Ukrayna krizi şu anda bir dönüm noktasına yaklaşıyor olabilir”...   Esasen Çin’in yaptığı bir meydan okuma. Bu Avrupa’yı daha da huzursuz etti. Bu yüzden Almanya 23 yıldan sonra ilk kez bir Fransız Cumhurbaşkanı’na “devlet ziyareti” daveti yaptı. Bu önemli. Berlin daveti, “iki ülkenin dostluğunda yeni bir sayfa” diye duyururken Çin Dışişleri Bakanlığı da, bu hafta bakanlarının Almanya ve Fransa’ya ziyarette bulunacağını duyurdu. Ve oradalar. İşte Kılıçdaroğlu’nun elindeki haritanın sadece bölgeye değil CHP’ye/ittifaka izdüşümü böyle. Çok kuş vurma aklıdır. Projenin, Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi ile ilgisi de muhakkak düşünülmeli. Hayatidir! ‘Batıcı değiliz’ mesajı vermeye çalışırken Batı hiziplerinin bile politikalarına nüfuz ettiğini gösteriyorlar. Hükümet olsalar tabloyu siz düşünün...